40.Bölüm

906 45 1
                                    

Gözlerimi araladığımda görüş açıma ilk giren şey gece boynunu morarttığım sevgilimdi. Başımı kaldırıp yüzüne baktığımda beni sıkıca sarmış, mışıl mışıl uyuduğunu görmüştüm.
Etrafa göz gezdirdiğimde yerlerde olan kıyafetler, vücut sıvıları ve tabii ki üzeri yapış yapış olan biz saçma bir şekilde uyum içerisindeydik.

Bu görüntünün midemi bulandırması gerekirken yüzümde bir gülümseme oluşturmuştu. Salak gibi sırıtırken yanımda hiss ettiğim haraketlilikle sevgilime baktım. Gözlerini açıp masum bir bakışla yüzüme bakıyordu. O kadar sakin ve saf gözüküyordu ki dün beni siken o değildi sanki.
Eğilip yüzüne bir öpücük kondurmak istediğimde kalçama saplanan ince sızıyla inlemiştim.

"Ne oldu?" Yeni uyandığından dolayı boğuk çıkan sesiyle ona döndüğümde bu soruyu gerçekten sorduğuna inanamıyordum.

"Soruyor musun bir de?" Acımdan dolayı sinirlenmiştim ve Kaan'a kin doluydum şuan.

"Senin yüzünden!" Omzuna geçirdiğimde etkilenmediğinden emindim ama o sanki acımış gibi omzunu tutup yüzünü buruşturmuştu.

Gözlerimi devirip çıplak omzuna, ardından yanağına sıkı bir öpücük kondurduğumda beni kendine çekip üzerine düşmemi sağlamıştı.

"Yavaş olsana ayı, acıyor." Ağlamaklı çıkan sesimle yüzü anında ciddileşmişti.

"Çok mu acıyor?" Yumuşak çıkan sesi içimi sıcacık yaparken kafamı iki yana salladım ve yüzümü boynuna gömdüm.

Bir kaç dakika öylece dururken bir kıkırtı duyduğumda yüzüne bakmıştım. O ise gözlerini boynumda gezdirip "Ne güzel izler bırakmışım boynunda." Dedi keyifle ve hafif bir öpücük kondurdu oraya.

Yeniden başımı omzuna yaslarken burnuma dolan kokusu bana huzur veriyordu. Birden ayaklanmasıya neye uğradığımı şaşırmıştım.

"Duş alalım." Dedi saçlarımı öperken.

"Beraber mi?" İrileşmiş gözlerim gözlerindeyken "Dün herşeyini gördüm zaten neden utanıyorsun ki?" Dedi bu cümlesine de utanacağımı bile bile.

"Ya!" Deyip yine omzuna vurduğumda o rol yapmaya başlamadan hemen öpmüştüm vurduğum yeri.

Beraber banyoya girdiğimizde beni lavabonun hemen yanındaki çamaşır makinesinin üzerine oturtup suyu ayarlamıştı. Sonra yine beni kucağına alarak duşakabine girip kapısını kapatmıştı.
Sıcak su başımdan aşağı akarak beni rahatlatırken saçlarımda hiss ettiğim ellerle saçımı yıkadığını anlamıştım. Önce güzelce köpürterek kafamı yıkamış, ardından kendi saçlarını yıkarken ben de vücudumu temizlemiştim.

İkimizde çıkmaya hazır olduğumuzda gitmeme izin vermemiş, sıcak suyun altında beni dakikalarca öpmüştü.

Sonunda çıktığımızda üzerime onun siyah tişörtlerinden birini geçirmiştim. Uzun olduğundan dizlerime kadar geliyordu ve bu yüzden altıma bir şey giymeye gerek duymadan aşağı inecektim ki kapı açıldı ve sevgilim içeri girdi.

"Bebeğim?" Dedi yanıma doğru adımlarken.

"Aşkım?" Kollarımı boynuna dolayıp sıkıca sarıldım.

"Sana krem getirdim." Dedi elindeki kutuyu gösterirken.

"Sonra sürerim." Dediğimde kaşlarını çatıp "Ben süreceğim." Demişti.

Çok fazla zorlamadan benimle ilgilenmesine izin vermiştim.

Beraber kahvaltı hazırlayıp masaya oturduğumuzda bakışlarının bende olduğunu görüp "Ne oldu?" Dedim merakla.

Bardağıma çay doldururken "Dün gece nasıldı?" Diye sordu pat diye.

Yanaklarımın yeniden kızarmaya başladığını anladığımda sorusunu duymamış gibi ağzımı tıka basa doldurmuştum.

Ben hızlı hızlı ağzımdakileri çiğnerken ona asla bakmıyor, yemeğimle ilgileniyormuş gibi yapıyordum. Sorusuyla o kadar utanmıştım ki yer yarılsa da içine girsem diye dualar ediyordum.

Üzerimde olan gözleri hiss ettiğimde pes ederek ballarımı ona çevirdiğimde kırgınlıkla parlayan gözlerinin bende olduğunu gördüm.

"Ne oldu, sevgilim?" Hiss ettiğim endişe sesime yansıdığında elimdeki çatalı bıraktım.

"Soruma cevap vermedin, hatta yüzüme bile bakmadın. Pişman mısın dün yaptığımız şeyden?" Gözlerini etrafta gezdirip vereceğim cevabı beklerken o kadar gergindi ki utandığım için pişmanlık duydum bir an.

"Saçmalamayı keser misin? Sanki zorla yapmışsın gibi söyleme." Elimi masada duran elinin üzerine götürüp kendime çektim ve iki elimle sardım.

"Hayatımda geçirdiğim en güzel geceydi." Diye tamamladım cümlemi.

Yüzünde ufak bir tebessüm belirirken "Çok aşığım sana." Dedi gözleri yüzümde dolanırken.

Normalinden fazla süren kahvaltımızı yaptıktan sonra kirlenmiş tabakları mutfağa götürdüğümde o sırada Kaan da bardakları bulaşık makinesine dolduruyordu. Geldiğimi görüp elimdeki tabakları bir kenara bıraktıktan sonra belimden tutup beni tezgaha oturtmuştu. İkimizin de yüzü huzurlu bir gülümsemeyle aydınlanırken yaklaşıp daha kızarıklığı ve şişkinliyi geçmeyen dudaklarımı yavaşca öpmüştü.
Dün kendimizi fazla kaptırdığımızdan olsa gerek dudaklarım yaraydı ve gerçekten acıyordu. Küçük ve yumuşak öpücükleri çoğalırken omuzlarına tutunup onu biraz kendime çektim.

Bedenlerimiz şimdi bir birine daha yakınken bir koluyla sıkıca belimi sarmıştı. Büyük ellerinden biri ise açıkta kalan bacağımı okşarken ortamın tansiyonunun bir anda artmasıyla kanımın kaynadığını hiss ediyordum. Dün gecenin ağrıları hala üzerimdeyken bunlara yenilerinin eklenmesini istiyordum.
Ama Kaan böyle düşünmüyor olacak ki elini bacağımdan çekip beni kucağına almıştı. Ardından salona geldiğimizde başımı omzuna yaslamış, sakinleşmemizi beklemişti.
Neden böyle olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu, sadece çok huzurlu ve mutlu olduğumu biliyordum.

Tabii ki eskiklerim vardı, aklıma gelince ağlamak istediğim anılarım, evimize gittiğimde yanlızlıktan üşüdüğüm oluyordu elbette ki. Ben yine üzülüyor, yine anlamsız şeylere bile ağlayabiliyordum ama bunların hepsi önemsizdi. O vardı çünkü, karanlık dünyamı aydınlatan tek yıldızım, tek güneşim. Hiç kimse olmasa da o vardı benim için.


Beni herkes sevdaya asi sanır, oysa aşk beni nerde görse tanır🫠

Yazdığım aşk kitabını herkes Eren'in Kaan'a olan sevgisi sandı. Oysa hepsi sana aitti

BAL ÇOCUĞUM |BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin