23.Bölüm

2K 118 21
                                    

Hayatının en çaresiz anını herkes hatırlardı. O zaman diliminde yaşadığın en olumsuz duyguları, yanında olan ve ya olmayan insanların hepsini zerresine kadar beynine kazırdın resmen.
Benim hayatımın en çaresiz anı ise işte tam bu andı. Yatağıma girip yorganımın altında nefesim kesilene kadar ağlarken çok çaresizdim ben.
Elimden hiç bir şey gelmiyor, onu uzaktan izleyebiliyordum sadece.

Ne kadar da korkaktım.

Sevdiğime onu sevdiğimi söyleyemeyecek kadar cesaretsiz, elinden tutup bu benim sevgilim diyemeyecek kadar korkaktım. Her yönden eksik olmam acıtıyordu canımı. Öyle ki, sevdalı yüreğim sızlıyordu. Bıçaklanmış yerlerinden kan akıp içime içime işliyordu. Kan ağlıyordum ben onsuz.

İki ayı aşkın bir süredir konuşmuyorduk. Aramız berbattı ve ben her geçen gün aramızdaki duvarların daha da kalınlaştığını hiss ediyordum. Bunu bilmek boğazımda bir yumrunun oluşmasına sebep olsa da gerçekti bu.

Aramızda buzdan dağlar, taştan duvarlar vardı ve ben asla ona ulaşamıyordum. Gerçi, ulaşmayı denememiştim ki.

Kafamda binbir türlü düşünceyle ağlamaya devam ederken çalan telefonumla başımı yorganın altından çıkarıp arayana baktım.

Zümrüt.

Garip bir şekilde bu kız son zamanlarda beni sıkca arıyordu. Telefonu açıp kulağıma götürdüğümde hafif korkmuş sesini duydum.

"Eren."

İsmimi söylediğinde ağladığımı anlamaması için hm diye bir mırıltı çıkarmıştım.
O ise derin bir nefes alıp "Kaan hastanede." Dedi bir çırpıda.

Dediği cümle beynimde defalarca yankılanırken kulaklarım uğulduyordu. Ne olduğunu anlamazken telefon yüzüme kapanmıştı bir anda.

....

Hastanelerden hep nefret etmiştim. Bu beyaz duvarların hepsinde acı dolu çığlıklar, anlar doluydu çünkü. Kim bilir kaç kişi burada sevdiğinin ölüm haberini almış kaç kişi hayallerini, umutlarını yıkacak şeyler duymuştu. Şimdi hızlı hızlı merdivenleri çıkarken kalbim ağzımda atıyordu resmen.
Ona ne olduğu neden hastanede olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu. Duyduğum anda yataktan fırlamış Zümrüt'ün gönderdiği konumda bulmuştum kendimi bir anda.

Sonunda 2033 numaralı odaya vardığımda derin bir nefes alıp kapıyı tıklatmıştım. İçeriden Zümrüt'ün sesini duyduğumda yavaşca araladım kapıyı. Onu görecek olmak kalbimin hızlı hızlı atmasına sebep oluyordu.

Sonunda içeri girmeyi başardığımda gözaltları mosmor, yüzü solgun ve gözleri kıpkırmızı çocukla yerimde kalakalmıştım.

Benim de ondan bir farkım yoktu gerçi ama onu böyle görmek daha çok yakmıştı canımı.

Gözlerimiz bir birine kenetlenmişken ağlama isteğim o kadar güçlüydü ki ayaklarına kapanıp özür dilemek istiyordum ama kendimi tuttum ve bakışlarımı Zümrüt'ün yeşilleriyle buluşturarak "Ne oldu?" Dedim durgun bir şekilde.

"Bence Kaan kendisi anlatsın sana." Yüzündeki muzip bir gülümsemeyle omzuma bir kaç kez pat patlayıp çıkmıştı odadan.

Bense hala aynı yerde gözlerimi ondan başka her yerde gezdiriyordum. Onu birazcık da olsa tanıyorsam ters tepki vereceğinden emindim. Belki de yüzüme bakmayacak, yokmuşum gibi davranacaktı.

Ne yapacağını bilmek için ise küçük adımlarla yanına yaklaştım ve yatağın yanındaki sandalyeye oturdum. Neden burada olduğunu, Zümrüt'le ne ara bu kadar yakınlaştığını deli gibi merak ediyor ama hiç bir kelime edemiyordum.

Sonunda sesimi bulup çıkarabildiğimde gözlerine bakmıyordum. Ne söyleyeceğimi beynimde on kez tekrar ederken yutkundum. Yanında en rahat olduğum insan şimdi yabancıydı bana.

Ne hale getirmiştim bizi böyle..

"Şey.." Muhteşem bir başlangıctı. Aferin Eren. Salak Eren.

"İyi misin?" Sorabileceğim en saçma soruyu sormuş, yüzüne bile bakmamıştım.

"İyi gibi mi görünüyorum?" Dedi çatallı sesiyle.

Sonunda bakışlarımı yerden kaldırıp yüzüne çıkarabilmiştim. Berbat görünüyordu. Çökmüştü sanki.

"İyi değilsin ve bunun benim yüzümden olduğunu bilmek canımı yakıyor." Dedim gözlerim dolu doluyken.

Alayla güldü ve "O kadar değerim var mıymış ya?" Gülerek söylese de sesindeki acıyı hiss etmiştim.

"Sen," Yutkundum. Cesaretli olmak çok zordu.

"....benim için en değerli insansın."  Gözlerim gözleriyle buluştuğunda bakışlarındaki ışıltıyı görmüştüm.

Burnumu çekip zorlukla bedenimi yanı başından kaldırdığımda "İyi geceler." Demiştim sadece. Daha fazla yanında kalırsam ağlayacaktım.

Kapıya yöneldiğimde duyduğum cümleyle gözyaşlarım akmaya başlamıştı.

"Sensiz iyi falan değil geceler, bal çocuk."

Arkamı dönüp yaşlı gözlerimle yüzüne bakarken birkaç adımda yanına kadar varıp hızlıca dudaklarımı dudaklarıyla birleştirdim.

Cesaret, ona ulaşmak istemedikce sana gelmezdi.



Bekediğiniz gibi oldu mu bilmiyorum ama gelecek bölümde artık herşey bitmiş olacak.

Nasıldı bölüm?
Beklentinizi karşıladı mı yoksa daha farklı olabilir miydi?

Hiç içime sinmese de idare edin artık.

BAL ÇOCUĞUM |BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin