"Sen.." Gözleri büyürken kalkmak için öne atıldı. Sarhoşluğun verdiği sersemlik hissi ile halüsinasyon gördüğünü düşünüyordu.
"Savaş bıraktı peşimi sıra sana mı geldi." Gülerek kurduğu cümle ile hayal sandığı kişi derin bir nefes aldı.
"Barış... Ben gerçeğim." dedi Fırat. Barış kafasını tekrar kaldırarak adama baktı. Rüzgarda savrulan saçından tut karanlıkta bile belli olan parlak gözleriyle gördüğü kişi tamamen Fırat olmalıydı. Yine de emin olamadı fakat burnuna gelen ve bütün alkollerden daha çok sarhoş etkisi bırakan tanıdık koku onu ikna etmişti bile. Evet gerçekti.
"Beni nasıl buldun?" Sorgulayan gözlerle onu izledi, nasıl olduğunu zerre merak etmese de sorma ihtiyacı duymuştu. Gelmesi yeterliydi onun için. Fırat bakışlarını denize çevirdi ve kısık bir tonla cevapladı sorusu:
"Hiç kaybetmedim ki." Barış verdiği yanıtı duyunca kahkasını bastıramadı. Dalga geçmek için geldiğini düşünmüştü.
"Bi de her şeyi kafanda kurdun de tam olsun."
"O sözleri söylerken kendimde değildim." Barış kafasının allak bullak olduğunu hissetti. Saatlerdir duymak istediği cümleler karşısında hayat buluyordu. İçindeki hüzün yavaş yavaş kaybolmaya başlamıştı, bir cümle ile.
"İnanayım mı?" Fırat ona döndü ve buruk bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.
"İnan... Kızımın-"
"Velayeti anneannesine geçti ve sen de sinirlendin sonra sinirimi nasıl dışarı atsam diye düşündün?" Fırat cümlesini Barış'ın tamamlanmasıyla şaşkınlığını gizleyemedi.
"Evet, tam olarak öyle oldu." Derin bir nefes alarak devam etti. "Bak Barış davayı kaybettiğimden beri kendimde değilim, gerçekten." Barış gözlerini ayırmadan söylediği her kelimeyi içinden tekrar etti anlamak için.
"Üzücü ama bundan daha üzücü bi şey varsa saatlerdir içimde kopan fırtınalar." dedi ve şişeyi tekrardan ağzına götürecekken Fırat elinden hızlıca şişeyi aldı ve büyük yudumlarla içmeye başladı. Barış kaşlarını çatıp ona baktı.
"Sen alkol sevmezdin?"
"Seni de sevmezdim."
Barış sessiz kalmayı tercih etti. Fırat şişeyi yanına indirdi. Şu an ne açıklama yaparsa yapsın sabah her şeyi unutacaktı. Uzun süren sessizliği Barış bozdu.
"Fırat bilir misin, insan sarhoşken ya da çok sinirliyken söylediği sözler aslına onun gerçek düşünceleriymiş."
"Kötü bir şey demedim." diyerek tekrardan şişeyi ağzına götürdü.
"Fırat defol git dedin bundan kötüsü mu var?"
"Ve sen de gittin." Barış iyice dikleşti ve karşına geçti.
"Ne yapmamı bekliyordun koşup sarılmamı mı, hem de dün geceden sonra?" Fırat, duyduklarıyla gözlerinin büyüğünü hissetti. İçki boğazına dizilmişti resmen.
"Bi dakika bi dakika... Benim seni kullandığımı mı düşündün?" Fırat gülmeye başladı, bu gece ikisi için de zor geçecekti anlaşılan.
"Gülme geri zekalı, hem ben niye seni dinliyorum ki." dedi ve ellerinden destek alarak kalkmaya çalıştı fakat Fırat onu kolundan tuttu zaten düşmeye müsait olan vücudunu bi anda Fırat'ın üstünde buldu. Fırat da dengeyi sağlayamamıştı.
"Kalk üstümden!" diye bağırdı Barış.
"Üstümde olan sensin." Barış gözlerini devirdi ve kendini yan tarafa atarak gök yüzüne bakmaya başladı. Fırat da yakasını düzelterek doğruldu.
![](https://img.wattpad.com/cover/335693960-288-k547821.jpg)