0.7

642 38 57
                                        

(Bu bölümde +18 ögeler bulunmaktadır, rahatsız olabilecekler okumasın lütfen!)

~

Barış kanının çekildiğini hissetti.

"Bu durumda Adem de sen oluyorsun o zaman. Hani şu yasaklı meyveyi yiyen kişi." Yerinden kalktı ve yavaş adımlarla yanına gitti.

"Şeytanın oyununa gelip o da cennetten kovulmuştu değil mi? Tam olarak şeytanın oyunu da sayılmaz aslında, kendini kandıyordu öyle diyerek. Bi suç işleyip bütün sorumluluğu şeytana atmıştı. Senin de günahların var, burası senin de cehennemin." dedi ve gülümseyerek ekledi. "Ama cehennemin güzel yanı da aklanıyorsun be savcı."

Fırat Barış'ın dedikleriyle kalakaldı. Durumu çok güzel özetlemişti. Barış'a olan nefreti yüzünden adaleti kandırıyordu. Üstelik sorumlusu olarak da Barış'ı gösteriyordu.

"Ne güzel... Çözmüşsün işte beni." Barış tek kaşını havaya kaldırdı. Fırat ona az önce hak mı vermişti?

"Yok... Daha tam olarak değil, kişiliğinden çok duygularını çözmek istiyorum ben."

"Onu ben bile çözemedim, haklıydın kendi ruhumu bile bilmiyorum." Fırat konuştukça şaşkınlığı iyice büyüyordu Barış'ın. Her lafını inkar eden kişi şimdi onaylıyordu dediklerini.

"Farkında olman güzel." diyerek kestirip attı. Az önce delirmiş gibi dövüşülmemiş, bıçaklar havada uçuşmamış gibi sakinlik vardı. İnsanca konuşabilmiş, ilerleme kaydetmişlerdi.

"Neyse çıkıyorum ben bi isteğin daha kabul oluyor küçük şeytan." Barış ona küçük şeytan demesiyle gözlerini belerterek ona baktı aniden gelen kahkaha atma arzusunu baskılamaya çalıştı.

"Görüşürüz koca Adem." Fırat ufak sayılacak bir şekilde gülümsedi ve odadan ayrıldı.

"Aynen geri zekalı çok güzel uzak duruyorsun." diyerek elini alnına vurdu Barış.

Fırat'ın davranışları çok değişmişti ona karşı. İlk günler gibi değildi amacı zarar vermek olmuyordu fakat varsayımlarla hareket edemezdi. Sabahtan beri gitmesi için yapmadığı şey kalmamıştı şimdi ise özlediğini hissediyordu. Sıkıntıyla nefesini verdi.

Aynadan kendine bakınca duyguları değişti. Yüzü kireç gibi olmuş, çok fazla zayıflamıştı. Tanıyamadı kendini. O eski Barış Yesari'den eser yoktu. Yüzündeki şişliklere baktı göz altı morlukları iyice belirginleşmişti. Daha sonra boynundaki kan lekesi dikkatini çekti, Fırat elini gezdirmesinden dolayı kanlar dağılmış korkunç bir görüntü ortaya çıkarmıştı.

Eli bu sefer dudaklarına gitmişti. Kan biriktiği için kıpkırmızı olmuştu. Bu dudakların başka şekilde kanamasını isterdim dedi içinden.

Bakışlarını aynadan çekti ve Fırat'ın dolabına yöneldi. Açtığında karşılaştığı düzen hoşuna gitmişti. Bütün elbiseleri ütülü ve nizamlıydı.

Sweatlerine baktı eline gelen ilk sweati aldı ve kokladı. Buram buram deniz kokuyordu sanki. Aldığı sweati üstüne giydi işte tam şimdi hissetmişti varlığını.

Aynadan kendine tekrar baktı. Sweat üstüne çok fazla bol gelmişti. Gülmeden edemedi Barış.

"Koca Adem." dedi gülmeye devam ederken. Sahiden küçük şeytan demesi çok hoşuna gitmişti. Kollarını sallayarak yatağa attı kendini. Şimdi onun yatağında, onun sweatinin içindeydi ve onun yastığına sarıldı. Fırat'a ait olan her şeye bayılıyordu.

Fırat yanında oldukça gitmesini istiyordu ama yanında değilken içinde bir boşluk oluşuyordu. Fırat'a aşıktı evet bunu inkar edemezdi ama asıl aşık olduğu kişi hayalindeki Fırat'tı.

LAST DANCE || FIRBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin