4.9

550 43 7
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfenn

İyi okumalar...

🌬🌬🌬🌬

Kuzey odasında oturmuş sıcak havanın çilesini çekerken bir an evvel saatin geçmesini ve eve gitmeyi umuyordu. Gidip boğuk suyun altında on saat kalsa anca kendine gelirdi. Sonra zaten yine gidecekti Feraye'nin yanına. Bu gün gitmese miydi? Cidden başı çok kötüydü. Ama bir duş alırsa düzelirdi. Gitmesine engel olacak kadar değildi ya ağrısı.

Şakaklarını ovarken kapısı tıklatıldı. Gözlerini yumup bekledi. Yinene olmuştu? Sabahtan beri bir maruzat geliyordu önüne. Yılgın bir şekilde soluklandı.

"Gir"diye seslendi. Az sonra kapının önünde bir gürültü oluştu.

"Allah'hın adını verdim önce ben gireyim!"

"Yahu bıraksana. Geçeyim işte. Gir ardımdan"

"Ben gireyim. Tepkisini merak ediyorum. Görmem lazım"

"Hakkı! Kapıdan geçip gir o zaman. Bırak kapıyı açayım ya!"

"Geçemem saçım düşer!"

"Ulan sana da saçına da! Çekme kapıyı!"

Ve birkaç itiş kakıştan sonra sonunda kapı açıldı ve içeriye bir beden ve bir saç savruldu.

"AĞEEAĞ! Saçım düştü! "diye bağırdı Hakkı. Hüzünle yerdeki saçına ilerleyip eline aldı. O orada dram kasadururken Kuzey içeri giren beden ile oturuduğu koltuktan hızla ayaklandı.

"Feraye?"diye şaşkınlıkla mırıldandı. Gerçek miydi? Yani gerçekten burada mıydı? Feraye uzun zaman sonra adını sevdiği adamın ağzından duyunca çölde susuz kalmış bir adamın suya kavuşması gibi bir ferahlık hissetmişti.

Kuzey'e nemli gözlerle bakarken ne söyleyeceğini bilemedi. Oysa buraya gelirken yol boyu kafasında planlar kurmuştu. Şimdi hepsi savrulup gitmişti işte.

Onlar öylece bakışırken odanın açık kapısından bir beden içeri doğru eğildi. Sırayla içeridekileri inceledi ve sonunda bakışları Kuzey'de durdu. Dikkatini çekmek için boğazını temizledi.

"Yüzbaşım akşam yemeğine geleceksiniz değil mi? Savaş komutanım teyyit etmemi istedi"dedi. Kuzey duyduğu ses ile bakışlarını anlık olarak Feraye'den çekip kapıya baktı fakat çok uzun sürmedi bu. Saniyelik bir hareketti geri döndü bakışları. Feraye kaybolup gider diye bakışlarını ondan çekemedi.

Feraye duyduğu ses ile bakışlarını kapıya çevirdi. Gördüğü kişi ile ifadesi gerildi. Kaşları çatıldı hatta.

"Aha! Kaos" diye heyecanla mırıldanan Hakkı çoktan saçını unutmuştu. Kuzey gitmesi için kısaca cevapladı. Asıl olaya odaklanmak istiyordu.

"Geleceğim Didem"dedi. Feraye'nin bakışları Kuzey'e döndü hızla. Geleceğim...Didem? Bu kim?

Feraye bu olayın şokunu atlatadururken şöyle biraz geriye gidelim. Bir ay kadar geriye gitsek yeter de artar.

Savaş'ın, Ahu'nun ailesiyle tanışma zamanına gidelim. O kısımları atlamadan bahsedelim ve sonra kaldığımız yerden devam edelim.

Alayına İsyan ▪|Askeri Texting|▪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin