[Sana Yalvarıyorum]

272 32 10
                                    

Geçen 1 hafta boyunca aynı döngü sürmüştü. Violet sabah kalkıp işe gidiyor. Valeria.... Sadece uyuyordu. Violet ne kadar uğraşsada Valeria sadece arada sırada bir şeyler atıştırmak için kalkıyordu. Kalksa bile Violet zorlamadıkça hiçbir şey yemiyordu.

Violet Valeria'yı böyle görmeye dayanamıyordu. İşte bu yüzden Violet Danny'i zar zor ikna edip 1 haftalık bir izin almıştı. Bu bir haftada Valeria'yı biraz daha rahatlatmak istiyordu. Danny Violet'e çok sinirlenmişti ama Violet katlanmak zorundaydı.

Violet sabah erkenden kalkıp güzel bir kahvaltı hazırladı. Ardından Valeria'yı kaldırmak için hızlıca Valeria'nın odasına gitti.

Valeria yorganı kafasına kadar çekmişti. Sarı saçlarının ucu yorganın kenarında görünüyordu. Violet yavaşça yorganı Valeria'nın kafasından çekti.

Valeria kendi kendine uykusunda bir şeyler mırıldandı. Kaşlarını çatmış sinirli bir ifadesi var gibiydi.

"Valeria uyan." Violet yavaşça kaldırmaya çalıştı.

"Ne? Violet uykum var kalkmak istemiyorum." Valeria hala gözlerini açmamıştı.

"Lütfen kalk... sürekli uyuyamazsın." Valeria'nın kalkmaya niyeti yoktu.

Violet zor kullanmalıydı. Valeria'nın üstünden yorganı hızlıca çekti. Ardından Valeria'nın belini kavrayıp Valeria'yı omzuna yerleştirdi.
Valeria sonunda kendine gelebilmişti. Korkudan ne yapacağını bilemedi.

"Violet! Violet! Dur! Dur dedim! Kalktım tamam!" Violet küçük bir kahkaha attı. Ve ama fazla zorlamak istemiyordu. Valeria'yı yavaşça yere bıraktı.
Valeria ayakları yere değdiği an hala uykulu olduğu için biraz sendeledi. Dengesini sağladığında İç çekerek yatağa oturdu.

"Üzgünüm seni korkuttum mu Valeria? Uyanmıyordun... bende son çare olarak zorla kaldırdım." Valeria yatakta oturmuş boş boş bakıyordu.

"Sorun değil... sen işe mi gideceksin? Beni kaldırmana gerek yoktu." Violet gülümseyerek Valeria'nın yanına oturdu.

"Bir süre izin aldım. Biraz dışarı falan çıkarız dedim." Violet Valeria'nın karışmış saçlarını eliyle hafifçe düzeltti.

"Ama daha işe yeni başladın. Neden hemen izin aldın? Benim yüzümden mi?" Valeria üzgün yüzünü belli etmemek için kafasını çevirdi.

"Senin yüzünden değil. Sadece vakit geçirelim istiyorum." Violet Valeria'yı çenesinden tutup kendine çevirdi. "Bunu bir randevu kabul edebilir miyiz Valeria?"

"Benimle dışarı çıkmak istiyorsun yani benim yüzümden işinden izin aldın." Valeria Violet'in dediklerini duymazdan geldi.

"İzin almayı kendim istedim. Hadi boşver kahvaltı yapalım ve sonra çıkalım." Valeria huysuzlanmıştı.

"İstemiyorum... yorgunum. Açta değilim." Violet Valeria'yı nasıl tıpış tıpış getireceğini biliyordu.

"Valeria... ben gerçekten seninle beraber olmak istiyorum. Senin böyle kederle bütün gün evde kalman beni çok üzüyor. Hele ki göğüs pompasını kullanmaya başladığından beri sanki her an ağlayacak gibisin. Sürekli uyumandan bahsetmiyorum bile. Bana anlatmadığın bazı şeyler var. Senin kendini bana tamamen açman lazım. Ve şimdi sana yalvarmaktan başka çarem yok. Ve şimdi sana yalvarıyorum... İçini dök lütfen bana." Valeria çok şaşırmıştı. Violet'in söylediklerini kafasında toplamaya çalıştı.

"Ben nereden başlayayım ki? Ağlamak istiyorum. Uyuyunca ağlama isteğim kayboluyor. Ama uyuduğum çoğu uyku, uyku değil gibi. Bazen uyurken kendimi simsiyah bir odaya kapatmışım gibi hissediyorum. Ama o oda bana herşeyi unutturuyor. Ve o lanet göğüs pompasına gelirsek!" Valeria'nın gözünden yaşlar boşalmaya başladı. "O alet bana kendimi çöp gibi hissettiriyor. Tatlı bebeğinin içmesi gereken sütü dökmek nasıl bir his bilemezsin! Zaten o pis alet acıtmayada başladı." Valeria ağlamaya devam ediyordu. Kafasını Violet'in göğsüne bastırdı.
"Violet... Nefret ediyorum, annemden, Damian'dan, Kim Teyzeden ve bütün çevremden. Birinden nefret etmek çok yorucu. Hissettiklerim bunlar şimdi mutlu musun?" Valeria'nın göz yaşları artmıştı. Violet eliyle yavaşça Valeria'nın saçını okşadı.

"Mutlu değilim. Ağlama olur mu? Böyle hissettiğini bilmiyordum. Ağlama lütfen... Benim yüzümden ağlamış olucaksın. Buna katlanamam." Valeria göz yaşlarını sildi.

"Üzgünüm kendimi tutamadım. Seni üzmek istemiyorum. Hayatımda tek sen kaldın. Başka kimsem yok bana küsme olur mu?" Violet şefkatle gülümsedi. Dudaklarını Valeria'nın yanaklarına hafifçe dokundurdu.

"Sana küsmem asla. Ama beni üzmek istemiyorsan bugün benimle gelmelisin." Valeria tuzağa düştüğünü anlamıştı. Violet küçük bir oyunla Valeria'yı yola getirmişti.

"Tamam geleceğim ama lütfen beni zorlama. Hadi sen git. Ben hazırlanıp geleyim." Violet gülümseyerek odadan çıktı.

Violet'te önce kendi odasına gidip üstünü değiştirdi. Sonrada salona geçti. Kahvaltı masada hazırdı. Tek eksik Valeria'dı.

Valeria çok gecikmeden salona geldi. Üstünde beyaz bir gömlek vardı gömleğin alt kısmını siyah bol pantolonunun içine sokmuştu.

"Ah... sonunda geldin. Hadi gel bir şeyler atıştırıp çıkalım." Violet masaya oturdu. Valeria'da Violet'in karşısına geçti.

"Nereye gideceğiz ki? Çok uzak bir yer olmasın lütfen." Violet Valeria'nın önüne bir bardak kahve koydu.

"Bunu diyeceğini biliyordum. Merak etme. Yakınlarda bir yürüyüş parkı var, orayı biliyor musun?" Valeria biraz düşündü.

"Şu yapay göleti olan mı? Ördeklerde vardı. Bir ara görmüştüm sanki."

"Evet o park işte! Kedilerde var, köpeklerde. Veterinerlik okumuştun değil mi? Seversin diye düşündüm." Violet Valeria'nın burayı seveceğinden emindi.

"Ah evet güzel olabilir..." Valeria pek neşeli bir tepki vermemişti. Violet'in yüzü biraz
asılmıştı ama oraya gidince Valeria'nın neşeleneceğinden emindi.

"Hadi ye bir şeyler Valeria." Valeria zar zor bir şeyler yemeye çalışıyordu.

"Sen de bir şeyler yemelisin Violet. Tabağın bomboş."
Violet gülümsedi ve kahvesinden bir yudum aldı.

"Ben sabahları kahvaltıyı pek abartmam, alışkanlık işte." Valeria biraz şaşırmıştı.

"Nasıl bir alışkanlık?"

"Babam benim sporcu diyetime uymamı sağlardı. Bende yıllarca alışmışım tabii. Kahvaltıyı abartırsam midem bulanıyor." Violet kahve dışında pek bir şey yememişti.

"İkimizinde iştahı yok sanırım." Valeria elindeki çatalı masaya bıraktı.

"Hey... bahane yok yiyeceksin. Ben sporcuyum o yüzden dengeli besleniyorum. Ama sen zayıflıyorsun yemelisin." İki kadın birbirine bakıp hafifçe gülümsedi.

"Sporcu olman harika bir şey. Hem alfasın hemde kendine iyi bakıyorsun. Boyunda uzun." Valeria biraz kıskanmıştı. Ama belli etmemeliydi.

"Teşekkür ederim. Sende çok güzelsin bunu unutma..." Violet eliyle hafifçe Valeria'nın yanağını okşadı. Valeria irkilerek kafasını çekti.

"Neyse... Hadi çıkalım..." Valeria masadan kalktı ve paltosunu giydi.

"Çıkmak istediğine eminsin değil mi?" Violet bardağında kalan kahveyi hızlıca içip ayaklandı.

"Yani sen o kadar heveslendin. Bu saatten sonra hayır diyemem Violet."
Violet küçük bir kahkaha attı. Bir yandanda ceketini giydi.

"İlk randevumuz olduğunu kabul ediyor musun?" Valeria biraz düşündü.

"Hmm... Belki." Violet bir kolunu Valeria'nın omzuna attı.

"Belki mi? Umut var o zaman." Valeria Violet kolunu ittirdi.

"Abartma hadi çıkalım." Valeria sinirlenmişti.

"Özür dilerim bir an fazla gaza geldim sanırım." Valeria Violet'in ceketinin yakasını düzeltti.

"Dediğim gibi acele etme. Ben henüz bir ilişki istemiyorum. Beni kırmadığın için teşekkürler. Hadi kalabalıklaşmadan gidelim." Violet gerçekten aceleci davrandığını fark etmişti. Valeria'nın hazır olmasını bekleyecekti.
Violet sonsuza kadar beklemeye bile razıydı.



İlk defa gündüz bölüm yazdım nskwkalwşakelk
Akşama kadar bir bölüm daha yazarım belki.
Şu aralar kafam çok dolu. Yazamıyorum pek.
Ve şu an yazmamın tek bedeninin okuyan birkaç kişi olduğunu bilmenizi isterim. Lütfen oy vererek destek olun.

Hadi iyi günler💜

Violet Lover (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin