Ertesi günün sabahı Violet uyanıp her zamanki rutinini uyguladı;
Uyandı, elini yüzünü yıkadı, küçük esneme hareketleri yaptı. Ardından küçük sadec bir kahvaltı hazırladı -kahve hazırlamayı unutmadı tabii-
Tezgahın başında şarkılar mırıldanırken, dere kenarındaki bir ceylan kadar neşeliydi.Violet vakit kaybetmeden en sevdiği kısım olan Valeria'yı uyandırma kısmına geldi. Valeria bazen uykulu bir şekilde Violet'in yanağına küçük öpücükler bırakırdı. Belki bugün Violet'in şanslı günü olabilirdi?
Violet ışık saçan bir gülümseme ile kapıyı açtı. Ama söyleyeceği kelimeler boğazına tıkıldı. Çünkü Oda bomboştu. Valeria'ya ait hiçbir iz yoktu. Ta ki, Violet'in gözüne yatağın üstündeki zarf takıldı.
Violet'in zarfa uzandığı birkaç saniye ömrünün en işkence dolu anlarıydı. Zarfı eline alıp yatağa çöktü. Mektubu daha okumasada ne olduğunu biraz kavramış gibiydi. Titreyen elleri zarfı nazikçe araladı. Okumaya başlarken şimdiden gözleri dolmuştu;
" Sevgili Violet,
Bu mektubu yazmadan hemen önce senin odandaydım. Sana son birkez doyasıya bakmak istedim. Bir bilsen o kadar huzurluydun ki... Bunları okurken o huzurunu bozduğumu düşünmek içimi kemiriyor...
Sana karşı dürüst olacağım... Ben gitme kararı aldım. Bunun iki temel nedeni var ; başka birinin himayesi altında yaşamak istememe -bu ikimizinde ortak özelliği sanırsam- ve kendimi uzun süredir kaybolmuş hissediyorum.
Bu kesin bir vedada olabilir ya da kısa süreli bir görüşürüzde olabilir. Nereye giderim bilmiyorum. henüz karar vermedim. Belki başka bir ülke olabilir.
Sen beni hayata bağladın. Beni sevdiğini sandığım insanların vermediği değeri sen bana verdin. Söylediğim hiçbir şey yaptığım şeyi hafifletmez. Seni bırakmak düşündüğümden çok daha zor. Sana sevgimi yeterince gösteremedim farkındayım. Sense bana koşulsuz sevgini sundun. Çok kıymetlisin... Seninle tanıştıktan sonra sevginin gerçek anlamının emek vermek olduğunu öğrendim.
Senin yanında daha fazla kalırsam benim acı selimde sende sürükleneceksin. Böyle bir şeyin zaman içinde gerçekleşeceğini tahmin etmek güç değil.
Ben sana hiçbir zaman ait olmadım, olmakta istemedim sanırım. Doğamadan ölen zavallı bebeğimde senin değildi. Şimdi bile pişmanlıklarımı düşünüyorumda, keşke sana ait olsaydım. Keşke kendimi sana adasaydım. Ya da en kolay olacak şekilde spor salonuna hiç girmeseydim. Kaderin böylesi işte o salonda senin gibi bir hazine olacağını kestiremedim.
Ah, tatlı sevgilim... sana ilk defa böyle sesleniyorum. Keşke, keşke, keşke beni daha erken bulsaydın. Keşke sana kendimi daha erken açsaydım. Keşke bu kadar ulaşılmaz olmasaydın. Keşke başka bir hayatta sana kavuşma şansım olsaydı -ama böyle şeylere inanmıyorum-
Gözlerin, ellerin, dudakların, burnunun tatlı kıvrımı, omuzların, özgüvenli sesin herşeyin... özellikle kalçaların, bunu söylemeye hiç cesaretim olmadı ama kalçalarını hep çok beğenmişimdir. Şu an aklıma geldi de, bir kere göğüslerimi görmüştün hatırlıyorsundur tabii ki. O gün yanakların kızarmıştı ve çok utanmıştın bende çok utanmıştım. Ama utanmanı garipsemiştim. Tahta göğüs biriyimdir. Çok güzel göğüslerim yok maalesef. Ama sen harikasın herşeyinle. -Bu mektubu biraz daha masum hale getirmeye çalışıyormuşum gibi gelebilir, zaten öyle yapıyorum-
Sanırım bunu sonsuza kadar yazabilirim. bitirmek istemiyorum. Biraz daha yazacağım sanırsam... Sevgili Violet, senin odana uğradığımı söylemiştim ya. Yanağına küçük bir öpücük bıraktım. Keşke seni daha erken sarıp sarmalasaydım. Sana verdiğim acılar için özür dilerim.
Bu mektubu okurken öfkelen, sinirlen ya da başka şeyler hisset... ama yalvarırım duygusuz boş bakışlarla okuma... Bunu anlaman zor olabilir... Bencilce gelebilir ama beni unutma lütfen. Benim seni düşünmediğim tek bir anım bile olmayacak çünkü.
Ah tatlı Violet'm, senden öncekiler mummuş meğersem, sense şenlik ateşi gibisin. Seninle olmadan önce çocukmuşum, seni kaybetmek beni bir kadın yaptı. Duygularımı ne kadar anlatırsam anlatayım hep eksik kalacak. Biliyorum beni affetmeyeceksin. Seni terk etmiyorum Violet. Seni özgür bırakıyorum. Bensiz eski hayatına kanat çırp. Bende sensiz eski benliğimi geri kazanmaya çalışacağım.
Lütfen beni bulma... Ben şu an ağlamıyorum.Dünyada senden başka sevebileceğim kimsem kalmadı. Kalbimin arasındaki o boşluk hep sen olacaksın.
Bendeki aşkın benim senden kalan son hatıram olacak. Rüzgar gibiydin hoş ve ılıktın ama beni sarstın. Şu an bile gidip seni öpmek istiyorum. Dudaklarım senin tenine değebilmek için çırpınıyor. Ellerim saçlarının arasında gezinmek istiyor. Gözlerim gözlerini arzuluyor.
Senden önceki hayatımı unuttum sanki Violet... Ben kimdim eskiden? Eski kimliğimi kaybettim. Geçmişim olmazsa geleceğimde olmaz. Seni bırakmamak daha çok yazmak için zihnimdeki kelimeler oyalanıyor sanki.
Sanki senin kokunu biraz daha soluyabileyim diye zaman akmayı durdurdu.Sanki suç işlemişim gibi korkuyorum. Tek korkum seni incitmek. Kandırılmış hissetme. Keşke şu an o huzurlu uykundan kalksan ve beni durdurup 'Sen ne yapıyorsun!' diye azarlasan.
Benim için hayatını yaşa. Hergün kahkahalar at. Arkamda bir enkaz bırakmak istemiyorum. Ah, tatlım benim özür dilerim. Şu an senin gözünde vicdansız bencilin tekiyim. Bil ki bunu ikimiz için yapıyorum. Kabuslarım bebek çığlıklarıyla dolu... korkuyorum Violet, evin şu an çok sesiz. Dışarıdan geçen arabaların sesi huzur verici. Sokak lambalarının ışıklarıda hoş, ışık pencereden içeri doğru girip karanlık odayı aydınlatıyor. Senin hayatıma verdiğin ışık gibi.
Ben senin için neyim kestiremiyorum. Ben gittikten sonra beni sevmeye devam et lütfen. çok uzatıyorum yine... Biraz daha yazarsam yapamayacağımı hissediyorum. Benden nefret et ama lütfen beni unutma.
Tek dileğim irademi kontrol edip seni kendimden uzaklaştırmak. Dayanmalıyım, ikimiz için yapmalıyım. Seni özleyeceğim. Bu kadar şey yazdım ama tek bir kelimeyi yazmak şu an çok zor geliyor.
Elveda... "
Violet mektubu göğsüne bastırdı. Ağlamamak için nefesini tuttu. Ne kadar uğraşsada minik bir damla yanağından aşağı kaydı. Violet titreyen elleriyle kağıdı hafif okşadı. Okuduğu yerleri tekrar tekrar okudu. Bunun bir şaka olması için dualar etti. Valeria birazdan içeri girip bunun bir şaka olduğunu söylesin istedi. Küçük göz yaşları birikerek bir duygu seline dönüştü. Kağıdı hiç bırakmadı. Valeria'dan kalan son şeyi bırakmadı. Kağıdı narince be sıkı sıkı tuttu. Üzüntü yerini bir öfke patlamasına bıraktı. Saçlarını çekiştirerek mırıldandı; 'Valeria, Valeria, Valeria...'
Kağıdı elinden bırakmadan ayağa kalktı."Hayır, hayır, hayır. Bu kadar erken pes edemem." Violete transa girmiş gibi hızlıca odadan çıktı. pijamalarını bile değiştirmeden üstüne bir ceket geçirdi. Yardım isteyebileceği tek Kişi Kim'di...
Merhabalar... bu bölüm geç geldi üzgünüm bu bölümü yazmandan önce Bilinmeyen bir kadının mektubunu okumak istedim. Böylece daha rahat bir karakter analizi çıkarırdım. Kitabın bu bölüme faydası dokundu. Mükemmel olmadı ama içimden geldiği şekilde yazdım...
Size çektirdiğim acılar yüzünden özür dilerim🌸
İyi günler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Violet Lover (GxG)
Roman d'amourGxG | Yuri | Omegaverse Bir spor salonu işleten Violet, işe yeni aldığı çalışanda bir gariplik olduğunu fark eder. İşe yeni aldığı bu kızın bir sırrı vardı. Onu hergün gözlemleyen Violet onun sırrını ve aslında kim olduğunu çözebilecek mi? "En çok...