1 Şubat 2023
Okuldan çıkıp eve geldim. Evde kimse yoktu ve benim şuan uykuya ihtiyacım vardı. Uyku düzenim çok değişmişti 4 Temmuz'dan sonra.. Bazen hiç uyuyamaz bazen de uyanamazdım..
Odama geçip üstümü bile değişmeden yatmıştım.Gözümü açtığımda güneş batmış, bahçedeki lambaların ışıkları odama yayılmıştı. "Bay Park seni aşağıya bekliyor Jimin. Yanında bir adam var." gelen hizmetliye gülümseyip "Tamam noona geliyorum şimdi" demem üzerine gitmişti. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım.
Aşağıya indiğimde gülüşme sesleri geliyordu. Babam olacak adamın gülmesi sinirden dişlerimi sıkmama sebep oluyordu. "Baba bir şey mi oldu?" baba kelimesinden iğreniyorum.. "Gel Jimin otur." deyip bir koltuk gösterdi. Gösterdiği yere oturdum. "Min Yoongi. Artık senin kocan olacak." şaşkınca ona baktım. "Ne?" gülmeye başladım. Homofobik babam beni bir adam ile evlendiriyordu. Komik bir şaka olmalı. "Her şey hazır değil mi Bay Park" babam sinirli gözlerini benden çekip adının Yoongi olduğunu öğrendiğim adama çevirdi. O sırada kapının çalması ile "Artık hazır Yoongi"
Hiçbir bok anlamadan şuan evleniyordum? Bu kadar hızlı olması normal miydi? Bir para bu adamı homofobiklikten kurtarmış mıydı? Cidden şaka gibi. Şirket batıyordu ve Jimin satılıyordu. Gerçi şaşırmamak lazım acımasız bir adam yapıyor sonuçta bunu.
"Park Jimin tekrar soruyorum istiyor musunuz?"
"Evet"
"Min Yoongi-"
"Evet"
Gözlerimi devirdim. Nikah memuru eminim ki sabır diliyordu. 'çiftlerden biri bekletir iki üç kere sordurur biri de sordurmadan cevaplar ne harika bir çift ama!' diye düşünüyordur kesin.
"Eşyalarını topla" tepkisiz bir şekilde odama çıktım. Bavullarım yatağın kenarında duruyordu. İçlerini açıp baktığımda tüm kıyafetlerimin burda olduğunu gördüm. Annemin eşyalarının içinde olan kutuyu sakladığım yerde bulamamıştım. Bavulların içinde olmadığına emindim. Tekrar baktım. Ardından aşağı indim. "Noona annemin eşyalarının olduğu kutu nerde?" hizmetli bana acıyarak bakmıştı uzun zaman sonra. En son annemin öldüğü zaman böyle bakmıştı oysa.
"Çöpteler Jimin artık onlara ihtiyacın yok" arkamı döndüğümde Yoongi ile göz göze geldik. "Ne hakla çöpe atarsınız!"
Kimse bağırmamı umursamamıştı. Hatta Yoongi bileğimden tutup arabasına kadar sürüklemişti. Ağlamaktan içim çıkmıştı resmen. "Jimin" "Jimin" "Jimin" daha fazla dayanamayıp ona döndüm. "Ne var Jimin Jimin adımı mı ezberliyorsun!?" kaşlarını çatıp bana baktıktan sonra tekrar yola odaklandı. "Sana seslenmedim bile deli misin?" ona cevap vermeden önüme döndüm.
"Jimin, bebeğim"
"Benimle oyun mu oynuyorsun! Bana sesleniyorsun işte! Ayrıca nerden bebeğin oluyorum!?"
"Bir daha sakın bağırma Jimin"
"Sende benimle oynama o zaman!"
Ellerindeki damarların belirginleştiğini görmüştüm. Yutkunup önüme döndüm. Daha fazla ağlama isteği bastırmıştı.
"Çok az kaldı sabret" dedi dişlerini sıkarak.
5 dakika bile olmadan bir bahçeye girdik. Arabayı gelişigüzel park edip arabadan inince bende indim. Kolumdan tutup eve sürükledi beni.
Içeri girdiğimizde de beni duvara itip elini kaldırdı. Tam vuracakken..
.
.
.
.
Lütfen eksik olan yerleri söyleyip tavsiyede bulunun. Beğenmediğiniz yeri belirtin.Belirtin ki bende ona göre yazmaya devam edeyim..
Iyi okumlar 😇
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Always With You
FanfictionKeşke diyorum.. Keşke o gün susmasaydım. Keşke o gün korkmasaydım. Keşke.. Keşke.. Ve yine keşke.. Benim hayatım hep keşkelerle mi dolu olacak? Başlangıç: 07.05.2023 Bitiş: 15.07.2023