40.BÖLÜM Mezuniyet

9 2 30
                                    

İyi okumalarr oy verip yorum yapmayı unutmayınnnn ✨✨💖

                                  🫀

Yeji'den...

Lisenin bitişi... Hayatlarımızda yeni birer sayfa açılacaktı. CAST'a bir ay kadar vardı kış tatiline girmek üzereydik. Hayata atılacağımız zaman gelmişti. Bugün de onun için bir parti veriyorduk. Kızlarla grubumuza girdim.

Çekemeyen Anten Taksın 💅

Jisuuuu:

Nasıl olmuşum hanımlarr?

S.S.S: Yanındaki beni niye atmıyorsun unnie? Şerefsiz misinn? Neyse sürpriz olsun hehehehehehe.

Slay QUEEN👑: Peki yanınıza partner bulabildiniz mi?

S.S.S: Şu müzik grubundaki piyanist var ya kediye benzeyen Jungsu ben onunla gideceğim. Jisu unniede bateristleriyle Gunil oppayla.

Vaay çok güzel Junniem alacak beni de birazdan.

Stargirll ama bigboyun sevgilisi: Beni de Big boyum alıyor.

Slay QUEEN👑: MİLLETİN NE GÜZEL MANİTASI VAR.

Bu mu derdin bebeğim ben varım ya

Jisuu: Yürümedi uçtu yalnız.

Slay QUEEN👑: 😎

Telefonumu bırakıp aynada bir kez daha kendime baktım.

"Hazır mısın prensesim." Hyunjin'in bana seslenişini duyup salona doğru ilerledim.

"Nasıl olmuşum?" Kendi etrafımda dönüp neşeyle sordum. Hyunjin şaşkınlığını gizleyemiyordu. Elimden tutup kendi etrafında döndürdü. O da takım elbiseyle harika görünüyordu.

"Her zamanki gibi harika. Ama o yavşak için hazırlandığını görünce üzülüyorum." Anlıma ufak bir öpücük kondurdu.

"Ben şimdi çıkıyorum o zaman. Sakura'yı alacağım. Sen tabiki o yavşak orosbuyu bekliyorsun." Sakura'yı alacaktı çünkü flört ediyorlardı. Bugünkü fırsatını da kullanmak istemişti.

"Ya öyle deme sevgilimee." Ufak bir itirazda bulundum.

"Tabiki bekleyeceğim birazdan gelir zaten." Cümlemi tamamladığımda Hyunjin kapıya doğru çıkmıştı. Bu yüzden sesimi yükselttim.

Oturup telefonumla ilgilenmeye devam ederken gelen bildirim kalbimin hızlanmasına neden oldu.

Ma Boy 🩶: Hazır mısın?

Evet seni bekliyorum 😉

Ma Boy 🩶: 🫠 10 dakikaya kapıdayım arayınca in 😉.

Herşeyin bitmesine rağmen hâlâ sevgili numarasına devam ediyorduk. Bu ilişki kesinlikle numaradan öteydi.

Yeonjun'dan...

Kalp ritimlerim daha da hızlanırken spor arabamı çalıştırdım. Ona gerçekten aşıktım. Kalbim yerinde duramıyorken arabanın dikiz aynasından bir kez daha saçlarımı düzelttim. Yeji'yi inmesi için aradım. 2 dakika geçmeden gelmişti.

"Nedir bu güzellik? Tekrar aşık olduğumu söylemiş miydim?" Yeji gülerek başını yere eğdi.

"Yaa bende aşık oldum bu yakışıklılığa." Arabayı çalıştırıp yavaşça hareket ettim. Yol boyunca ikimiz de sessizdik. Arabayı kenara park edip hemen indim. Yeji'nin kapısını açıp yanıma alarak mekana ilerledik.

"Bugün çok içmek yok değil mi?" Endişeli gözlerle bakıyordu.

"Söz aşırıya kaçmayacağım. Ama sende kaçma daha önce içmediğini biliyorum."

"Tabiki içmeyeceğim. Sarhoşken bana neler yapacağını kim bilir ki?"

"Bilmem. Belki bizim eve gideriz." Göz kırptığımda utanıp başını eğdi. İkimiz de gülüyorduk. Jay ve Felix'in oturduğu masaya yürüdüm. Yeji'nin sandalyesini çekip centilmenliğimi gösterdim. Herkes yavaş yavaş gelmeye başlarken müzik başlamıştı bile. Yeji'ye bakıyordum. Gülerken gözlerinin kısılmasını seviyordum.

"Hadi gel dans edelim." Elini sanki her an kırılacak birşey taşır gibi narince tutarak dansa kaldırdım. Ellerimi beline yerleştirdiğimde yüzündeki gülümsemeyle yavaşça sallanmaya başladık. Ritim değiştikçe hareketlerimiz de değişiyordu. Sol tarafımızda dans eden Jisung ve Wooyoung'a baktım. Jisung yeni bir flört bulmuş ve partiye onunla gelmişti. Ardından masaya gözlerimi çevirdiğimde sinirden çocuğu öldürebilecek olan Minho'yu gördüm. Şuan Jisung'u aşırı kıskanıyor olmalıydı.

Yorulup yerimize geri döndüğümüzde bu sefer hem Minho'nun hem Jisung'un olmadığını farkettim. Jay Felix'i tamamen kendine yapıştırmıştı. Bunların çıkmasını beklerken ben yorulmuştum o ikisi ne haldedir.

İkimiz de biraz içmiştik. Deniz kenarında bir mekan tuttuğumuz için denizi de seyredebiliyorduk.

"Gidelim mi?" Yeji'nin kulağına doğru fısıldadım.

"Nereye?"

"Hani sana iki hafta önce birşey söyleyeceğimi söyledim ya zamanı geldi." Sakince kalktı. Koluma girmesi için kolumu uzattım ve sahile doğru ilerledik. Dalgalanan denizi seyretmeye başladı.

"Hayatlarımız gibi değil mi? Farklı farklı yönlere dalgalanıyor. Ama görünümü kusursuz kendine çekiyor." Başımı sallamakla yetindim.

"Bu oyuna son vermek için mi çağırdın? Bitirmek istiyorsan çoktan bitmemiş miydi zaten?"

"Hayır." Birkaç dakika sessiz durduk. Ardından onu kendime doğru çektim. Yüzünü bana çevirdiğinde yanağını okşadım. Kendimi zor tutuyordum. Dudaklarındaki sıcaklığa tutundum. Dudaklarınızı uyum içinde hareket ederken ellerim belinden yukarı doğru çıkıyordu ama onun zamanı henüz gelmemişti. Dudakları benimkilere katılıp hareket etmeye devam etti. İki dakika sonra ikimiz de nefessiz kalıp ayrıldık. Çok hızlı nefes alıp veriyorduk. Aramızda mesafe vardı. Fısıltıyla konuşmaya başladım.

"Hayatım bitmesin bu oyun. Hatta gerçek olsun bunun oyun olduğuna kendimi inandırarak daha fazla duramıyorum. Seviyorum seni." Aradaki mesafeyi kapatıp belime sarıldı kokumu uzun bir süre içine çekti. Ardından kafasını yukarı kaldırdı ve parmak uçlarına kalktı. Yüzümdeki gülümseme daha da büyüyordu. Dudaklarıma ufak bir öpücük kondurdu ve çekildi. Ardından tekrar dudaklarını dudaklarıma kilitledim ama bu sefer daha kısaydı.

"Daha sonraya kalmalı." Belime sarıldı ve mekana geri döndük. Sakura ve Hyunjin ortalarda gözükmüyorlardı. Kızlar dans etmek için kalkmıştı. Minho ve Jisung sarılmış halde oturuyorlardı. Barışmış olmalıydılar yoksa Jisung'un Minho'yu geri bu şekilde almasına imkan yoktu. Bir ara Jisung'un Minho'yu öptüğüne şahit olmuştum.

Yaklaşık yarım saat sonra hepimiz sarhoştuk ama bazılarımız daha iyi durumdaydı tabiki. Felix sürekli Jaye'e yürümeye başlamıştı. Üç güne kalmaz işi de pişirirdi bunlar. Çünkü Jay de az değildi o da Lix'i öpmeyi deniyordu. Birkaç kez dansa kalkmışlardı.

Gece yarısı çoktan geçtiğinde herkes dağılmaya başlamıştı en sonunda sadece bizim ekip kaldığında kalkmaya karar verdik. Sarhoş olduğumuz için araba kullanamazdık taksi çağırdığımızda önce aramızdan Minho ve Jisung gitmişti. Jay özel şoförünü çoktan çağırdığı için Felix'i de götürmüştü. Yeji ve Hyunjin'i de gönderdiğimde bir süre daha sahilde oturup içtim. Sabah olurken eve dönüyordum ve kimse de bunu sorgulamamıştı sadece her zaman olduğu gibi...

Serendipity Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin