13.BÖLÜM İntikam

16 5 11
                                    

Keyifli okumalarrr oy verip yorum yapmayı unutmayınn. ✨✨✨✨

Hyunjin'den...

Bu sabah erken uyanmıştım babam ve Yeji için kahvaltı hazırlamak istiyordum. Yumurtaları çırparken hafifçe şarkı mırıldanıyordum uyanmamaları için çok sessiz olmayı deniyordum. Yoksa sürprizimin hiçbir anlamı kalmazdı. Bugün iç hesaplaşmamı bitireceğim gündü yeni bir hayata adım atacaktım kalan tek şey annemin sonu olan o adamdan intikamımı almamdı. Aklımda kurguladığım plana uyabilirsem içim tamamen rahatlayacaktı. Beomgyu bu anı görse kesin benimle gurur duyardı. Muhtemelen 'oo Hyunjiniemiz büyümüş ve o şerefsizden hesap soruyor.' gibi bir tepkisi olurdu çok özlemiştim. Sofrayı tamamen kurduğumda saati kontrol edip babam ve Yeji'yi uyandırmaya gittim.

"Yejii prensess uyanma vaktii." Diye seslendim kulağına doğru.

"Ya baba nolur beş dakika daha uyuyum." Uyku haliyle gözlerini dahi açmadan konuşuyordu. Kahkaha atmaya başlamıştım. Yeji aniden yataktan fırladığında bende gerilmiştim.

"Ya off sen miydin? Birşey var zannettim." Hâlâ gözlerini ovuşturarak bana tatlı tatlı sitem ediyordu.

Ardından babamın yanına gidip kalkmasını söyledim ikisi de kalkıp sofraya geldiğinde şok olmuştu ama çok mutlulardı.

"Bunun için mi uyandırıldım bu şekilde ya off." Yeji hâlâ onu uyandırdığım için sinirliydi.

"Vaay oğlum bize kahvaltı hazırlamış ha ne gerek vardı bu kadar beraber hazırladık. Hem nasıl öğrendin bakayım bu kadar güzel sofra kurmayı." Yanıma gelip bana sarıldığında içimde bir şeyler hareketlendi. Sanırım babamla gerçekten baba oğul gibi oluyorduk.

"Bir şeyleri kendin yapmaya başlıyorsun artık çaresiz kalınca. Öyle öyle geliştirdim bende kendimi." Yeji yine bana imrenerek bakıyordu. Bu bakışından nefret ediyordum benim gerçekten çok güçlü olduğumu sanıyordu ama içimdeki çocuğu sadece ben ve Beomgyu biliyorduk.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra babam toplantı için şirkete gitti. Yeji de sofrayı topluyordu. Ben ise son hazırlıklarımı yapıyordum gidip onun sonunu getirecektim...

Hazırlanıp indiğimde yarım saat sonra o evin önündeydim. On dakika içinde yapmam gereken herşeyi yaptım ve bendeki anahtar ile kapıyı açtım bir yandan da ses kayıt programını açıp telefonumu geri cebime koydum. Kapıdan polisler de bizi dinleyecekti bu yüzden kapıyı aralık bıraktım.

"Vaay kimler gelmiş hayırdır babacığın ve ikizin istemedi mi geri buraya döndün." Onun kirli sözlerini teker teker ona yedirmek istiyordum.

"Hayır teslim olmaya geldim. Biliyorum annemi öldürdün ona aşırı doz verdin."

"Kendisi hep daha fazlasını istedi ve verdim kendi sonunu hazırladı." Elinde damarına batırmak üzere olduğu bir şırınga vardı ve zor ayakta duruyordu.

"Kimsem kalmadı biliyorsun. Ölmeye geldim hadi onu bana ver ölmek istiyorum yaşamak için sebebim kalmadı." Kazağımın kolunu yukarı kaldırıp damarımı ortaya çıkardım ve kolumu ona doğru uzattım.

"Demek anladın da geri geldin ha kürkçü dükkanına. Vazgeçmeyeceğini biliyordum o işkenceler işe yaramış demekki sırtında benden taşıdığın izi biliyorum." Bana daha fazla yaklaşıp elindeki şırınganın iğnesini kontrol etti.

"Evet hâlâ orda. Hadi yap şu işi de gideyim burdan." İğneyi hızla koluma bastırdığı için inledim ve ardından polisler salona dolup onu yakalamıştı. Birkaçı onu konustururken kalanlar evi arıyordu. Planımı tamamen bitirip kendimi dışarı attım. Çok hızlı bir şekilde yüksek miktarda uyuşturucu almanın yan etkilerini görecektim biraz sonra. O yüzden biraz aşağıdaki parka gittim. Dün kurtardığım kız da oradaydı. Ben bankta kendimi kaybetmemeyi denerken yanıma geldi.

"Yine karşılaştık. Teşekkür ederim dün için ama şuan pek iyi görünmüyorsun. Bir sorun mu var?" Başım dönmeye ve midem bulanmaya başlamıştı ve terliyordum.

"Yani asıl sen burda ne arıyorsun?"

"Eski bir arkadaşımı bekliyorum da." Gitgide daha da kötü hissediyordum bayılmak üzereydim sanırım.

"Lütfen al bunu" dedim cebimdeki telefonu kilidini açıp uzattım. Aldığında nedenini sorgular gibi baktı ki artık önümü düzgün göremiyordum.

"İkizimi Yeji'yi ara hemen." Derin derin nefes alırken rehberimde Yeji'yi arayan Jisu'ya odaklanmayı deniyordum.

"Yok öyle birisi diyor."

"Prensesim ya da zeytin gözlüm olarak bak." Birkaç dakika sonra telefonun sesi kulaklarıma doldu ama bilincim yavaşça kendini bıraktı.

Yazardan...

Jisu aldığı uyuşturucu ile kendinden geçen Hyunjin'e bakıyordu elindeki telefonla ikiz kardeşi olduğunu öğrendiği kızı ararken kendi telefonu ile de ambulans çağırmıştı. Ambulansa bindiklerinde nihayet Yeji telefonu açmıştı.

"Hyunjin'imm ne yaptın niye bu kadar çok aradın ya endişelendim." Dedi Yeji sesi neşeliydi. Ama Jisu az sonra o neşenin gideceğinden emindi.

"Şey ben Hyunjin değilim bir arkadaşı gibi birşey Hyunjin parkta bayıldı şuan ambulanstayız Seul şehir hastanesine gidiyormuşuz."

"Ne? Ne oldu neden bayıldı Hyunjin hemen geliyorum."

"Bende bilmiyorum nedenini hastanede öğreneceğiz."

Jisu endişelendiği için Hyunjin'in elini tutmuştu ona yalnız olmadığını hissettirmek istiyordu. Yeji babasını arayıp hemen yola çıkmıştı. Hyunjin neden bu hale geldiğini merak ediyor ve ölmemesi için dua ediyordu.

Aradan birkaç saat geçmişti. Hyunjin hâlâ uyanmamıştı. Doktor aniden uyuşturucu almaktan dolayı kriz geçirdiğini söylemişti ama genç kız bunu neden yaptığını öğrenene kadar rahatlamayacaktı. Hyunjin yavaşça gözlerini araladı. Bir süre tavan baktıktan sonra etrafına göz gezdirip hastanede olduğunu anladı. Yüzündeki oksijen maskesini yarıya indirdi. Ne Yeji ne de babası hâlâ birşey söylüyordu. Parktaki kız gitmişti onu göremediği için biraz morali bozuldu Hyunjin'in. En sonunda Yeji birşey söyleme cesaretini topladı.

"Neden kendine böyle birşey yaptın. Uyuşturucu kullanmak nedir? Hyunjin sen iyi değilsin." Evet değildi ama artık içi daha rahattı yapması gereken herşeyi yapmıştı. Annesi ve Beomgyu rahatça uyuyabilirdi.

"Herşeyi bitirdim Yeji. Yarın en baştan başlayabilirim rahatım artık lütfen bu konuyu sonra konuşalım." İkisinin de gözü Hyunjin'in kolundaki seruma takıldı. Ardından Hyunjin kimseyle konuşmak istemediğini belirtmek istercesine sırtını döndü. O an Yeji sırtındaki "H" harfi izini farketti. Yanına gidip dokundu ize. Hyunjin tekrar Yeji'ye doğru döndü.

"Bu iz ne peki kötü bir anısı var gibi görünüyor." Genç kız da anlamıştı artık Hyunjin'in çocukluğuna dair tek güzel anıları Beomgyu ile olanlardı.

"Cezalarımdan biriydi. Bıçakla kazıdı merak etme acımıyor sadece emaresi orda." Genç çocuk ikizine gülümseyip açıkta kalan omuzlarını kapattı.

En sonunda babası da oturduğu yerden kalkıp oğlunun yanına geldi. Endişelenmişti oğlu için.

"Sende mi bırakacaktın oğlum beni o yüzden mi yaptın bunu?" Oğluna yalvaran gözlerle bakıyordu hayır gitmek için değildi demesini bekliyordu.

"Hayır sizi asla bırakmayacağım. Sadece intikamımı aldım baba anneme bunu yapan adam tutuklandı. Sadece onu biraz inandırmam gerekiyordu. Bu da son cezam oldu Jisu orda olduğu için şanslıydım. Baba benim için birşey yapar mısın o adamın alabileceği en yüksek cezayı almasını istiyorum." Genç oğlan telefonuna uzandı ve ses kaydını açtı. Dinlerken babası her sözde daha kötü oluyordu.

"Bunu kanıt olarak kullanın. Evde zaten madde bulunmuştur bu itiraflar da daha fazla ceza almasına yardım eder. Lütfen annem için." Eskiden aşık olduğu kadını duymak adama hiç iyi gelmemişti tabiki elinden her ne geliyorsa yapacaktı.

Serendipity Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin