27. BÖLÜM Oyun

9 2 48
                                    

Hepimiz tabaklarımızı bitirdiğimizde Minho ve ben tabakları toplamak için gönüllü olduk ve mutfağa doğru ilerledik. Tabakları topladıktan sonra herkes içeride yerini almış bizi bekliyordu. Önce film izleyip ardından oyun oynayacaktık hikaye saati de yapabilirdik her an.

"Evet ne izliyoruz şimdi?" Chan bizden bir geri dönüş beklemeye başladı.

"Romantik komedi?"

"Iyy vıcık vıcık aşk hikayesi mi izleteceksin Lix bize erkek adam dediğin aksiyon izler korku izler ya da porno izler ama üçüncüsü için ortam müsait olmadığı için aksiyon ya da korku filmi izlememiz lazım." Changbin bir an zekası ile bağı koparıp olmayacak şeyler söyledikten sonra toparlamaya çalışmış ve güzel pot kırmıştı.

"Aksiyon izleyelim" Hwanglar aynı anda aynı şeyi söylemişti.

"Vay aynısını mı düşündük biz?" İkisi de şaşırmıştı.

"İkiz iç güdüsü böyle mi oluyormuş?" Hâlâ aynı anda konuşuyorlar ve buna şaşırıyorlardı.

"Kesin şunu ama ya tamam beraber konuştunuz bitti. Film seçmeye dönelim."

"Sevgiline mukayyet ol Hanji her an bizi öldürebilir gibi duruyo hiç güvenmiyorum." Hyunjin yavaşça Minho'dan uzaklaşmaya başladı. Minho elini ona yumruk atacak gibi ileri attığında çığlık atarak salonun öteki ucuna kaçtı.

"Gel şuraya Hyun birşey yok. Hadi filmi seçtik oturun şuraya." Chan eliyle Hyunjin'e işaret verip çağırdı. Hyun korkarak oturdu her an drama queenlik seviyesine geçebilirdi.

"Marvel mı izliyoruz ooo güzel seçim." Yeji seçim konusunda Jay ve Chan'ı tebrik etti ve hepimiz arkamıza yaslanıp film izlemeye başladık.

Film bittiğinde herkes sırayla üstünü değiştirip pijamalarına geciş yaptı en sona Minho ve ben kalmıştık. Minho ile Hyunjin'in odasına geçip üstümüzü değiştirmeye başladık.

Kapıyı yavaşça kapattım. Minho'yla göz göze geldik. Ayağım sandalyeye takıldı ve yere düştüm. Minho da beni tutmak için yere kapaklanmıştı. Gülerek yerden kalkmayı denerken Minho üstüme daha fazla geliyordu. Ardından dudaklarıma utangaç bir öpücük kondurdu geri çekilirken kendimi ona daha çok çektim. Beni öpmeye başladığında hâlâ yerdeydik bacağını bana doğru bastırdı. İfadesiz kalmayı denerken yüz ifadem değişmişti ama hâlâ dudaklarından kopamıyordum. Dudaklarında her zaman kullandığı kirazlı dudak kreminin tadı vardı. Bacağını daha fazla bastırınca dayanamayıp hafif bir inilti kopardım. Hoşuna gitmişti daha fazla bastırmaya başladı. Bir süre daha dayanamadan Minho'nun tshirtünü kavrayıp yukarı doğru çektim ve üzerinden çıkardım. Boynunu tutup öpmeye başladım.

Hoşuna gittiği belliydi yoksa çoktan geri çekilirdi. Git gide daha aşağıya inmeye başladım. Kendi t-shirtimi de çıkarmıştım. Boynuma birkaç öpücük bıraktı ve birinin izi kalmıştı. Aynı yerde bende iz bırakmıştım. Elim yavaşça pantolonun düğmesine doğru gitti tam açmaya başlayacakken beni altına aldı göğsüme son bir öpücük bırakıp üstümden çekildi.

"Doğru yer ve zaman değil Jis. Başbaşa olduğumuz bir gün için söz veriyorum." Dedi. Üstünü değiştirmeye başladım. İlk defa bu kadar derine inmeme izin vermişti şok ediciydi. İlişkimizi o yönetirdi başka bir zaman tekrarlamak istemesi de şok ediciydi. Birkaç gün bunun etkisinden çıkamayacaktım sanırım.

"Hoşuna gittiğini kabul et aşkım. O günü sana hatırlatacağımdan emin olabilirsin." Pijamamın önünü iliklemeye başladım. Minho'yla göz göze geldiğimizde izin gözüktüğünü farkettim.

"Şimdi durmasaydım bu gece durduramazdık kendimizi Jis biliyorsun." Kapıyı açıp salona doğru yöneldi.

"Siz ne yapıyorsunuz 15 dakikadır odada?" Hyunjin merakla bize doğru bakıyordu.

"Ve boynunuza ne yaptınız ikinizin de aynı yerde." Jay ve Hyunjin bizi sorguya çekmeye yeminliydi bugün.

"Ah oraya mı sivilce çıkmıştı kaşıyıp yara yapmışım birşey yok ya." Ah sevgilimm neden aniden cevap verdin ki gerçi izi farkettiği an bunu düşünmüştür.

"Bilmiyordum ya ne zaman olmuş bu farketmemişim." Telaşlanıp pot kırdığımda Minho çok sevimli olduğumu mırıldandı.

"Tamam inanmış gibi yapalım madem." Yeonjun'un dedikleriyle kimseyi inandıramadığımızın farkına vardık.

"Ay ne deşeliyorsunuz ya özel hayatlarını ne olduysa oldu sanki ikisinin sevgili olduğunu bilmiyorsunuz. Bırakın istediklerini yaşasınlar." Yeji gerçeği anlamış olmalı ki herkesi susturmuştu. Yüzümün kızardığını hissediyorum utanç verici bir an olmuştu.

"Hadi başlayalım o zaman bekletmeyin adamı uykum geliyor."

"Tamamdır şişenin kapağı gelen cevapsın diğeri sorsun. O soru bittiğinde cevaplayan döndürsün ve aşırıya kaçmak yok." Chan kuralları en baştan söyledi hiçbirimizin üzülmesini istemiyordu.

Felix döndürdü ilk turdan Hyunjin ve ben gelmiştik. Hyunjin soruyor ve ben cevaplıyordum.

"Doğruluk mu cesaret mi Hanji?" Sesi kulaklarımda yankılanmaya başladı.

"Doğruluk" gözlerimi kapattım.

"Odamda az önce ne oldu?" Sıkıntılı bir nefes verdim.

"B- biz" kekelemeye başlamıştım. Minho'ya baktığımda çok rahat olduğunu farkettim söylemem onun için bir sorun değildi.

"Biz sadece daha doğrusu ben onu öptüm." Utanıp başımı yere eğdim. Kimseyle göz göze gelemezdim.

"O belli zaten dudaklarınızın boynunuzun halinden salak. Dahası olmadı yani." Dudaklarım mı şişmişti ve kesin pembeleşmişti de.

"Yoktu evet." Bundan utanmamam lazımdı. İlişkimizin başında hiç utanmazdım böyle şeylerden hatta kendim açardım o mevzuyu ama yaşanılanlar beni bu konuda çok geri çekmişti. Eski çok daha neşeli olan Jis'i özlemeye başlamıştım.

"Of yaa ne zaman minik Hanjiler Linolar severiz diye bekliyoruz burda da icraat yok ki." Hyunjin tatlı sitemiyle bugün beni kaçıncı defa şoka sokmuştu.

"Tamam lan bokunu çıkarma yaşadık bitti." Minho Hyun'u susturdu ve başıyla şişeyi döndürmem için işaret verdi. Şişeyi döndürdüm oyun bir süre devam etti. Şimdiki turda Minho ve Jay çıkmıştı. Minho soruyordu ve ben gerilmeye başladım çünkü Minho bazenleri çok acımasız olabiliyordu.

"Doğruluk cesaret?"

"Cesaret" Jay gülümsüyordu.

"Babandan matematik sınav sorularını iste." Changbin araya girdi. Minho, Changbin'i döverek otutturdu ve devam ettik.

"Oyunun sonuna kadar Hyunjin gibi davran." Minho kollarını bağlayıp arkasına yaslandı eğlencenin tadını çıkaracaktı. Jay şişeyi döndürdü. Yeji ve Chan gelmişti. Chan cevaplıyordu.

Yeji ağzını açtığı an Jay kendini yerden yere vurmaya başladı. Tabi Hyunjin'i taklit edecekti ve şuan aynı drama seviyesini yapıyordu.

"Bir dakika ben asla-" Changbin Hyunjin'i   susturdu ve devam etti.

"Doğruluk ya da cesaret?" Yeji temkinli davranıyordu.

"Cesaret" Chan'da cüretkar olmaya karar vermişti.

"Peki hoşlandığın kişiden bahsedip fotoğraflarını göster." Chan'ın yüzü birden ifadesiz bir hâl aldı ve yutkundu.

"En dipte olmadığımı iyi biri olduğumu duygularım olduğunu hissettirdi bana. Ne kadar arkadaş gibi olsak da beraber olmayı isterdim ama onun için değerli birine bunu yapamam gibi hissettiriyor." Telefonunu açıp fotoğraf aramaya başladı. Chan ilk defa hoşlandığı kızdan söz ediyordu bizim yanımızda hiç böyle şeylerden bahsetmezdi.

"Yuqi değil mi bu?" Jay muhtemelen kızı tanıyordu.

"Evet o."

"Babamla babası çok yakın arkadaşlar olmadı aranızı yaparız sorun değil hoşlandığını söylemen yeterdi oğlum niye şimdi haberimiz oluyor."

"Bilmem olabilir." Ağzının içinde birşeyler geveledikten sonra başını yere eğdi. Hayır Yuqi'den hoşlanmıyordu Chan gözleri belli ediyordu. Yalan söylemişti. Bir ara Chan ile uzun bir konuşma yapmam gerekebilirdi.

Serendipity Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin