0.2

1.3K 146 177
                                    

abla nasil olucak o

beomgyu:
...
G
E
L
I
N
O
L
U
Y
O
R
U
M
!!!

soobin:
ne

hueningkai:
noluyo

beomgyu:
GELIN OLUYROUM!!!!

hueningkai:
bu da kecılerı ıyıce kacırdı ha

beomgyu:
of kamal bak sus bozma moralimi
sikerim seni

hueningkai:
ıns knk

beomgyu:
NEYSE KONUYA DONELIM
AHAHAHAHQGAHQ
YASANANA BAKIN
*ss*

soobin:
lan asirlar once attigin postu niye begenmis bu

hueningkai:
canı ıstemıs begenmıs
mal aq
nıye aranızda ıq sevıyesı yerkerde olmayan (ben dısı) kımse yok

beomgyu:
HESABIMJ STOLKLAMIS AQQQWWQQQQQQ
ASIK BU BANA
YANMIS BANA BITMIS YANI

soobin:
he aynen
ama stolklamis la harbi
omg stolklamis

hueningkai:
ben okuyup ortopedı doktoru olmus bı ınsanın boyle bı ruh hastasının hesabını stolklayacak kadsr salak olabılecegınj dusunmemıstım

beomgyu:
ASIK ASIKKKKK
neyse sen simdi enerjimi somurecek bisey bulur ve moralimi bozarsin o yuzden sus sikmiyim
ben kocamla evlilik hayalleri kurmaya gidiorm bb

beomgyu çevrimdışı

hueningkai:
kur kur anca hayal kurarsın zaten amk malı

hueningkai çevrimdışı

---

Sabah oldu, Beomgyu'nun alarmı çaldı ama Beomgyu uyanmayı reddetti ve alarmı kapatıp uyumaya devam etti. Rüyasında Niki onu ısırmak üzereyken korkuyla en sonunda uyanmıştı. Saate baktığında derse geç kaldığını gördüğü gibi zıplayarak yerinden doğruldu. "Ananı sikeyim ya Sihyuk orospusu bu sefer kesin sike sike kovacak!"

Eline geldiği gibi kareli, yakasında minik bir ayıcık bulunan gömleğini ve siyah şortunu üzerine geçirip aceleyle, özensiz bir görünüşle evden çıktı. Arabasını olabildiğince hızlı sürerek okula vardı. Koşarak sınıfına giderken bir yandan da sağlam olan tek kolunun eli yani sağ eli ile saçını düzeltiyordu.

Akın eder gibi sınıfa daldığında sınıfın bomboş olduğunu gördü. Ne olduğunu anlamaya çalışırken telefonunu eline aldı ve saatin 07.03 olduğunu gördü. Ders, saat 08.30'da başlıyordu... Sabah uykulu haliyle saati 08.47 olarak görmüştü ancak muhtemelen o sırada saat 06.47'ydi. "Böyle kör gözün 7 ceddinin amını evire çevire sikeyim..."

Daha bir buçuk saati olduğu için kafasını masaya dayadı ve biraz uyumaya çalıştı.

---

"Öğretmenim..." diyip nazikçe Beomgyu'nun omzunu dürttü ince, uzun parmaklar.

Beomgyu, hissettiği irkiltici temas ile yerinden zıpladı.

"Ayy!"

Karşısında duran kişinin beyaz atlı prensi, aşşşkı, hayallerinin erkeği, kocası, ilerdeki 9 çocuğunun bab- neyse işte, Taehyun olduğunu görünce kendine geldi.

"Hocam?!"

"Merhaba, Choi Beomgyu Bey, dün sardığım acı dolu kırığın sebebi galiba bizim yaramazmış. Öğretmenimizi üzdüğümüz için biraz pişman olduk da bir şey söylemek istedik, değil mi, Niki?"

you're the sun to the moon -taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin