1.5

727 106 112
                                    

Beomgyu gözlerini ayırıp gülümsedi ve tekrar göz teması kurup konuştu. "Siz çok iyi bir babasınız."

"Sizin iyi bir öğretmen olduğunuz kadar olmasa da..." diye cevapladı Taehyun. Yavaşça yüzünü Beomgyu'nun yüzüne daha da yaklaştırdı. Birbirlerinin nefes alış-veriş seslerini rahatlıkla duyabiliyorlardı. Beomgyu sertçe yutkundu. Taehyun, gözlerini biraz daha Beomgyu'nun gözlerinde gezdirdikten sonra bakışlarını Beomgyu'nun dudağına çevirdi ve yutkundu.

Beomgyu, Taehyun gözlerini dudaklarına çevirdiğinde tüm vücudunun yandığını ve uyuştuğunu hissetti. O anda kulaklarının ve yanaklarının domatese döndüğünü aynaya bakmadan kolayca söyleyebilirdi.

Çok sürmeden Beomgyu da bakışlarını Taehyun'un dudaklarına çevirdi ve yavaşça yaklaşmaya başladı. Alınları ve burunları birbirine değiyordu. Beomgyu gözlerini kapattı ve hafifçe gülümsedi. Taehyun, Beomgyu'nun çenesine götürmek üzere elini kaldırdı.

Taehyun'un uzun-ince parmakları Beomgyu'nun çenesine değdiği sırada...

"Beomgyu, annem aradı eve gitmemiz lazım!!" diye seslenerek çıktı tuvaletten, Kai.

Kai'nin sesini duymasıyla ikisi de hızlıca geri çekildi ve Kai'nin olduğu yere baktılar.

"Niye far görmüş tavşan gibi bakıyonuz la?! Zengin değilim ben sizin gibi, aile evinde kalıyorum!" diye bağırdı kendisine şaşkın şaşkın bakan ikiliye, Hueningkai.

Taehyun ve Beomgyu, aynı anda birbirlerine döndüler.

"Kusura bakmayın, Taehyun Bey. Biz kalkalım." dedi ve ayağa kalktı, Beomgyu.

Beomgyu'nun ayağa kalkmasıyla Taehyun da ayaklandı ve kapıya ilerlemek üzere olan Beomgyu'nun bileğinden tuttu.

"E ama...... Çay...?!"

"Çay...?"

"Evet! Ocağa koymuştum ya...? Hazır olmuştur şu an."

"Kusura bakmayın, size afiyet olsun."

"Peki... Buyrun, ben sizi geçireyim..."

Kapıya vardıklarında ayakkabılarını giyerlerken Hyuka, garip garip Beomgyu'nun yüzüne bakıyordu. En sonunda sordu: "Sana noldu lan?!"

"Nolmuş...?"

"Domatese dönmüşsün, tipe bak! Ateşin falan mı var?"

"Ben mi...?" dedi ve elini yüzüne götürdü. Yüzü yanıyordu resmen. "Ah, evet. Hava sıcak ya, ondandır herhalde."

"Emin misin, oğlum? Ateşin vardır bence. Taehyuniko baksana bi' reis doktorsun sen!" dedi ve Taehyun'a dönerek, Hyuka.

"Yok ya! Ne ateşim olacak?! Hava sıcak, hava..." diye atladı Beomgyu.

"Hava sıcak da sadece sana mı sıcak kanka?"

"Dışarısı serindir. Çıkalım hadi biz!"

"İyi, öyle olsun..."

"Ah, bu arada, Beomgyu Bey!" diye arkalarından seslendi, Taehyun.

"Buyrun...?" dedi ve arkasını döndü, Beomgyu. İkisi de asla birbirinin yüzüne bakamıyordu.

"Ben... numaranızı alabilir miyim? Bir daha bir şey olursa falan diye..."

"Tabii..." dedi ve telefonundan numarasını gösterdi, Beomgyu. Taehyun ise hemen telefonunu çıkarıp kaydetti.

"Tamamdır... Teşekkürler, iyi akşamlar..."

"İyi akşamlar..." dedi Beomgyu. Taehyun, görüşünden çıkana kadar arkalarından baktı ve daha sonra kapıyı kapattı.

you're the sun to the moon -taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin