Selamlar. Lütfen bölüm isimlerine yani numaralarına dikkat ederek okuyun çünkü 17. ve 27. bölümler kaldırıldı, iki bölümün kurguya çokta bir etkisi yoktu o yüzden sorun olmadan okuyabilirsiniz.
tarihleri alalımm, iyi okumalar👋🏻
Soygun yapacağımız yeri araştırıyorduk. Ekibimiz 6 kişilik Changbin,Hyunjin,Chan,Yeji,Ryujin ve ben.
Çaldığımız paranın %30 u kadar bize düşüyor geri kalanı çocuk hastaneleri veya yardım vakıflarına.
"Changbin bulamadın mı hala"
"Çıldırmak üzereyim giremiyorum sisteme!" Elinin altındaki klavyeyi sinirle ittirip sandalyesiyle arkasında oturanlara döndü.
Bilgisayar ekranı aniden mavi ekran üzerinde değişik kodlara büründüğünde Changbin "Şükürler olsun" diyip işine devam etti.
"Beyler buldum bakın şimdi burası kör nokta ben kameraları durdururken siz burada bekleyeceksiniz eğer şimdi kapatırsam anlaşılır"
Bankanın arka tarafında kalan kamera kayıtlarına bakarken bize planı anlatıyordu.
"Minho görevin kalbi sensin olabildiğince en hızlı şekilde parayı alıp yangın merdivenlerinden iniceksin geri kalanı bende"
"Geçen soygunda telefonları almadık ne oldu hatırlatırım polis 4,5 ay peşimizi bırakmadı"
"Yeji sen telefonları topla Ryujin sen dışarda etrafı gözetlersin"
"Tamam görevimiz bu gece bitsin!"
Odalaramıza dağıldığımızda yatağıma geçip biraz dinlenme gereği duydum.
Soygun yaptığımız yerlere imzamı bırakırım. Yakmak gibi.
Yaklaşık 2-3 saat uyumuşum uyandığımda üstümde beni uyandırmaya çalışan bir ayı vardı. Changbin tabi ki.
"Ayı mısın adam!"
"Kes boşu kalk daha soygun yapıcaksın"
Yatağımda doğrulup istemeye istemeye kalktım banyoya gidip işlerimi hallettikten sonra lazım olanları aldım.
Silahımı pantolonumun arkasına sokup üstüme siyah paraşüt ceketimi giydim.
Herkes salonda hazır beni bekliyordu salona geçtiğimde güzel küfürler işitip evden çıktık.
"Yeji umarım yine tırnağım kırıldı diye bağırmazsın"
"Bu tırnaklar ne kadar işime yarıyor dövüşürken var ya adamın kollarını yüzünü tanınmaz hale getiriyor adeta bıçak canım tırnaklarım" elini uzaklaştırıp tırnaklarına aşkla baktı. Bazen diyorum neden bu kadar salak.
"Salak yeminle"
Bankanın arkasına arabayı park edip Hyunjin harici hepimiz indik. "Elinizi çabuk tutun iyi şanslar!"
"Dediğimi yaparsın umarım"
Gülümseyip maskemi çektim silahlarımız hazır bir şekilde arka kapıya geldiğimizde kilitliydi.
Kapıyı kırmaya çalıştık ama nafile Changbin'e ön taraftan gireceğimizi kulaklıklarımızla haber verip yürümeye başladık.
"Havalı giriş yapayım mı bak bak" kapının önünde kapıyı tekmeleyip giren Chan dikkatleri üzerine çekti. Çekmeliydi de.
"Yat yere yat yat!" diye bağırdığımda bağırış sesleri ile birlikte herkes yere çöktü.
Yeji elindeki torba ile telefonları topluyordu.
"2. Telefonunu görüyorum aptal onuda ver"
Changbin kasaya git komutunu verdiğinde görevlinin kafasına silah tutup kasaya götürmesini söyledim. Dediğimi harfiyen uyguladığında kasayı açmasını emrettim.
"B-ben b-bilmiyorum şifreyi"
"Beni aptal yerine koyamazsın!" Elimdeki silahı kafasına daha çok bastırdığımda çığlık attı.
Kasa aniden açıldığında bunun Changbin'in işi olduğunu anladım.
Kolumdaki 2 boş çanta ile kasaya girdim. Yardıma ihtiyacım vardı.
İlk çantayı doldurduğumda ikinciye yöneldim. "Ne yavaşsın ya ver şu çantayı"
Ryujin yerdeki çantayı alıp parayı doldurmaya başladı hızla kasadan çıkıp ön kapının olduğu tarafa geldim. "6 numara gelince çıkıyoruz"
Beklerken yerde sakince oturan adam gözüme çarptı. Harbiden yakışıklıydı.
Ryujin geldiğinde hepimiz çıktık. Hyunjin'e daha önceden biz çıkmadan önce bankanın etrafına benzin dökmesini söylemiştim öyle de yapmıştı.
Çakmağımı çıkarıp yaktım bankanın yan tarafına fırlatıp uzaklaştım.
Ama aklım hala içerdeki adamdaydı. Diğerlerine göre cesurca duruyordu ve şuan korkuyordu içerde. Uzaktan ona bakıyordum.
Çantayı Chan'e fırlatıp içeriye koştum.
Birazdan burası alev alacaktı hatta almaya başlamıştı ve ben burda bir daha göremeyeceğim birini kurtarıyordum.
O adamın yanına geldiğimde kucağıma aldım konuşmasına izin vermeden dışarı çıktım. Biz çıktıktan hemen sonra alev bankanın etrafını sardı.
"Neden beni kurtardın ölecektim işte ne güzel" böyle demesi canımı sıktı. Hayatımda ilk defa gördüğüm birine karşı dediğime bak.
"Huzura kavuşurdum belkide"
"Kurtarmak istedim seni bir daha göremeyeceğim zaten"
"Ne o aşık mı oldun soyguncu"
"Haha aşk mı ? Öyle bir şeyin olduğunu sanmıyorum." Alaycı ses tonumla konuşup polisin siren seslerini işittiğimde el sallayıp koşmaya başladım.
Beni bekleyen ekip arkadaşlarım arabada belamı hallettikten sonra arkamızdaki polis seslerini geride bırakıp eve doğru yola çıktık.
Maskemi açıp gözlerimi kapadım.
"Minho sen ne yaptığının farkında mısın!?" Maalesef.
"Evet hyung farkındayım soygun sırasında adamın birini kurtardım"
"Neden kurtardın?" Ben bile nedenini bilmiyorum.
"Bilmiyorum yakışıklıydı o bedenin öyle yanmasına izin veremezdim"
Hyunjin alay ederek "O zaman yakışıklı veya güzel gördüğümüz kişileri soygundan sonra kaçmamız gerekirken kurtarıyoruz"
Herkes gülerken gülmeyen tek kişi bendim.
"Bankada müdür yoktu amk"
Changbin telefon bağlantısı ile konuşuyordu.
Kasada ki paranın yarısını almıştık zaten nerdeyse 4 çanta kadar para vardı küçük bir bankaydı. Eve gidince tek istediğim kahve içip uyumak.
"Changbin umarım evde kahvem hazır bekliyordur"
"Emredersin paşam"
__________
Acemice olmuş olabilir normalde düz yazıyı daha iyi yazıyodum ama yazamadım bunu
Sonraki bölümde görüsük
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arsonist
FanfictionHan Jisung kredi kartı borcunu yatırmak için bankaya gelmişti. Borcunu ödeyip gidecekti ki baskın yapıldı. Maskeli 6 genç herkesi yere yatırdılar sonrasında Lee Minho kasaya gidip olabildiğince fazla parayı aldı. Soyguncular çıktığında Minho bankanı...