Şuan Minho ile karşılıklı oturuyordum nasıl böyle buluştuk ne ara buluşma ayarladık ınanın bilmiyorum.
Minho konuşmamız lazım dedi en yakın kafeye çağırdı bende sorgulamadan geldim işte.
"ne konuşmak istemiştin?"
"bak direkt giriyorum konuya" ilk önce sandalyesini masaya biraz daha çekip telefonunu ve sigara pakedini koydu masaya.
"anladığım kadarıyla beni seviyorsun ve bende seni seviyorum"
"evet doğru"
"abinden korkuyorsun sanırım"
dediğinde yanlışlık vardı abimden korkmuyordum onun minhoya yapabileceklerinden korkuyordum. "ondan korkmuyorum sana yapabileceklerinden korkuyorum"
"bana hiçbir bok yapamaz 15 yıl dövüş eğitimi aldım bu hiçbir şey beni her ay öldürmeye çalışan oluyor ama hala canlıyım"
dediği ile şaşkınlığımı koruyamadım. 15 yıldır dövüş eğitimi almıştı ve ölümle burun burunaydı her zaman.
"nolursun dikkat et bak" kafasıyla onaylayıp devam etti konuşmasına "sen beni seviyorsan aramıza hiçbir şey giremez ne baban ne abin ne 3. kişi"
"senin iyi hissetmen için her şeyi yaparım uzaktan 'o ilişkiden ne anlasın' deselerde öyle değilim ben"
"Jisung ben sadece mutlu olmak istiyorum." bu dediği kalbimi sızlattı resmen. "ben seninle mutlu olurum jis"
bende mutlu olmak istiyorum. kim istemiyor ki mutlu olmak?
"minho bana biraz zaman verir misin ben bir ilişkiye hazır mıyım bilmiyorum"
"istediğin kadar vakit senin olsun ama konuşmayı kesme benimle"
"kesmem merak etme" bu cümlemden sonra biraz bekledi yüzüme baktı sadece süzdü beni. Bundan sonrası zaten havadan sudan konuşmaydı, konuşma sürekli tıkansa da açıyordum bi şekilde.
en sonunda minho adının changbin olduğunu düşündüğüm arkadaşından gelen telefonu açtı kısa konuşma sonrasında bana döndü. "sana sormadım ama changbinide çağırdım şimdi sorun olur mu istersen erteleyim?"
"hayır, hayır sorun olmaz"
kafasıyla sallayıp öylece bekledi kalkmam gerektiğini hissettiğimde ayağa kalktım. "ben gideyim"
"kalsaydın biraz daha" o da ayağa kalktığında vedalaşma amacıyla sarıldım "gerek yok sonra tekrar buluşuruz görüşürüz" el sallayıp kafeden çıktım ki felix ve yanında ki geçenlerde bana gösterdiği çocuk karşımdaydı. ne oluyor lan?!
"felix?"
"jisung?"
"yeng-" yenge mi dedi o bana? pardon kıza benzer yanım mı var
"bak bu changbin buraya minho ile buluşmak için gelmiş bende jeongin'e gidecektim yol üstünde ya burası kuru pasta alıcaktım"
"sen minhonun mu arkadaşısın?" içinde bulunduğum durum çok absürt.
"ben minhonun yanına gideyim. Felix yazışırız aldın numaramı zaten" kıkırdayıp el salladı ve kafeye geçti felix'de alacakları için içeri girdi.
"kanka fazla manifest yaptım galiba daha geçen gün onu ig de gördüm beğendim şimdi karşıma çıktı hemde çekinmeden numarasını aldım lan!" fazla heyecandan bağırdı için changbin ve minho bize baktı "bağırmasana salak"
işi bittiğinde ben eve gidecektim ki jeongine gelmem konusunda ısrar etti zaten seungminde jeongindeydi.
"seungmine ev bulduk yarın bakmaya gidicez"
"iyi olmuş ama içimizden biriyle yaşasa iyi olmaz mıydı ya"
"size yük olurum dedi askım" elimi alnıma vurup önüme döndüm sessiz yürümenin ardından eve geldik.
kapıyı çaldığımızda çok geçmeden seungmin açtı kapıyı kısa bir hoşgeldin faslı yapıp elimizdekileri aldı ve mutfağa gitti.
"jeongin bu evin hali ne lan savaş mı çıktı amk" evin içinden tır geçmiş gibiydi resmen. "seungminle sakalasıyodum sonra bi sakayı biraz fazla abartmış olabilirim tüm ev kovaladı beni en son biraz kavga ettik sakacıktan koltuklardan falan atladımda."
bu çocuk fazla hiperaktif.
"gülüşe bak yicem amk çocuğunu" felix jeongin'in suratını avuçları arasına alıp sıktı.
kısa süre sonra seungmin elindeki atıştırmalıklarla gelince film açtık ve izlemeye başladık.
.
.
.Minho'dan:
Changbinden sonra Chan ve Hyunjin'de geldi yanımıza. geldiğinden beri felix'i anlatan changbin, sevgilimde sevdiğimde yok diyerek efkarlanan hyunjin,seungmin'i geri isteyen chan ve jisung ile arasını nasıl yapacağını düşünen bir adet ben vardı masada.
"bu ne biçim amk kırmızı oda gibi biri sevgili ister biri eski sevgilisini ister biri yarım saat önce gördüğü çocuğa asık olur"
"sen bi kendine bak amk jisung gittiğinden beri ellerin saçlarında saçlarını yoluyosun"
beni en iyi tanıyanlar karşısında yalan söyleyemezdim. her streslendiğimde saçlarımla oynarım.
yaklaşık yarım saat sonra geç olduğu için hesabı ödeyip çıktık eve geldiğimizde de hiçbir şey yapmadan uyumaya hazırlanıp yatağa girdim.
düşüncelerimden sıyrılmaya çalışırken uyuyakalmışım.
________
stray kids woo
ı know ı know you know you know ı know you know we know lee know
ben blackpink unnielerimi dinlemeye kaçar
sonraki bölümde görüsükk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arsonist
FanfictionHan Jisung kredi kartı borcunu yatırmak için bankaya gelmişti. Borcunu ödeyip gidecekti ki baskın yapıldı. Maskeli 6 genç herkesi yere yatırdılar sonrasında Lee Minho kasaya gidip olabildiğince fazla parayı aldı. Soyguncular çıktığında Minho bankanı...