On Dört

2.2K 214 65
                                    

Bölüm Şarkısı: N/S

*AnyaForgersırıtışı*

Anlamını bilmeden sırıtarak izliyordum artık bunda bile sırıtamayacağım lan. Anlamı ve mesajı... Ah... Tekrar aşık oldum galiba.

🐨🍃
Duru

"Neden... Öyle bakıyorsun? Yüzümde bir şey mi var?"

Tekrar Mirhan abiye dönüp Gökhan'a baktım. Hayır... Hala sinirli ve baktığı kişi ben değilim.

"Duru?"

"Hı?" eğer sevgililerse ve onu kıskanıyorsa beni uzaklaştırması gerekmiyor mu? Neden hâlâ Gökhan'a bakıyor?

Kafamı iki yana salladım. Kolumdaki dokunuşla kafamı çevirip Gökhan'a baktım tekrar. "Bir sorun mu var?" Kolumu mu okşadı o?

Gözlerim kısa bir an kolumu tutan parmaklarına kaysa da kendine gelip ona baktım. "Dalmışım."

Gülümsedi. Eli kolumda hareket ediyordu ve bu gerici miydi yoksa rahatlatıcı mı anlamadım. "Yüzüme bakarak dalmandan bir şey çıkarmam gerekiyor mu?"

Ben Mirhan abiye de bakıyorum sanıyordum?

Cevap vermediğimde kısık bir şekilde gülmüştü. Gülüşü cidden güzeldi ve bu beni korkutmuştu. Kafamı çevirip Mirhan abiye baktım. Saçmalama Duru, gözlerinden ateş çıkmıyor!

Hızlıca önüme dönüp kimsenin görmemesi için masanın altından elini tutup kolumdan ayırdım. Ama o sanırım yanlış anlamış ve elimi kavramıştı. Babasını sikeyim ya!

Kalp atışlarım hızlanırken yasak bir şey yapıyormuş gibi hissediyordum. "Biraz konuşabilir miyiz?" diye sordum Gökhan'a.

"Tabiki!" dedi hafif yüksek sesle. Bembeyaz dişlerini göstererek gülümsedi.

Kaşlarımı çattım. Bir yandan da elimi çekmeye çalışıyordum. "Sonradan gel. Beraber gidersek yanlış anlaşılır."

Fısıltıyla söylediklerimden sonra yüz ifadesini ciddileştirip beni onayladı. Gergin bir nefes verdim. Mirhan abiye baktım. Dudaklarımı oynatarak 'Bi gelir misin?' dedim.

Kaşları çatılırken kafasını salladı. Gözü bir an için Gökhan'a kaymıştı. Ayağa kalkıp koyu bir sohbetin içine girmiş adamları rahatsız etmeden masadan ayrıldım. Burada yemek masalarının dışında iki koridor vardı. Biri tuvaletlere, temizlik odalarına ayrılırken diğeri resepsiyon tarzında bir yere ayrılıyordu. Çıkışta oraya gidip tatlı almayı aklımın bir köşesine kazıdım.

İki koridor ayrılmadan hemen önceki açıklığa geçip Mirhan abiyi bekledim. Çok geçmeden gelmişti zaten. Hızlı adımlarla önümde durduğu gibi konuşmaya başladı. "O seni rahatsız ediyor değil mi? Ne dedi? Onu dövmemi ister misin? Korktun mu yoksa? İyi misin-"

"Merak etme Mirhan abi." dedim hızlıca. "Onunla ilgili değil. Kötü bir şey de söylemedi." yani umarım.

Kafasını sallasa da ikna olmuşa benzemiyordu. "Peki ne oldu?"

Dudaklarımı ıslattım. "Tatlı almak istedim, ama yalnız gitmeye utandım."

Dediğim şeyi beklemediği için birkaç saniye durdu. Sonra gülümsedi. "Deli kız."

Neredeyse ilk kez gülümsediğine şahit olunca bakışlarım yüzünde takılı kaldı. Birkaç saniyelik tebessümü hızlıca silinirken bakışlarım hâlâ yanağındaydı oluşan çukurun olduğu yerdeydi.

CEHENNET'TE MİYİM?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin