17. BÖLÜM

23.8K 1.8K 105
                                    

17. BÖLÜM

Alparslan'ı ilk defa bu kadar gülümsediğini görüyordum. Tamam zaten çok da görmemiştim ama şimdi ilk defa yüz ifadesi çok mutluydu.

"Hoşbulduk." Dedi Atilla Bey ağız ucuyla.Gözleriyle 'sen niye kapıyı açtın' der gibi bakıyordu. Niye böyle yaptığını anlamamıştım.

"Hoşbulduk." Dedim bende. Atilla Bey'in aksine gülümsemiştim. Alparslan bana bakınca Atilla Bey içeriye girmişti. Omzuyla onu kapıdan uzaklaştırırken "Geç kızım." Dedi bana.

Ayakkabılarımı çıkarıp kapıdan içeriye girdiğimde arkamdan Egemen ve Kerim'de giriyordu.

"Yavrum hoşgeldiniz."

Bahar Hanım'ın sesini duyunca ona baktım. Salon kapısı olduğunu tahmin ettiğim kapıdan yanımıza doğru geliyordu.

"Hoşbulduk annecim." Dedi Egemen arkamdan. Hoşbulduk kısmını bastırarak demişti.

Sanırım Bahar Hanım'ın sadece bana dediğin düşünmüştü ama Bahar hanım hepimize hoşgeldin demişti aslında.

Bahar hanım gülerek Egemen'in yanaklarını sıktı önce. "Benim oğullarım da gelmiş." Diyerek sıkmıştı. Aynı hareketi Kerim için de yapacaktı ki Kerim bunu istememiş olacak ki "Hoşbulduk annem." Diyerek sarılmıştı.

"Anne ben kaç yaşındayım biliyor musun? 5 yaşında çocuk muyum ben?" Dedi Egemen söylenerek.

Bahar hanım ise alayla gülmüştü. "Biliyorum oğlum ben doğurdum ya seni."

"Aaa kapıda kaldınız ama buyrun içeriye geçelim." Diyen bir adet Ceylan Ayyıldız'ın sesini duymuştum. O da az önce Bahar Hanım'ın çıktığı kapı önündeydi.

Bu fikir herkese mantıklı gelmiş olacak ki saniyeler sonra içeriye geçmiştik. İlk defa geldiğim bu ev bende sıcak bir his uyandırmıştı.

Bu ev benim kaldığım evden daha büyüktü. Bir de sanırım Ceylan Hanım'ın etkisi büyük olacak ki gerçek bir ev gibiydi.

Her evin bir kokusu, hissi vardı bana göre. Benim kaldığım evler bana hep soğuk bir kış günü dışarıda kalmış hissi verirdi. Sanki herkes evinde ısınıyor bir tek dışarda ben üşüyorum gibi. Oysa şimdi bu ev o kış gününde benimde bir evde olduğum hissiyatı vermişti.

Mutfaktan yemek kokuları geliyordu. Salonun bir kaç yerinde adını bilmediğim çiçeklerden vardı. Benim evimin aksine bu evde aile yaşıyordu.

"Hoşgeldiniz hepiniz. Ama en çok sen hoşgeldin Mehir." Dedi Ceylan Hanım gülümseyerek.

"Hoşbulduk." Dedim bende tebessüm ederek. İçeride iki tane büyük üçlü koltuk ve iki tane de karşılıklı tekli koltuklardan vardı. Tekli koltuğa ben geçmiştim. Diğerine ise Alparslan oturmuştu. Benim yanımdaki koltukta Atilla Bey, Bahar Hanım ve Kerim otururken diğer koltukta Kerim ve Ceylan Hanım oturmuştu.

"Nasılsın kızım?"

"Sağolun. İyiyim siz?" Diyerek cevap verdim Ceylan Hanım'ın sorusuna. Ama o anlamadığım şekilde 'oldu mu şimdi bu' diyerek baktı. "Öyle sizli bizli olur mu kızım? Teyze diyebilirsin bana."

"Peki." Diye mırıldandım. Bahar Hanım'a da hala hanım diyordum. O da bu durumdan pek hoşnut değildi ama birşey de dememişti. Sanırım zorlamak istemiyordu. Çünkü birine teyze demek kolaydı. Dışardaki herkese teyze diyebilirsin ama anne demek çok zordu.

Bakışlarımı oda içinde gezdirirken kapı önünde bana bakan biriyle göz göze geldim. Ceylan Hanım'ın yani Ceylan teyzenin daha genç hali gibiydi.

HİCRAN (Aile+ Askeri Hikaye)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin