1.0

18.8K 1K 308
                                    

Bu kadar geciktiğim için üzgünüm.

İyi okumalar ^^





✨✨

Demir'e üstümü değiştirip geleceğimi söylemiştim. Onu çok bekletmemek adına hızlıca üstüme giymek için bir şeyler aradım. Bugün hava çok güzeldi o yüzden çiçekli bir elbise giymeye karar verdim. Hem Demirin o mafyatik tarzına tezat olarak çıtı pıtı bir kız olmak istedim. Bu elbiseye uyacak bir şekilde makyaj yaptım, saçlarımı da iki yandan ördüm. Evet şimdi tamamım. Aynadan kendime bakınca çok güzel olduğumu fark ettim, biraz fazla mı oldu ne?

Neyse sonuçta şirket yani şimdi orda kalem etekli dekolteli topuklu ayakkabılarıyla tıkır tıkır ses çıkaran kadınlar vardır. Crop ve pantolon giysem sönük kalacak gibiydim. O yüzden iyi olduyani umarım öyle olmuştur.

Çok fazla oyalandığımı düşünüp merdivenleri hızlıca indim. Yine nefes nefese kalmıştım, bu aralar çok fazla yaşıyordum bu durumu.  Kapının hemen dibinde ayaklarını sallayarak bekleyen bir adet Demir vardı. Umarım mafya prensi sinirlendirmemişizdir.

Bakışları bana döndü önce yüzüme bakıp sonrasında baştan aşağı süzdü. "Festivale gidiyoruz da benim mi haberim yok. Hem şu her zaman giydiğin bol pantolonlarından birini giyseydin ya. Çok yakışıyordu bu olmamış biraz. Hadi git üstünü değiştir güzelim. Hasta olma diye diyorum ben"

"Bi şey olmaz bana kolay kolay hastalanmam ben zaten."   o sırada kanser hücrelerim "hi bitches"  diye ortama girse çok epik bir an olurdu. Kolay kolay hastalanmam deyip fena bir hastalığa ev sahipliği yapıyordu bedenim. "E peki sen öyle diyorsan.. ama hastalanırsan bozuşuruz. " ilerde bozuşucaz desenize, kafamı aynen aynen der gibi salladım. Beni ikna etmeyeceğini anladıktan sonra kapıyı açıp çıktı ben de peşinden. 

Siyah bir passat vardı kapının önünde. siyah passat... mafyaların hep kullandığı siyah passat... Canım organlarım sanırım yakında ayrılacağız. " Karnına bir şey mi oldu ağrın falan mı var?"  Demir'in endişeli bakılkarı beni bulmuştu ne olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi. İki elimle kendime sarılmış böbreklerini okşuyordum. Ağlamaklı bir sesle " Ben organlarımı seviyorum lütfen alma onları. Hem çürüktür benim organlarım bir işinize yaramaz ki valla bak." bu dediklerimle beraber kafası iyice karışmıştı. Ne dediğimi anlamaya çalışıyor ama bir sonuca varıyor gibiydi. "Ahu, yavrum, güzelim benim ne diyosun sen? Ne organı ne alması."

Yavrum? Güzelim? Bu adam neler der böyle. Bu bir tuzak mı. Etil alkol kullanmak yerine beni sözleriyle mi bayıltacaktı.

"Mafyalar organları almaz mı? Aniden o yüzden çağırdın dimi beni, acil organa ihtiyacınız var sen de beni götürüyorsun o yüzden. Şirket gezisi de bahane Ahu'nun organları şahane." önce bi durdu yüzüme baktı, baktı sonra şiddetli bir kahkaha attı. Komik ne vardı bunda ya. Hem kahkası da güzelmiş şerefsizin.

"Bir şeyi çok öerwk ediyorum bu sonuca nerden vardın?" ona ciddi misin bakışlarımı atıp arabasını gösterdim " E araban Passat" şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu " Ben hâlâ bağlantıyı kuramadım güzelim biraz daha açıklamaya ne dersin?" bıkkın bir nefes verip "Mafyalar siyah Passat kullanır Demir bu yazılı olmayan bir kuraldır. Bunu bile bilmiyorsun ne biçim mafyasın sen! "

"Peki küçük hanım sen bunu nerden biliyosun? Epey mafya tanıdın galiba" ay bu da cahil yaa. " Nerden olacak dizilerden, filmlerden, kitaplardan.  Hepsinin siyah Passatı, yakışıklı yüzleri, uzun boyları,keskin bakışları, soğuk badboy havaları, güzel kokuları ve melodik kahkahaları var ve sen bütün bu maddelere uyuyorsun." önce şaşırdı sonra güldü. " Bu kadar iyi özelliği nasıl mafyalara bağladın anlamıyorum. Hem yakışıklı buluyorsun beni ha? Melodik kahkaha.. güzel koku.. sevdim bunları. Sen biraz daha bahsetsene şu mafyalardan"  cık cıklayıp arabaya doğru ilerledim.  Fazla bile oyalandık artık gitme vakti ne olacaksa olsun.

KORALTANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin