0.7

17.4K 1K 91
                                    

Merhabaa, uzun zaman oldu bölüm yüklemeyeli. Vizelerim vardı o yüzden yazamadım bebişler. Neyse daha da bekletmeyeliim ve bölüme başlayalım

İyi okumalaaarr<3



✨✨

Sabah yüzüme güneşin vurmasıyla uyanmıştım; pencere önündeki minderde, ağlayarak yıldızları izlerken uyuyakalmıştım sanırım. Ayağa kalkıp gerindim, her yerim tutulmuştu ya. Hareket edecek halim yoktu tüm enerjim çekilmiş gibiydi. Dün uyumadan önce hatırladığım şeyler birer birer zihnime üşüşmeye başladı.

Kanser olma durumum vardı dimi benim. Ah benim aptal kafam nasıl unutursun. Sanki ben değil kanser olan başkası. Bu nasıl sorumsuzluk! Kanser hakkında bildiğim hiçbir şey yoktu. Kafama kafama vurmaya başladım, aptallığıma inanamıyordum. Doktorun konuşmasını bile dinlememiştim, tek duyduğum kansersin olmuştu. Ah bir de o gün video çekmiştim ve düzenlemeden direkt atmıştım kanalıma. Şimdi düşündüm de ben hastanedeyken de kayıttaydım. Çıldırıcam, umarım o kısımlarda ses gitmiştir ya da video kapanmıştır. Acilen kanalıma bakmam gerek.

Telefonumu aramaya başladım ama bu telefon bulunmamaya yemin etmiş gibiydi. O sırada kendime sövüyordum, aptallığıma... Odada birinin varlığını hissetmemle arkama baktım. Bilin bakalım kim var odada; yüzsüz Deniz.

Onu gördükçe daha da sinirlendim. "Delirdin sen de iyice, kendi kendine ne konuşup duruyorsun. Bir de durmadan kendine vuruyorsun. Kızım sen iyi misin?"
" Sensin kızım! Nerden kızın oluyormuşum ben senin ağzını topla yoksa ben toplarım" benim bu ani çıkışıma şaşırmış ne diyeceğini bilememiş gibi bir hali vardı. "Her neyse niye geldin odama dün söylediklerin yetmedi galiba?" iyice afallamıştı Deniz. "Annem seni uyandırmamı istemişti kahvaltı için kendin uyanmışsın ama neyse gel de kahvaltı yap." diyerek çıktı odadan o sırada da deli midir nedir diye söylenmeyi de ihmal etmedi.

Hayır yani yapıp yapıp sonra bu kız deli oluyor. Sabır Allah'ım ya. Telefonumu da bulamadım zaten. Yerimde tepinmeyi bırakıp kahvaltı yapmak için hareketlendim kapıya doğru. Odadan çıkınca kapıda  bir adet  uykulu Furkan görüş açıma girdi. Saçı dağılmış gözleri kısık etrafına bakıyordu uykulu uykulu. Her ne kadar bu çocuktan haz etmesem de şu an çok tatlı geldi gözüme. Yanaklarını mıncırasım geldi. Neden olmasın?

"Anlamadım ne neden olmasın?" Hay Allah kahretmesin yine dışımdan konuşmuştum. Neyse bi şey yok bi şey yok bi şey yok. Omuz silkip yürümeye başladım yanına varınca yanaklarını sıktım. Ayy hamur gibiydi bırakasım gelmiyor. Mecburen bıraktım çünkü yüz ifadesi çok komik. Gülmemek için kendimi çok zor tuttum. Gülersem havam söner yapamam.

Arkama baktığımda hâlâ o şok ifadesiyle yerinde durduğunu gördüm. Allah'ım çok komikti kendimi tutamıyorum , merdivenlere gelince anırmaya başladım artık. O sırada Buğra yanıma gelmiş halime bakıyordu. Onun anlamaya çalışır gibi olan yüz ifadesi de çok komikti bir tur da ona güldüm. Gülerken birden ağlamaya başladım. Ruh halim bok gibi, ne hissedeceğimi şaşırdım iyice asidi kaçmış kola gibiyim. Napcam ben ya bir yandan kanser bir yandan yeni aile, nasıl alışacağım hadi alıştım ya ölürsem? Gözyaşlarım iyice sel gibi akıyordu artık.

Buğra ne olduğunu anlayamamış telaşla yüzüme bakıyordu "Noldu niye ağlıyorsun? Daha az önce gülüyordun. İyi misin?" gözyaşlarımı silip bir şey yok dercesine omuz silktim "Yani bilirsin bazı dönemler duygularımız fazla olur. Anlarsın ya" regl olduğumu kastetmeye çalıştım. Buğra'ya baktığımda kızarmıştı. Anladım dercesine hızlı hızlı kafasını sallıyordu.

Sonunda kahvaltı masasına ulaştık. Ben ve Buğra dışında hepsi yerinde oturup bizi bekliyordu. "Sonunda ya açlıktan öldüm burda çabuk oturun da artık başlayalım yoksa bayılacağım" Deniz sitem etmeye başladığında durumun vahimliğini anlamıştım. Bunlar bizi mi beklemişti yemek yemek için? Utançtan kafamı eğerek yerime geçtim. Resmen herkes aç kalmıştı benim yüzümden.

KORALTANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin