1. BÖLÜM

269 57 31
                                    

BAŞLIYORUZ

12 yıl önce;

Çok büyük bir konakta ailemle yaşıyordum, 11 yaşındaydım, iki abim ve bir ablam vardı, abim Doruk ve ablam Ayça ikizlerdi, çok büyük bir aileydik evet farkındayım.

Ben sürekli en sevdiğim bebek oyuncağımla oynardım, upuzun, sapsarı saçları vardı, gözleri elaydı tıpkı benim gözlerim gibiydi. Doğum günümde ablam hediye etmişti bana onu bakmalara, oynamalara doyamıyordum. Zaten tek oyuncağım oydu, ablam bile bu oyuncağı bana zor hediye etmişti.

Babam kızlarıyla vakit geçiren babalardan değildi, oyuncağım bile olmasına çok fazla izin vermiyordu. Neden oynamama izin vermediğini bende bilmiyordum. Soruyordum cevap yok. Dövüp bağırdığını çok hatırlamıyorum ama hiç birşeye izin vermiyordu ve bu beni bayağı etkiliyordu, daha üstüne başıma korumalar dikip duruyordu hiçbir şeye anlam veremez hale gelmiştim. Dışarı top oynamaya arkadaşlarımla çıkınca bile benim başıma korumaları diziyordu rahat rahat oynayamıyordum.

Annem ela gözlü, siyah kısa saçlı, çok narin, zarif, merhametli, iyiliksever bir anneydi. Ama bizim hele ki benim yanımdaki korumaları umursayıpta babama tek bir şey sormaması çok üzüyordu beni. Bu adamlar niye buradaydı? Babamın ve Tarık abimin bu davranışları niye böyle? Acaba annem ben yokken sorup,  bu korumların burada ne işi olduğunu öğrenmiş miydi ? Bilmiyordum.

Ayça ablam 15 yaşında, yeşil gözlü, sarı uzun saçlıydı, bana çok iyi davranıyordu, dışarı çıkamasam bile gelip benimle oynardı, kendimi yalnız hissetmeme izin vermiyordu.

Peki ya niye sadece benim başımda korumalar vardı ki? Ablamın, abimin niye yoktu? Gerçi onlarında başında üç beş koruma oluyordu ara sıra ama benim maşallah futboll takımı gibi adım atacak yer yoktu, sürekli etrafımdalardı mübarek.

Doruk abim 15 yaşında, ela gözlü, kahverengi saçlıydı, dışı çok benzemese bile içi tamamen aynısıydı, ne eksik ne fazla. Ama o ablamın aksine benimle oynamak yerine beni arabasıyla gezdiriyordu, tabikide her zaman ki gibi yine futboll takımı gibi olan ordu'da arkamızdan geliyordu. Bana istediğim şeyleri alıp duruyordu, babama aldırmadan. Benim yüzümden çok azar duyuyordu ama aldırmıyordu, çok eğleniyordum onlarla.

Tarık abim ise 18 yaşındaydı, tam babam gibiydi, yeşil gözleri, simsiyah saçları ile bir türlü ne yapmak istediklerini çözemiyordum, çalışma odasından hiç çıkmıyordu, çıksa bile babamın yanına gidip, bişeyler konuşup, konağı terk ediyordu adamları ile birlikte. Biz var mıyız yok muyuz bile belli değildi. Her şey çok garipti.

• • • • • • • •

Bugün bayramdı, hizmetçiler yemekleri hazırlıyordu, bizde ablamla onlara yardım ediyorduk, annem eksik var mı yok mu diye kontrol ediyordu mükemmel bakışları ile.

"Her şey tamam!" dedi annem.
Sofraya oturduk, ben kapı kapı dolaşıp büyüklerimin ellerinden öpmüştüm, eve gelmiştim ve kahvaltı için hazırlanmıştım ki bir anda abimin telefonuna mesaj geldi. Abim hızla telefonu eline alıp, gelen mesajı görür görmez gözlerini babama çevirip ağzı açık bi şekilde babam baktı.

Babam "Noldu Tarık?" diye seslendi endişeli sesi ile.

"Baba gelsene bir benimle!"  dedi abim babama. Babam başını yukarı aşağı salladı onaylarmışçasına ve sofradan kalkıp masadakilerden uzak bir yere gittiler.

"Noldu Tarık anlat çabuk, beni delirtme!" dedi babam kısık bir ses ile. Tarık hızla telefonun şifresini girip atılan mesajı babasına okuttu ve mesajda'da şey yazıyordu...

+90 *** *** ** **  "Kız kardeşini tüm dünya korumaya gelse bile, yine onu benden kimse alamaz!"
Babam mesajı okur okumaz konaktan ayrıldı ve Tahir abime başıma daha da fazla koruma gelmesi gerektiğini, gerekirse odamın kapısının önünde bekleyip oradanda hiç çıkmamamı emir etmişti.

Biz kahvaltımızı etmiştik, tam odama doğru gidiyordum ki abim bi anda belkide ilk defa elimden tutup gözlerime bakmıştı ve gülümsüyordu.
"Ne oldu abi?" dedim yüzümdeki tebessümle.

Önüme diz çöküp konuşmaya başladı diğer yandanda önüme gelen saçlarımla oynuyordu "Abicim şimdi senin odanda kalman lazım bir süre, korumlar gelicek şimdi kapının önüne duracaklar burada sende uslu uslu içeride durucaksın, istersen ablanıda çağırırım ikiniz oyunlar oynarsınız, tamam mı?" dedi. Ne diyeceğimi nasıl tepki vereceğimi bilememiştim acayip mutluydum sadece gülüyordum dediklerini dinleyemiyordum bile.

İlk önce sarıldım sonra geri çekildim ve konuşmaya başladım "Tamam abi ama ablamıda çağır çok sıkılırım ben burada nooluuuurr" dedim. İlk önce gözlerime baktı sonra hafif sırıttı ve "Tamam" dedi.
Hemen ardından ablamı çağırmaya gitmişti, babamsa abimi dışarıda bekliyordu ki konağın arka tarafından bir anda silah sesi gelmişti.

"AĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞ" diye bağırdım, sonra  hızla arkasını dönüp merdivenlerden çıkıp, yanıma gelip beni kucağına alıp, odama kilitleyip, korumaları tembihleyip, merdivenlerden aşağı indi ve silahını belinden çıkarıp yavaş yavaş ses gelen tarafa doğru ilerledi Tarık abim, babam ve çok fazla sayıda olan adamları. Ayça ablam, Doruk abim ve annem korkmuş bir şekilde duruyorlardı sadece. Sonra bi anda o silah sesi evin içinde duyulmaya başladı.

Koşarak konağın içine girdiler ve her yeri aradılar ama kimseyi bulamadılar.
Sonra bir ses yankılandı etrafa ve Doruk "Ada'nın sesi değil mi bu? " dedi telaşla.
Hepsi odamın kapısına çok hızlı bir şekilde geldiler, Tarık abim kapıyı açtı ve içeride sadece gözleri görünen bir adamla karşılaştılar ve o adam benim ağzımı kapatıyordu eliyle. Ailem paniklemişti, korumalar ve Tarık abimin ve babamın adamları ise o adamla benim etrafımızı sarmışlardı, bize daha doğrusu o adama doğru silahlarını uzatmışlardı.

Benim ağzımı eli ile kapatan adam ilk önce etrafına baktı ve çok sinirli var gücüyle bağırdı "Atın şu silahları yoksa bu kızın kafasına sıkarım" dedi, herkes bıraktı, tabi ben ilk başlarda korkmamıştım ama şuan korkmam için sesi bile yetiyordu. Sesi daha doğru düzgün yerine oturmamıştı, yaşı küçük veya çok genç olduğu belliydi ama çok fazla korkuyordum ve korku içinde ağlıyordum.

Babam genç adamın karşısına geçip silahı ona uzatmasını sağlamıştı. İstediği gibi de oldu "sıksana hadi, bak burdayım!" diye bağırdı babam. Abim yanıma yavaş adımlarla gelmişti, tam beni yanına alacakken genç adam anlayıp, abime doğru dönüp ateş etti.

Bölümü nasıl buldunuz?

Sizce kurşun kimde patladı?

Kimseye zarar geldi mi?

Bu genç adam acaba kim?

Oylayarak, yorum yaparak ve beni takip ederek destek olursanız çok sevinirim şimdiden teşekkürler.

Sizleri seviyorum kendinize iyi bakın🫀

HAPİSHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin