Bölüm 7.

73 6 2
                                    

Dün dünde kaldı, Giray benim hiç bir şeyimdi bunu neden bir türlü anlamıyordum? Giray benim hiç bir şeyimdi. Zaten ölmeyecek miydim? Neden bu çocuğu bu kadar umursuyordum ki? Ah! Salaklık bende. On yedi yaşıma kadar belki bu yüzden arkadaşımın olmasını istemedim, belki bu yüzden kimseye güvenemedim. Gidiyorlar çünkü. Mutlaka bir şey yapıyorlar ve sen paramparça oluyorsun. İlk öpücüğümü alacak insanın dudakları dün başka bir kızın dudaklarındaydı.

'Düşünmezsen, bir şey olmaz.' diye geçirdim içimden ve banyoya girdim. Bir şarkıyı delice söyleyerek suyu kapatarak banyodan çıktım. Okul üniformamı giydiğimde yine düşünüyordum, aynı sırada oturuyorduk bu da demek oluyordu ki yine yüzünü görecektim. Okul üniformalarımı giydiğimde, saatin erken olduğunu anlayıp aşağı indim.

Bahçeye çıkıp, ilk defa bindiğim sallanan koltuğun üzerine oturup kitap okumaya başladım. Bu sallanan koltuk, her defasında beni güldürmeyi başarabiliyordu. Bahçe kapısından saçlarını kaşıyan Aras çıktığında gülmemi kesip, kitap okumaya devam ettim. 'Günaydın' diyerek yanıma oturarak sallanan koltuğu sallamaya başladı.

"Dün eğlenebildin mi?" Diye sorduğunda kitabın kapağını kapattım. "Çok." Yalandan söylediğim gayet açıktı.

"Giray sandığın gibi birisi değil." Dediğinde ağzımdan bir 'hah!' Çıkmıştı. "Giray kimin umrunda." Diyerek ayağa kalkıp yürümeye başladım.

***

Okula Arasla gelmiştim. Grubunun yanına zorla götürmüştü beni. Sıkıcı, sosyal, tiki bir gruplardan iğrenirdim. Ve Aras'ın arkadaş çevresi tiki insanlardan ibaretti. Tikiden kastım: 'babası araba almayınca zırlayan insanlar'

Çantamı banktan alarak sınıfa çıktım. Aras'a hiç bir şey söyleme gereği duymamıştım arkamdan seslense bile. Sınıfa girdiğimde Giray her zamanki yerine oturuyordu. Eğer onun yanına oturmasam, onu sevdiğimi düşünecekti. Eğer oturursam hayatıma devam ettiğimi düşünecekti ki ben hayatıma devam ettiğime göre.. Giray'ın yanına oturdum.

"Alaz." Dediğinde ona bakıp cümlesini bitirmesini bekledim. "Dün gördüklerin." Dediğinde cümlesinin devamını dinlemeden ben konuya girdim.

"Fakir bir ev, çekilişte kazanılan bir motor ölü anne ve baba." Diyerek yalandan güldüm. Çünkü bunlar onun bana söyledikleri yalanlardı. "Çıkışta seni bir yere götüreceğim o zaman." Dediğinde omuz silktim. "İşim var."

"Alaz, sabrımı zorluyorsun." Dediğinde yine omuz silktim. Bu sefer iç çekti. Bu pek umrumda değildi, onun hakkında bir şey öğrenmek istemiyor, onunla aynı ortamda bulunmak istemiyordum. İlk arkadaşım tarafından da hayal kırıklığına uğramıştım.

Çıkış saati geldiğinde bahçe kapısının çıkışında motoruna yaslanmış beni bekliyordu, beklemeye devam edecekti. Çünkü yönümü değiştirerek, otoparktan çıkmıştım. Bu sırada arayan Aras'a cevap vermeden telefonu kapatmıştım.

Giray'a gözükmeden otobüse binmiştim. Gerçekten hayal kırıklığına uğradığım için mi onunla konuşmamak istiyordum? Gerçekten ondan hoşlandığım içindir belki de. Birisi içimdeki hisin bana ne olduğunu söylesin, bu his her neyse çok boktan.

Kütüphaneye gelir gelmez Filiz elime anahtarları atıp gitmişti. Yine düzenlenecek dosyalara baktım, yoktu. Yukarı çıkıp ders çalışanlara göz gezdirdim.

"Alaz." Evet bu seslenen Deren'di. Her gün buraya gelir test çözerdi. Haftaya bir kitap bitirebiliyordu, aşırı derecede zeki olmalıydı. Ama eğer önyargılı davranacak olursam pek test çözecek tip yoktu. Geniş omuzlu, kaslı, saçları dağınık. Bir sürü kızın peşinden koştuğuna emindim.

GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin