Uyandığımda odamdaydım. Kolumdaki şeye baktığımda, serum takılı olduğunu anladım. Kolumdaki lanet intraketten- damar yolu açmak için kullanılan- kurtulmaya çalışırken Aras yanımda belirdi.
"Ne yapıyorsun?" Diyerek beni azarladığında elini -serum takılı olmayan- elimin üzerine koydu.
"Senin için endişelendik." Dediğinde omuz silktim. Bir an aklıma Giray geldi. Bugün saat 7'de buluşacaktık. Aras'ın elinden kurtulup telefonumu ararken Aras'tan telefonumu bulması için rica ettim. Odaya Aslı Abla'da girdiğinde Aras telefonumu bulmuş bana vermişti. Saat çoktan 7'yi geçmişti. Nasıl olurda o kadar saat baygın kalabilirdim ki?
"Tatlım, kendini nasıl hissediyorsun?" Aslı Abla yanıma gelip alnıma bir öpücük kondurduğunda tebessüm ederek başımı onaylarcasına salladım.
Aras, Giray'ı aradığımı fark etmiş olacakki sinirle ayağa kalktı. Elini saçlarının arasından geçirerek odadan çıktı.
"Senin için endişeleniyor." Bir yandan telefonumu açmayan Giray'ı ararken, diğer yandanda Aslı Ablaya bakıyordum.
"Endişelenecek bir şey yok Aslı Abla, iyiyim ben." Lanet olası neden açmıyordu şu telefonunu? Tekrar aradığımda ise bu sefer telefonunu kapatmış olmalı- ki öyle yapmıştı.
İç çekerek yatağın içine gömüldüm. "Ne zaman çıkacak bu şey?"
"Serum bitince ben çıkarırım." Dediğinde gözlerimi açtım. "Eski sağlıkçıyım tatlım."
***
Gece yine uyuyamamış, bir sürü test çözmüştüm. Elimdeki test kitabını bitirmiştim hatta. Bütün gece boyunca, Giray'ı da aramıştım. Ama ulaşılamıyordu. Tek çare onu okulda bulmaktı. Bugün mutlaka okula giderdi. Okuldaki insanların yüzünü görmek istemesemde okula gidecektim.Üniformalarımı giyip aşağı indim. Kahvaltı masasına Aslı Abla tarafından zorla oturduğumda Adnan Bey, bir geçmiş olsun bile demeden ben oturduğum an kalkıp gitmişti. Tamam geçmiş olsun demesini beklemiyordum, ama ben oturduğumda tabağındakileri bitirmeden kalktığını anlamamıştım.
"Okula mı gideceksin?" Aslı Ablaya onaylarcasına başımı salladım. Kahvaltı tabağımın yarısını bitirdikten sonra Aras ayağa kalktı.
"Arifle gelirsin." Diyerek annesinin yanağına bir öpücük kondurduğunda ayağa kalktım. "Görüşürüz Aslı Abla."
Hızlı hızlı yürüyen Aras'a, son anda kendimi arabasına atarak yetiştim. "Dün çok bencilce davrandım kabul."
"Sadece dün mü?" Dediğinde dudağımın kenarını kıvırdım. "Haklısın ama önemli bir işim vardı." Dediğimde çoktan gazı köklemişti.
"Girayla ne gibi bir işin olabilir ki?" diyerek sert bir şekilde konuştuğunda gözlerimi devirdim. "Girayla benim arama girmemen gerektiğini söylemiştim."
"Giray'ı sevmiyorum!" Diyerek bağırdığında bu sefer omuz silktim. "Umrumda mı?"
"Aynısını sana yapacak, kaybeden ben olacağım." Diyerek mırıldandığında kafamı ona çevirdim. "Ne? Neyden bahsediyorsun?"
"Ondan uzak dur." Dediğinde gözlerimi kapatıp birkaç saniye sonra tekrar açtım. "Aras, neyden bahsediyorsun?" Teker teker vurgulamıştım her bir kelimemi.
"Ondan uzak dur." Bu sefer o vurgulamıştı. Sinirle ona bakmayı kesip, kafamı cama yasladım. Aptal.
Okula geldiğimizde Aras'ın yüzünde bir gülümseme vardı ama çözememiştim. "Sana üzüleceğini söylemeyi unutmuşum." Dediğinde gözlerimi devirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ
RandomDoğduğu an annesini ve babasını kaybeden bir kız. İçi, dışı karanlık olan bir kız. En son ne zaman güldüğünü bile hatırlamayan Alaz, 17 yaşında kimlerin yanında gülecek? ''Yaşadığınız acıyı yaşamayan anlamaz.''