BİR ADET DÖNEK SELMA

3.5K 108 8
                                    

Dün banyo yapmadığım için sabah uyandığımda o kadar pis hissediyordum ki kendimi.

Hemen yatağımı düzleyip kendimi banyoya attım. Şofbenden kaynar suyu açıp kendimi keselemeye başladım. O kadar hızlı ve sert yapmışım ki bu eylemi tenimden küçük küçük kan damlacıkları belirince farkına varabilmiştim ancak. Keseleme işim bittikten sonra ise sabun ve lifi bir kenara bırakıp avucuma bir miktar yasemin kokulu şampuanımdan sıkıp saç derilerime masaj yaparak köpürtmeye başladım.

Etraf anında güzel kokarken derin bir nefes çektim içime. Hayatımın sonuna kadar bu banyoda bu kokuyla yaşayabilirdim (!)

Bornozumu üstüme geçirip son olarak banyoya da su tuttuktan ve çekçekle suları temizledikten sonra odama ilerledim. Dolabın kapağını açıp içinden salaş bir t-shirt ve şort aldım. Acayip derecede acıkmıştım. Sadece dün sabah yediğim birkac lokma birşeyle duruyodum. Dünyanın en aç insanı olarak hemde.

Normalde çok sevgili patronumuz beni işten atmasaydı tüm gün orada olacaktım. Bugün ders yoktu. Bende evi temizleyip dersimin başına geçmem gerektiğini hatırlayınca hızlı hızlı yiyip bulaşıkları makineye yerleştirdim.

Hızla banyoya ilerleyip elime Vileda kovasını alıp musluğun altına koydum. Yarı olacak şekilde su dolduğunda içine çamaşır suyu,yersil ve biraz da güzel kokması amaçlı yumoş döktüm. Sopasını da elime alarak odaya geçtim. Zaten sadece oturma odası,benim odam ve mutfak vardı.

Elektrikri süpürgeyle koltukların,TV ünitesinin arkasındaki pislikleri ve tozları makineyle çektikten sonra viledayı yanıma alarak suyunu sıkıp silmeye başladım. En sonunda sıra toz almaya da gelince elime bir camsil ve sarı bezi alarak sildim. Etraf pırıl pırıl olmuştu.

Terazi burçları çok dağınık olur derlerdi genelde. Hiçte öyle değilmiş. Ya da ben şu son 3 yıldır başak burcuna geçiş yapmıştım.

Şaka bir yana her yer tertemiz kokup pırıl pırıl parladığında,işimin bittiğine emin olup artık derse geçme vakti olduğunu saatin 13.12 olmasından anladım. Halbuki fazla geçte uyanmamıştım ama çok hızlı geçmişti zaman temizlik yaparken.

Su ısıtıcısına bir miktar su koyduktan sonra poşet çaylardan bir tane alıp siyah kupama koydum. 3- 4 küpte şeker atıp suyun ısınmasını bekledim. Su ısındığında ağzına kadar doldurup şeker eriyinceye kadar kaşıkla karıştırıp bir kenara bıraktım.

Odama ilerledim kapımı açtım ve mis koku ciğerlerime nüfuz ederken derin bir nefes aldım. Cidden temizlik gibisi yoktu ya(!).

Masama oturmamla telefonumun çalması bir oldu. Arayan kişiye baktığımda ise ağzım bir karış açık kalmıştı. Ne alaka ya diye mırıldanarak açtım telefonu.

"Efendim!"

"Merhaba Hüma. Ben Selma, senden dün yaşananlar için özür dileyecektim. Kusuruma bakma çok büyük eşeklik ettim beni affet nolursun. Hatta gel yine işe başla,senin gibisini bulmak çok zor,yaptığım hatanın farkına vardım. Ben gerçekten özür dilerim."

Kamera şakası falan mıydı bu,nereye bakıyorduk !?

"Bana herkesin içinde tokat attınız siz Selma hanım."

"Biliyorum, biliyorum canım ama isteyerek olmadı,aniden gelişti herşey. Nolur affet, özür dilerim."

Bunun kafasına ne düşmüştü böyle. Ya da güneş mi geçmişti acaba.

" Tamam Selma hanım. Ben yarım saate orda olurum."

Aferin çok güzel dersini verdin ona Hüma. Cidden çok iyisin.

İç ses devreye girdiğinde dışımdan konuşmadan edemedim.~ E napsaydım yani, bu kadar güzel maaşlı işi bırakıp sırf inadım yüzünden aç mı kalsaydık iç ses?

Karşıdan gelen mırıldanmayla anladım ki telefonu kapatmamıştım salak gibi.

"Birşey mi dedin Hümacım ?"

Noluyodu bu cadaloz kadına böyle. Yok canımlar, Hümacımlar?

" Pardon Selma hanım aklıma bişey takıldı da. Ben dediğim gibi yarım saate orda olurum. Görüşmek üzere."

Diyerek telefonu bu sefer kapattığımdan emin olup kıyafetlerimi bulmaya ilerledim. Yine ders çalışamamıştım.

Hızlıca duşumu alıp dolaptan açık olmayacak şekilde dizimde biten bir etek üzerime de yakalı bir t-shirt alıp giyindim.

Saçlarımı hızlıca tarayıp kuruması için açık bıraktım.

Ayakkabılarımı da giyip, evin kapısını da 2 kez kilitleyip dışarıya adımımı atmamla gözümü kaptmam bir oldu. O kadar güneş vardı ki bir anda gözümü aldı.

Durağa yürüyüp çantamdan kartımı çıkaracağım zaman bulamamış,birde çantama iyice bakmıştım ama yoktu. Allah kahretsin ya kahretsin! Delirmemek elde değildi. Hem o kadar yol yürümüş hemde bu sıcakta buharlaşmaya yüz tutmuştum. Yanımda da hiç nakit yoktu. Bırakın nakiti para namına bişey yoktu.

Durağa oturup somurturken dolmuş gelip geçmişti bile. Zaten de geç kalmıştım. El mecbur Selma hanımı arayıp ona gelemeyeceğimi,bu sefer gönül rahatlığıyla kovabileceğini söylemek için telefonumu çantamdan çıkarıp tam Selma hanımın numarasının üzerine tıklayacakken önümde durup, kornaya uzun bir şekilde basan Range Rover'dan inen iri adama baktım.

Ağzım yine açılırken, yanımda oturan 60-70 yaşlarında duran, saçlarının kar gibi beyaz olduğunu gördüğüm yaşlı teyze bana gülümseyerek bakarken;

"Ağzını kapat yavrum,sinek kaçmasın" diyerek çenemi kendi eliyle nazik bir şekilde tutup yukarıya doğru kaydıran teyzeye küçük çaplı bir bakış attığımda, teşekür ederek bana gülümsediği gibi tebessüm ettim.

Bu sırada da yanımda biten dünkü adama baktığımda, restorantta beni züppelerden kurtaran adam, tam tepemde dikilirken aynı zamanda da sorularını yöneltiyordu hızlı hızlı.

"Hüma,nasıl oldun,iyi misin ?"

"Evet iyiyim,bir sorun yok teşekürler"

"Neden burda bekliyosun"

Neden mi bekliyorum, kör müydü acaba bu adam?

"Dün işten kovan Selma hanım bugün özür diledi ve tekrar işe dönmem konusunda çok ısrar etti,bende işe gidiyodum şimdi,dolmuş bekliyorum".

"Ne güzel o halde, bende oraya gidiyorum. Gel hadi bırakim seni de,bekleme burda çok sıcak "

Haklıydı,ama olmazdı.

"Teşekkür ederim, ama gelmek üzeredir siz geç kalmadan gidin bende gelirim zaten hemen"

Neyin gururu,neyin inadı bu Hümaa ?

" Olmaz dedim!"

Yüksek çıkan sesiyle biraz irkilsem de birşey demeyip bu deliyle uğraşmamak adına kabul ettim teklifini. Belli ki bırakmayacaktı. Hayır yani nereden geliyordu bu samimiyet onu da anlamasam da bindim arabasına.

10 dakika sonunda restorantın önüne geldiğimizde arabadan inip, karşıdan karşıya geçmek için sağıma ve soluma baktığımda geçmek için hazır olduğuma kanaat getirip tam geçecekken nereden çıktığını anlamadığım bir araba dibimden geçerken hem korkmuş hemde kolumdan sertçe tutulup çekilmemle afallamıştım.

" Neden sağına soluna bakmadan geçiyorsun? Beni neden beklemiyorsun!"

Gel işin yoksa bu çatlakla uğraş dur.

" Beyfendi, size bana bağırma veya kızma hakkı nerden geliyor anlayamadım. Bende kendimi arabanın önüne atacak kadar delirmedim heralde. Bir anda çıktı araç, sakin olabilirsiniz. Şimdi kolumu bırakırsanız bir zahmet, geç kaldığım işime daha fazla geç kalmak istemiyorum"

Neye uğradığını şaşıran ve ela irislerinin öfkeden parladığına şahit olduğum adam kolumu sert bir şekilde bırakınca kolumu sıvazladım. Niye hep deliler beni buluyor derken yalan söylemiyordum veya şaka yapmıyordum. Ciddi anlamda öyleydi.




İNŞALLAH YENİ KURGULADIĞIM HİKAYEMİ BEĞENMİŞSİNİZDİR  CANLARIMM. İYİ OKUMALARRRR 🌸✨😝

SOĞUK NEVALE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin