KAÇIRILMAK

3K 107 25
                                    

Şu hayatta kimse bana istediğini yaptıramaz, diretemez hatta da istemediğim birşeyin konusu bile geçmezdi. Zaten sırf babamın emirlerini yerine getirmiyorum diye de Allah'ın hergünü tokatlar, yerden yere çarpar sonra dinlenir sakinleşir, sakinleştikten sonra yine başlardı beni dövmeye.

Annem ve kardeşimi de acımadan döver, onların tek bir göz yaşına bakmaksızın, o benim karım, en başta o bir kadın, o da benim çocuğum o daha çok küçük demezdi. Kemerle döverdi, yumruklardı, ağzımızdan yüzümüzden de kan gelmediği sürece durmazdı. Ruh hastasıydı.

Sırf o yüzden annemle kardeşimi kaybetmiş, kendi ellerimle soğuk toprağa vermiştim onları. O günü hatırlamak bile istemiyorum, çok kötüydü. Annemle kardeşim öldükten sonra ben 4 yıl daha o evde kalmıştım. Daha fazla direnecek gücüm kalmadığında ise 17. Yaşımda, doğum günümde, kendimi dışarıya atıp ayak yalın gezdim karanlık sokaklarda. Harabe bir yere çöküp kaldığımda ise yanıma yaşlı bir adam gelip beni kurtaracağını, şiddet gördüğüm evden çıkaracağını falan diyordu. Elbette ki karşılıksız birşey yapmazdı kimse kimseye hele ki böyle bir devirde.

Utanmadan, sıkılmadan söyledim savundum kendimi.

" Benim ne param var ne de birşeyim. Ben satlık bir mal değilim amca. Sen başkalarına yardım et, sana burdan ekmek çıkmaz hadi"

Diyip kovarcasina adamı itekledigimde adam arkaya bir iki adım sendelemis ama hemen kendini toplayarak yanıma gelip kolumu nazik bir şekilde tutarak konuşmaya başlamıştı.

" Senden ne seni ne de para istiyorum. Sana yardım etmek istiyorum ben kızım"

Diyince de ona sorgusuz sualsiz güvenip işleri bu noktaya taşımıştim. Sonra ne oldu bilmiyorum ama babam olacak o adi  şerefsizin evine bavulumu almaya gittiğimde  ağzı yüzü kanlar içinde karşımda duruyordu. Bana yalvaran gözlerle bakıyor ama sesini de çıkaramıyordu. Daha ne diyecekti ki acaba ne demeye hakkı vardı onun.

Onu öylece bırakıp kapıyı çarpıp gittiğimde en son o zaman gördüğümü hatırlıyorum ardından 1 ay bile geçmeden ölüm haberinin geldiğini. Mahallede ki dedikoducu teyzeler  sağ olsun ışık hızında geliyordu herşey kulağıma.

Üzülmedim. Üzülemedim. Annemi ve kardeşimi öldüren bir adama, cani ve katil bir adama...

Babama ben üzülmemiştim o gün ve hiçbir zaman. Onun yeri cehennemdi artık.

✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨

Gözlerimi açıp geldiğimiz yere baktığımda sahil kıyısında olan bir restorana geldiğimizi gördüm. Bu sefer olmamıştı, sözümü dinletememiş aksine bir de çocuk gibi azarlanıp susturulmuştum. Yemek yemek istemiyordum iştahım yoktu. İnşallah bu karşımdaki bostan korkuluğu da birşey demezdi.

Araçtan önce koruması inip ilk onun kapısını açtı ardından benim kapımı. Böyle şeylere asla gerek yoktu. Gösterişten öteye gitmiyordu.

Yanıma gelip beni incelediğinde yüzüne bilebakmayıp yanında ilerlemeye başladım. 

Sarsak adımlarımla ilerlerken,onun heybetli ve bir o kadar da güçlü adımlarının sesi kulaklarımı dolduruyordu. Deliriyor muydum ben acaba,adamın yürüyüşünden sana ne Hüma?

Boş bir masaya geçip oturduğumuzda, mekanda fazla kışinin olmaması da işime gelmişti. Anksiyetem tutuyordu sonra. Yazık adamcağız bide benim anksiyeteyle uğraşmasındı.

Bence de Hüma, sal artık adamı dediğinde iç ses, karşımda olsaydı gerçek olamazsın bakışları atardım kesin. Ben değil adam beni salmıyordu. Acaba avazım çıktığı kadar bağırarak beni bir sal artık, düş yakamdan desem yaşama ihtimalim yüzde kaça düşerdi ?

SOĞUK NEVALE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin