EMİR KAĞAN'DAN DEVAM

2K 65 5
                                    

Emir Kağan'dan devam:

Aradan epey bir vakit geçtikten sonra ben anladım ki bu kıza aşık olmuştum. Babasının söylediği gibi biri olmadığını zaten ilk gördüğümde yüzündeki masumluğundan anlamıştım ama yine de bir kuşkulanmadan edememiştim. Kız ne doğru düzgün okula gidebiliyor, ne de başka erkeklerle buluşuyordu. Çevresindekiler, komşuları bile kızı sevip bağırlarına basıyorlarmış Mert'in topladığı bilgilere göre. Ki sevilmeyecek gibi değildi zaten. Elaya kaçan o güzel gözleri,beyaz teni,uzun boyu...

Kızı bir süre daha takip ettirdikten sonra babasının yanında kalamayacağını anladığımda ona bir ev açmıştım. Gelmez diye düşünürken şaşırtıcı bir şekilde tamam demişti teklife. Ben dememiş ama çok değer verdiğim bir abime dedirtmiş, o da tamam demişti. İyi birşeydi bu. Demek ki bu kadar çok bıkmıştı hem o evden hemde piç kurusu babasından. Sonuna kadar haklıydı.

En sonunda dayanamayıp çalıştığı restoranta hem onu görmeye hemde işimi halletmeye gitmiştim ki yavsak züppenin benim bebeğime zarar vermeye çalıştığını görünce dayanamamış üstüne atlamıştım. Ama Hüma'yı daha fazla korkutmamak için sadece orada onu dövmekle kalmıştım. Yanımda gelen korumalardan birine, depoya götürüp işini halletmeleri gerektiğini söylediğimde ise ikiletmeden dediğimi yapmışlardı. Dünya bir pislikten daha kurtulmuştu yani.

Hüma' ya atılan tokatla kısa süreli bir şaşkınlık yaşasam da hemen toparlayıp önüme dönmüştüm ama hâlâ gözüm benim güzel meleğimdeydi. Patronları oluyordu galiba emin değildim ama Hüma' ma kovulduğunu söyleyince ikiletmeden eşyalarını almaya gitmişti. Kendini asla savunamadığından sürekli eziyorlardı ama artık bitecekti.

Restoranda Hüma'ma tokat atan kadına bir tane de ben tokat atmıştım.

" O kızı hemen işe alıyorsun. Özür dileyeceksin, yalvaracaksın, gerekirse ayaklarına kapanıp buraya, işine geri dönmesini söyleyeceksin. Aksi takdirde çocuklarının helvasını kavururlar bu restorantta ona göre. Anladın mı beni" boğazını sıktığımdan kızarmış, konuşamamış sadece kafa sallayarak onaylamıştı. Yaptığım ufak çaplı araştırma işime yaramıştı.

Ertesi gün Hümayla beraber geldiğimizde Hüma'nın yüzünün sarardığına şahit olmuştum. Bir sorun vardı. Hasta mıydı acaba ? Bu kadar yakında olup ona dokunamamak beni çileden çıkarıyordu resmen.

Birşeyinin olmadığını gevelese de inanmayarak onu eve gidip dinlenmesi için Selma denen kadının yanına gittim. Arkasını dönüp beni gördüğünde kal geldiğini düşündüm kısa bir süre.

" B-buyrun, birşey mi istemiştiniz ?”

" Hüma'nın yanına gidip onu eve gönderiyorsun hemen. Git yanına kötü görünüyorsun de ve eve gönder"

" T-tamam. H-hemen"

Çıkıp eve gideceğim sırada kapıya yaklaşmıştım ki tekrar Hüma'yı bitkin bir şekilde gördüm. Zaten sendelemisti, giderken de birşey olmaması için takip edecektim. Arabama bir daha bineceğini sanmıyordum.

Sadece 5 dakika kadar yürümüştü ki bir kaldırıma çöküp oturdu. Karnını ovmaya başladı ve yüzü kırıştı hemen. Ayağa kalkıp yavaş yavaş adımlar atmaya başlamıştı ki daha ben ne olduğunu anlayamadan yere yığılmıştı. Hemen arabadan inip tüy kadar hafif olan bedenini kucağıma alarak hastaneye yetiştirmiştim. Artık beni bir an önce öğrenmesi gerekiyordu. Artık ona kimsenin zarar vermemesi gerekiyordu. Artık onun benim olması gerekiyordu...

Selam canlarımmm. Emir Kağan anlatımını ne kısa ne de uzun tutarak sizin canınızı sıkmak  istemeyip özet geçtiğimden,orta karar birşeyler çıktı ortaya 🤭
Hikayemi sevdiyseniz beğenmeyi ve düşüncelerinizi dile getirmek için de yorum yapmayı unutmayınn. Çok askkk ❣️💘✨😚🥰💛💓💕💗

SOĞUK NEVALE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin