SOĞUK NEVALE

KAÇIŞ PLANI

Gözlerimi açmaya çalıştığımda güç bela da olsa kirpiklerimi ayırmıştım gözlerimden. Alnımda ve göz altlarımda hatta saç diplerimde bile ıslaklık hissedince gördüğüm rüya gelmişti aklıma.

Yine annemle kardeşim rüyama gelmişti. Onları şu son zamanlarda daha sık ve hep öğüt verirken görüyordum. Biraz garipseyip ürksem bile onları hep rüyamda görmek istiyordum. Onları çok seviyordum ama cani onları benden almıştı. Onlara daha doymamıştım. Onlarla vakit geçiremeden, oturup doğru düzgün vakit geçiremeden, sarılıp öpemeden,anılarımı onlarla paylaşamadan...

Bunları daha sonra düşünürsün Hüma. Şimdi daha önemli bir işimiz var halletmen gereken.

Evet daha önemli bir işim vardı halletmek gereken. Ne idüğü belirsiz bir adam beni bu odaya ve bu eve hapsetmişti çünkü. Odaya tekrar bir göz attığımda bir tuvalet buldum odanın içinde. Ayağa kalkıp yavaş yavaş ilerledim. Banyosu bile benim evimden daha zengin ve gösterişliydi.

Çünkü o zengin Hüma?!

Herşeyi de bil iç ses, tamam en iyi sensin.

Banyoda işimi hallettikten sonra lavobada elimi, yüzümü yıkadım. Karşımda duran aynaya bakmaya cesaret edemesem de baktım. Bakmaz olaydım. Normalde de göz altı morluklarım vardı ama bu kadar değildi daha çok artmıştı. Dudaklarım çatlamış ve kurumuştu. Tenim de sapsarı olmuştu.

Belki senden korkar da seni bırakır Hümaa!

İnşallah bırakır iç ses, inşallah.

Banyodan çıkıp yüzümü tişörtümle kuruladım çünkü havluya dokunamazdım, benim değildi. Benim olmayan hiçbir şeye dokunmak istemezdim. Alışkanlıktı işte.

Yatağa oturur oturmaz açılan kapıyla yerimden sıçradım. Öküz müsün kardeşim yani yavaş girsene odaya.

Yanıma yavaş yavaş yaklaşıyordu. Acaba sapık falan mıydı? Seni seviyorum sana aşığım dese de asla inanasım gelmiyor aksine arkama bakmadan kaçma dürtüsü uyandırıyordu bende.

Kaç Hüma...

Kaçabilsem zaten kaçacağım iç ses...

Gözlerine hipnoz olmuştum resmen. Hayır Hüma başka yere odaklan başka bir şeylere odaklan,bakma oraya, o canavarın gözlerine bakma.

Ben uyurken büyü falan mı yapmıştı acaba?

" Uyanmışsın güzelim"

Birşey demeyip sadece kafamı sallamakla yetindim.

" Nasıl hissediyorsun kendini ?"

Ben demiştim sana Hüma kaç diye. Hazır ol işkence edecek.

" İşkence edemez kimse bana!"

" İşkence mi ?"

Dışımdan mı demiştim ben onu. Pühh iç ses, sen bir daha konuşma sus mümkünse.

" Yaklaşma artık yeter, bir dur bir sınırın olsun, haddini bil. Seni istemiyorum, kimseyi istemiyorum. Kendi halinde yaşayan bir kızım ben. Kimsem yok. Benden sana hiçbirşey olmaz, ama dersen ki deneyelim, tamam beni evimde de sevebilirsin ama değil mi?"

" Bu konuyu konuştuğumuzu sanıyo-"

" Bu konuyu konuşmadık. Sen benim sesimi bastırdın tıpkı şimdi benim yaptığım gibi."

Sinirlenmişmiydi o. Vallahi sinirlenmişti. Kaşları çatılmış, alnındaki ve boynundaki damarlar kendilerini göstermişlerdi, tıpkı biz burdayız der gibi.