İZ

1.7K 62 5
                                    

Hatırlıyordum da, küçükken yaşadığım o kadar kötü anım vardı ki...

Keşke birisi gelse ve ben uykumdayken hafızama işlenmiş, asla unutamayacağım küçüklüğüme dair ne kadar kötü anım varsa hepsini bir bir silse diyordum içimden.

Asla unutmazdım annemin kanlar içinde kalmış yüzüyle, sağlam bırakılmamış kemikleriyle yanıma yerde emekleyerek gelip  beni dizine yatırıp sakinleştirmesini.

"Geçti güzel kızım, geçti benim meleğim" derdi. Ama yanılıyordu. Geçmiyordu ne yaşadıklarımız ne yüzümüze damga gibi işlenmiş morluklar, sırtımızda kol gezen kemer izleri, demir izleri...

Hergün bir diğeri geçmeden yenisi ekleniyordu morlukların ve izlerin.

O zamanın cahilliğiyle anneme hep sinir olurdum.

" Gidelim anne kaçalım bu adamın elinden, neyi bekliyoruz, ne için burdayız hâlâ!? Canım çok yanıyor anne dayanamıyorum, lütfen" diye yalvarmalarıma karşılık ise annemin her zaman dediği cümleler hunharca çıkardı ağzından.

" Gidecek yerimiz olsa gideriz kızım. Ama gidecek kimsemiz yok, sizin sokaklarda yaşamanıza izin veremem göz göre göre" derdi. Oysa ki sokakta yaşasaydık bundan bin kat daha iyi olurduk.

Şimdi ne oldu sanki. Ben hayattaydım ama onlar kara toprağın altında. Üşüyorlar mıydı ya da beni özlüyorlar mıydı acaba ?

Ben onları çok özlüyordum. Bu hayat onlarsız bir hiçti benim için. Sadece okumakla bozmuştum son yıllarda kafayı. Okuyup, bizim gibi yardım bekleyen kadınların haklarını savunmak için, kendimi ezdirmemek için, annemin hayalini kurduğu ama yaşayıp göremediği o günler için savaşıyordum bu zalim dünyada.

Taa ki elimden alına kadardı yani.

Daha ne kadar ileriye gidebilir dediğim her seferde pişman oluyordum. Durmuyordu. Bırakmıyordu. İstemediğim bir hayatı yaşamaya zorunlu kılıyordu.  Gözlerim dolu dolu karşımda duran adamda takılı kaldı. Ben ne dersem diyeyim ne takıyor ne de beni dinliyordu.

" Her seferinde daha ne kadar çirkefleşeceksin diye merak ediyorum. Ölmüş insanlardan ne istiyorsun ya nee!" Sabrım kalmamıştı artık. Bıkmış, usanmıştım.

"Benim uyarılarımı ciddiye al Hüma. Yoksa sonunda senin de benim de istemediğimiz şeyler olur. Kendini de beni de üzeceğin şeyler yapmaya mecbur bırakma beni. "

Son sözleri bunlar olarak odadan çıktı ve beni dört duvar arasında yalnız bıraktı. Yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.

Yalnız kalınca ne değişecek Hüma, sanki bu olanlar bitecek mi?

Belki bu olanlar bitmeyecekti ama daha fazla o yaratığın suratını görmeyecektim. Hoş birde evlenme çıkarmıştı başıma.

Gözlerimi kapattım ve her zaman yaptığım şeyi yaparak uyumaya çalıştım. Ancak böyle başa çıkabilirdim tüm bu yaşananlarla. Uyuyunca tüm sorunların geçecek sandığım yalanlarımla.

✨✨✨ 1 hafta sonra ✨✨✨

Artık gerçekten kaçışımın olmadığını, psikopatla evlenmeye mecbur olduğumu, elinde gelinlikle odama giren hizmetli sayesinde bir kez daha çok iyi anlamıştım.  

Derin sırt dekoltesiyle ne kadar göz kamaştırıcı dursa da sırtımda yıllardan bu yana geçmek bilmeyen izler kendini yeniden hatırlatmıştı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SOĞUK NEVALE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin