OYUN BAŞLIYOR

1.1K 50 9
                                    

Sabah gözlerimi araladığımda, yattığım yataktan kalkıp, oturur pozisyona gelmiştim. Sabah değildi hatta akşamüstü sayılırdı. Niye bu kadar çok uyuduğumun ise tek bir açıklaması olabilirdi o da stres ve üzüntü. Ne zaman birşeylere canım sıkılsa kendimi hep uykuya verir, kısa süreli de olsa bir süre olaylardan uzak kalırdım.

Taa ki aralık duran balkon camından gelen seslere kadar dayanabilmiş, en sonunda merakıma yenik düşerek oraya doğru adımlamıştım. Aşağıda böğüren ise Emirdi. Neye bağırıyordu bu yine ?

Tam arkamı dönüp gideceğim sırada, bir çift ela göz beni bulunca olduğum yere adeta mıh gibi saplanıp kalmıştım. Neden bu adamdan bu kadar çok tırsıyordum peki ?

Bana bakarak elini beline attı. Elinde tuttuğu silaha bakakalmış, tepki vermemiştim. Ardından yüzünde beliren tekinsiz bir gülümsemeyle, karşısındakine birşeyler demişti. Adam yere diz çökmüş, yüzü gözü kanlar içinde öylece karşısındaki canavara bakıyordu. Çaresizdi ve titriyordu. Gözünden bir damla yaş akmış, düşen sıvı göz pınarından ağzına doğru yol almıştı.

Adamı öldürecekti. Alışmıştım artık. Herşey beklenirdi bu pislikten. Gözleri tekrar üzerimde gezindi. Süzdü süzdü ve süzdü. Dudağında peyda olan sırıtışı ise cabasıydı. Gözlerimin içine bakıyor, elini karşısında duran çaresiz ve ölmeyi bekleyen adama nişan almış şekilde doğrultmuştu. Ve beklediğim andı. O acımasız sesin çıkacağını bile bile o ölüm sahnesine odaklanmış vaziyette dururken irkilerek bir iki adım geriye sendelemiştim. Adam ölmüş, canavar tekrardan kazanmıştı.

Banyoya ilerleyip ihtiyacımı giderdikten sonra musluğun altına avucumu koyup, avucumda biriken suya odaklanmış vaziyetteydim. Sular avucumdan taşmaya başladığında ise avuçlarıma yaklaşarak yüzüme sert bir biçimde suyu çarpmıştım. Ferahlamış hissediyordum.

Üstüme siyah bir tişört, altıma da gri bir eşofman giyerek, saçlarımı da tepeden at kuyruğu şeklinde bağlamıştım. Aşağıya inip inmeme konusunda kararsız kalarak, yatağa ilerleyip oturdum. Dün söylediklerinden sonra bir kez bile gelmemişti. Gelmesini de istemiyordum zaten.

Kapının aniden açılmasıyla yüreğim ağzıma gelmişti. İyi insan diyemezdim ama onu düşünürken gelmişti. Tam üstüne. Ayağa kalkarak yanıma adımlamasını ürkekçe izledim kirpiklerimin altından.

" Uyanmış bakıyorum da birileri sonunda. Akşam oldu lan neredeyse! "

Cevap vermek istemiyordum. Susma hakkımı kullanmayı düşünüyordum.

" Şuna bak birde bana cevap vermiyor." Diyerek arkasını dönmüş, tam çıkacağını düşündüğüm sırada ise geri hızla yanıma gelerek beni sert bir şekilde duvara yaslayarak, kocaman ellerini boğazıma dayamıştı. Evet işte şimdi başlıyorduk.

" Bana cevap vereceksin! Ne sorarsam, ne söylersem bana cevap vereceksin! Duydun mu beni ?!”

Kafa sallamıştım. Kafam kopsaydı da sallamasaydım. Çünkü az sonra saçlarım kökünden kopacaktı.

Cevap vermediğim için elleri direk saçlarıma gitmişti. Her bir telinin koptuğuna emindim.

"T-tamam,tamam Allah'ın cezası tamamm ! "

Bağırarak söylemiştim çünkü anlamıyordu. Sırıtmaya devam ederken ellerini çekti üzerimden.

" Aşağıya in, yemek ye. Sonra da benim güzel karım, salonda beni bekle. Anlaşılmayan birşey ? "

" Tamam "

Ona itaat etmek zorunda kalmam o kadar kötü bir durumdu ki...

" İyi, hadi o zaman "

SOĞUK NEVALE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin