Sınıfımı sevdim baya büyüktü ama bahçede kavga ettiğim çocukla aynı sınıfta olmak sanırım benim talihsizliğim di,neyse ki dersteyken benimle uğraşmadı ve bu iyi bir şey olsa gerek çünkü ders dinlerken birinin benimle uğraşması baya sinirimi bozan şey olabilirdi,nihayet tenefüs zili çalmıştı herkes sırayla sınıftan çıkarken bende çıktım,ilk günden canım aşırı derece de sıkılmıştı ki birde ne gördüm dersiniz! Kocaman bir basketbol sahası,işte şimdi keyfim yerine gelmişti.
Basketbol sahasına doğru ilerledim içeride bir kaç erkek basketbol maçıyapıyorlardı benim geldiğimi gördüklerinde hepsi birden durup bana bakmaya başladı!
Naz: merhaba bende sizinle basketbol oyniyabilirmiyim?
*Ne olduğunu anlamadan birden hepsi kahkaha atmaya başladı...
Efe: sen yanlış geldin herhalde burası kız mağazası değil güzelim,burası basketbol sahası!
Naz: biliyoruz herhalde o kadar da aptal değilim.
Yağız: Eee ne işin var o zaman Erkek sahasında?
Naz: dedim ya! Bende oynamak istiyorum,benide aranıza alırmısınız?
Efe: Tabiki de... HAYIR!!
Naz: Sebep!
Efe: bizimle oynamaman için bir sebebe gerek yok,ben hayır diyorsam oyniyamazsın o kadar.
Şimdi canımı sıkmadan sahayı terk et,hemen!!*Ona doğru bir adım atıp dimdik karşısına dikildim, gerçi benden biraz uzun ama olsun yinede duruşumu bozmadım*
Naz: Senin karşında çocuk yok,konuşmana dikkat etsen iyi olur.
Efe: Etmezsem nolur! Naparsın beni babana mı şikayet edersin!
*Baba kelimesini duyunca birden gözlerimden yaşlar akmaya başladı...
Naz: Olsaydı belki ederdim...
*Akan göz yaşlarımı silerek sahadan ayrıldım,O an o duyguyla derse falan girmek istemedim girmedimde zaten.
Bir ders boyunca arka bahçede oturup kulağımda kulaklık son ses müzik dinledim.
Evet bir babam vardı,ama öz babam değildi,hatta annem bile öz annem değildi!
Ben Naz! Henüz sekiz yaşındayken Ailemi bir trafik kazasında kaybettim,o an benim unutulmaz anımdı, onları kaybettikten sonra iki yıl yetimhanede kaldım, on yaşıma girdikten bir hafta sonra güzel bir aile beni evlat edindi,her ne kadar öz ailem olmasalar da onları çok sevmiştim,bana karşı çok iyilerdi kendi öz evlatlarıymışım gibi beni çok sevdiler,aralarına aldılar,koruyup kolladılar, onlara ne kadar tşk etsem azdır ama... Kendi öz Anne ve Babanın yerini tutmuyordu işte,kalbimin bir köşesi hep boştu ve tamamlanmayı bekliyordu...
*Kendimi şarkıya o kadar kaptırmışım ki zilin çaldığını bile duymamıştım,taki üç kişi yanıma gelene kadar!
Elif: Naz!
Naz: Elif!
Elif: iyimisin?*Akan göz yaşlarımı elimle sildikten sonra ayağa kalktım.
Naz: Evet iyiyim
Elif: Emin misin seni derste göremedim de!Naz: Evet moralim biraz bozuktu ondan girmek istemedim.
Elif: anladım; tanıştırayım bunlar arkadaşlarım Ülkü ve Alisa
Alisa: merhaba Naz
Ülkü: merhaba Naz
Naz: merhaba kızlar tanıştığıma memnun oldum.Ülkü: bizde.
*Zamanın nasıl gectiğini bilmeden öğle arasına çoktan girmiştik bile.
Alisa: kızlar ben kurt gibi acıktım hadi yeme yiyelim
Elif: bende! hadi o zaman,Naz sende bizimle gel hem konuşup bir birimizi daha çok tanırız!
Naz: Tamam.
*İlk günden üç arkadaş edinmiştim bile hepsi de çok tatlı kızlardı,açıkçası ilk günden bu kadar harika arkadaşlar ediniceğim aklıma gelmemişti...
Kızlarla birlikte okulun alt katında ki büyük yemekhaneye gittik,tüm okul buradaydı nerdeyse,herkes gibi bizde sıraya girip yemeklerimizi aldık ve boş bir masaya geçip yemeklerimizi yemeye başladı, benim çok iştahım olmadığı için çorbadan bir kaç kaşım içmiştim onun haricinde dalgın bir şekilde yemeğimle oynuyordum! Ama diğer kızlar öyle değildi; hepsi büyük iştahla yemeklerini yiyorlardı,bense yemeğimle bakışıyordum, biraz daha bakışmaya devam ederse bir birimize aşık olucaktık...
Başımı yemekten kaldırıp etrafa bakınmaya başladım ve karşımda oturmuş dimdik bana bakan çocuğu gördüm, evet o çocuk Efeydi, basketbol sahasında benimle çatışan çocuk!
Onu yeni fark etmiştim,yemeğini bitirmiş beni izliyordu,ona baktıktan sonra bakışlarımı çevirip kızlara baktım...
Naz: kızlar ben çok sıkıştım da lavabo ne tarafta acaba?
Elif: üstkata çıktıktan sonra sağ tarafında kalıyor.
Naz: Tamam teşekkür ederim.
*Elif'in dediği gibi üstkata çıktım ve hemen bulmuştum!
İçeri girdim beş dakika sonra çıkıp kızların yanına gitmek için hızlıca merdivenlerden inip yemekhaneye doğru giderken birden kolumdan birisi tutup beni boş bir sınıfa soktu ve bağırmamam için de eliyle ağzımı kapatmıştı!Sınıf karanlık olduğu için yüzünü tam secemiyordum,birden ışıkları yakınca kim olduğunu görmüştüm,bu o çocuktu Efe!
Efe: beni özledin mi baş belası?
*Nihayet eli ile sıkıca kapattığ ağzımı açmak aklına gelmişti*
Naz: napıyorsun sen ya!! Ruh hastası,öküz!!
Efe: Ağır ol bakalım, benimle böyle konuşamazsın!
Naz: öyle mi! Kusura bakma ama senin gibi öküzler ancak böyle anlıyabiliyor;
Efe: Bana bak baş belası ben bu okuldaki hiç bir kızla ne takıldım ne de konuştum, onlarda bana hiç yaklaşmadı bile;
Naz: Bundan bana ne?
Efe: sen diğer kızlar gibi değilsin,bu yüzden senin yüzüne karşı söylüyorum, benden de çevremden de uzak dur! Seni benim yakınımda dahi görmicem yoksa!..
Naz: yoksa ne! Naparsın beni dövermisin yada işkence mi edersin, yok ya sen en iyisi git beni babana şikayet et!
*Gözlerinden şu an ne kadar öfkelendiğini görebiliyordum,bana doğru bir adım atıp beni duvara sıkıştırdı!
Efe: bana bak baş belası, ben senin tanıdığın diğer erkeklere benzemem,emin ol benimle uğraşmak istemezsin,şimdi o kulağını aç ve beni iyi dinle! Seni birdaha çevremde görmicem,yoksa senin için hiç iyi şeyler olmaz.
*Son sözünü söyledikten sonra sınıftan çıkıp gitti*
Naz: şuna bak yaa bide gelmiş bana nasihatler de bulunuyor yalaka!
Eğer benimde adım Naz'sa bu dediklerini sana tek tek yediricem
Kötü çocuk!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜ ÇOCUĞUN BAŞ BELASI
ActionNefretle başlayıp Aşka doğur adım atan bir lise Aşkını anlatıyor.