Babam bizi restoranta getirmişti, ben taehyung ve jungkook'un yanına hemen geçtiğimde, en köşedeydim hoseok ise karşımda çapraz da oturmuştu, sikik rüyam yüzünden ondan köşe bucak kaçıyordum.
Babam karşıma oturdu, istediklerimizi söyledik ve beklemeye başladık, hoseok kafasını kaldırmadan telefona bakıyordu, meraklanmıştım.
Jimin ile yan yana oturdukları için kısıkça konuşuyorlardı, jungkook'u dürttüm "ne yapıyorlar, sevgilin heyecanlandı" dediğimde jimin'e baktı "bebeğim" dediğinde jimin gülerek "efendim" kafamı salladım, jungkook "niye heyecanlısın?" jimin "hoseok ile oyun oynuyoruz" kafasını salladı "tamam" dediğinde jimin geri telefona döndüğünde bende merakımı gidermiş oldum.
Yemekler geldiğinde yemeye başladık.
Namjoon babam ödemeyi yaptığında çıktık, hoseok "yo-" dediğinde taehyung'un yanına gittim "naber lan maymun" göz devirdi "sensin maymun, of sıkılıyorum ben" kolunu tuttum "atayım mı" suyu gösterdim, korkarak "hayır yoongi, ıslanmak istemiyorum" kolunu bıraktım "tamam lan şaka yaptık" kolumu omuzuna koydum.
Jimin "eve gidelim, yoruldum" dediğinde ev yoluna girdik, ormanlık alanları sevdiğim için hep bu yeşillik yolu kullanırdık.
Sonunda geldiğimizde içeri girdik, odamıza dağıldığımızda hoseok'u görmemiştim, yol boyunca da taehyung ile uğraşmaktan ona bakamamıştım, babamların yanına gittim "baba hoseok nerede?" namjoon babam "bahçede biraz oturacağını söyledi" dediğinde kafamı salladım.
Aşşağı inerek bahçeye çıktım, hıçkırma sesi geldiğinde yutkundum, etrafa baktığımda karanlıkta kalan ağacın yanına oturmuş, bacaklarını kendine çekerek ağlıyordu.
Yavaşça yanına gittim "hoseok" dediğimde kafasını kaldırdı, gözlerini sildi, yutkunarak "yoongi" diyerek gülmeye çalıştı, yanına oturdum "neden ağlıyorsun" kafasını salladı "a-ağlamıyorum" gülmeye çalıştı ama göz yaşları yanaklarını tekrar ıslattığında yüzünü avucuma aldım "neden ağlıyorsun hoseok" geri çekildi.
Kalbim sıkışıyordu, yutkunarak "neden benden kaçıyorsun" yutkundum "kaçmıyorum" kafasını salladı "kaçıyorsun, artık beni sevmiyormusun, beni görmezden geliyorsun" dediğinde gözleri yine doldu, tanrım beni yanlış anlamıştı.
Elimi uzattığımda yine geri çekildi "sen teması sevmezsin" kolundan tutarak sıkıca sarıldım "bak bilmediğin şeyler var, lütfen böyle düşünme, ağlama" kafasını omuzuma bastırıp ağlamaya başladı "anlat, anlat çözelim işte, benden uzaklaşma lütfen, beni silme" diyerek sırtıma vurmaya başladı.
Saçlarını öptüm, nasıl seni silebilirim hoseok, hayatımın, kalbimin sahibi olmuşken nasıl seni silebilirim.
/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope : huzur
FanfictionKarşımda hoseok vardı, kendime baktığımda hala 10 yaşına yeni girmiş Min Yoongi nin bedenindeydim, ağlayarak hoseok'a sıkıca sarıldım, güvende hissediyordum.