Bahçede oturmuştuk, gözlerini silerek anlını öptüm, kahve gözlerini gözlerime getirdiğinde kalbim yerinden çıkacaktı.
Yutkundum "sarhoş olduğumuz gece" dediğimde kızardı "hatırlıyorum" şaşkınca kaldım "n-nasıl" kafasını eğdi "ne kadar sarhoş olursam olayım ertesi gün her şeyi hatırlıyorum, özür dilerim, seni zor durumda bıraktım" yutkunarak "i-işte o geceden sonra ben rüya görmüştüm" diyerek sustum.
Tanrım laflarım boğazıma tıkılmış gibi hissediyorum, yutkunarak "seni gördüm, edepsiz şeyler söylemiştin, hoseok ben öyle biri değilim, yemin ederim, ilk defa kabus dışında bir rüya görmüştüm ve ben kendimden utandım, nasıl seni öyle gördüm bilmiyorum, özür dilerim" dediğimde ellerimi tuttu.
Sıktı "hislerin" ona baktım "hislerin varmı" dediğinde yutkundum "bilmiyorum, tek bildiğim jimin ve ya taehyung gibi seni arkadaş olarak görmediğim" kafasını salladı "bende seni arkadaş olarak görmüyorum, kızabilirsin ama seni ilk gördüğümden beri hisler besliyorum" yutkundum, ciddimiydi.
Utanarak gözlerime baktığında "seni seviyorum yoongi, her saniyem seni düşünerek geçiyor, geceleri ya kabus görüp uyuyamazsa, korkarsa diye düşündüğüm için gözüme uyku girmiyor, geçmişini bilmiyorum ama kabul edersen geleceğinde elinden tuttuğun kişi olmak istiyorum" dediğinde geri çekildim.
Kafamı salladım "hoseok ben temiz biri değilim, ben sevebileceğin biri değilim" göz yaşlarım aktı, hoseok kafasını salladı "hayır, seni seviyorum, sen temizsin yoongi, yemin ederim bebek kadar temizsin, kalbim sedece senin, senin için atıyor" dediğinde deli gibi kafamı sallıyordum "iğreniceksin öğrendiğinde gidiceksin" ellerini salladı "gitmiycem, yanında olucam, lütfen şans ver yoongi, seni sevmeme izin ver" dediğinde ikimizde ağlıyorduk.
Kendimi ondan uzaklaştırmaya başladım "hayır, hoseok hayır" kafasını eğdi, ikimizde ağlayışlarımızı dur duramıyorduk gözlerini sildi "sakin ol tamam mı" kafamı "hayır, hoseok hayır lütfen" kafasını salladı "tamam yaklaşmıycam, rahat ol, gözlerini sil yoongi" dediğinde kafamı salladım, gülmeye çalıştı "hadi, bak böyle" gösterdiğinde bende sildim.
Kafasını salladı "aferin, şimdi derin nefesler al tamam mı? burundan al, ağızdan ver" dediğinde kafamı salladım, dediğini yaptım, göz yaşları akıyordu, kendi acısı içini yakarken hala benim için çabalıyordu.
Hoseok "iyimisin" kafamı salladım, güldü "kalk ve odana git, biraz uyu yalnız olmak istemezsen babanların yanına git" kafamı onaylayarak salladım, ellerini uzattı "beni istermisin" kafamı hayır anlamında salladım "babam" dediğimde ellerini geri çekti "tamam hadi kalk ve eve gir, ben arkanda olucam" dediğinde kalkarak içeri girdim.
Hoseok arkamdaydı, ayak seslerini duyuyordum, babam gilerin odasına girdiğimde öylece oturmuşlardı, jin babam "gel" dediğinde yanına giderek oturdum, sıkıca sarıldım, namjoon babam da sarıldığında uyumaya çalıştım.
Kendimi bok parçası gibi hissediyordum.
/
Travmalar :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope : huzur
FanfictionKarşımda hoseok vardı, kendime baktığımda hala 10 yaşına yeni girmiş Min Yoongi nin bedenindeydim, ağlayarak hoseok'a sıkıca sarıldım, güvende hissediyordum.