Hoseok 3 gündür odasından çıkmayıp yemek yemiyordu, kendimi öldürmek istiyordum.
Babam elinde tepsi ile yukarı çıktığında takip ettim, kapıyı açtı "hoseok" kafamı içeri uzattım, kafasını eğmiş "efendim" dediğinde babam "hadi bir kaç lokma ye" hoseok kafasını kaldırmadan "aç değilim, teşekkürler" gözlerim doldu, neden kendini aç bırakıyorsun hoseok.
Babam "ama 3 gün dür hiç yemek yemedin" hoseok "gerçekten aç değilim, acıktığımda ben gelirim, zahmet etmeyin" ellerine baktım, titriyorlardı, şimdi fark ediyordum, vücudu titriyordu.
Kafasını hiç kaldırmamıştı, babam "hoseok" yutkundum, hoseok "sadece dinlenicem" diyerek uzandı ve örtüyü üstüne çekti.
İçeri girdim babamdan tepsiyi alarak kafamı salladığımda çıktı ve kapıyı kapattı.
Tepsiyi kenarı koyarak kapıyı kilitledim, yanına oturdum "jimin aç değilim, lütfen yalnız bırak" kafasından örtüyü çektim "hoseok" dediğimde yüzündeki elleri dondu, bileğini tuttuğumda çekerek kalktı, geri giderek uzaklaştı "y-yoongi" yaklaştım ama yine geri gitti "sen temas sevmezsin" gözlerim doldu "hoseok" eğdiği kafasını hiç kaldırmamıştı bile.
Elimi uzattığımda geri gitti "temas sevmezsin" ağlamaya başladım "lütfen yapma" kalktı "ne yapmıyım" dediğinde kafamı eğdim "hoseok seni böyle görmeye dayanamıyorum" titriyen ellerini arkasına sakladı "gidiyim mi, gitmemi mi istiyorsun, tamam giderim, ağlama, giderim" diyerek dolabına gitti "ağlama, yüzümü görmeyeceksin, ağlama, bak gidiyorum" ceketini aldı "görmiyceksin bile beni lütfen ağlama" diyerek hıçkırdı.
Kapıya gittiğinde kalkarak sıkıca sarıldım "yapma hoseok" kollarımdan çıkmaya çalıştı "bırak beni yoongi sen temas sevmezsin" daha sıkı sarıldım "bize bunu yapma" dediğimde kafasını salladı "gidiyorum işte, görmeyeceksin beni, yemin ederim" konuştuğunda hıçkırdık "yapma hoseok, lütfen" hiç kaldırmadığı kafasını kaldırdı "bırak yoongi" şişmiş ve kızarmış gözlerine baktım, kanlanmış gözleri..
Tanrım, canım çekiliyordu, ruhum bedenimi terk ediyor gibi hissediyordum, ellerimi yanaklarına koymak için kaldırdığımda kapıya gitti, açmaya çalıştı "açıl hadi, ağlıyor, ağlıyor, açıl" kafamı eğerek "yapma" diyerek bağırdım "bize bunu yapma hoseok" kıpırdamadan kaldı.
Hıçkırdım "neden eziyet ediyorsun, neden kendini aç bırakıyorsun, neden hoseok, neden bize, kendine acı çektiriyorsun" bana döndü "b-ben kilo vermeye çalışıyordum, aç değildim, sen yiyorsun değil mi" diyerek titreyen ellerini kaldırdı ama hemen geri indirdi "yemiyormusun, benim yüzümden mi? Benim yüzümden, üzgünüm, üzgünüm, ben gidince yersin değil mi" dediğinde yere çöktüm.
Bacaklarına sarıldım "yapma hoseok, kendini cezalandırma, gitme, beni bırakma" kafasını eğdi "ama yemiyorsun, istemiyorsun, gidersem yersin" dediğinde kafamı salladım "sen gidersen tek lokma yemem"
Kapıya yaslandı "ben iğrenç biriyim, gitmeliyim" kafamı salladım, kayarak oturduğunda yanaklarını tuttum "gitme, beni bırakma, iğrenç değilsin, yemin ederim iğrenç değilsin, sana ihtiyacım var" dediğimde göz yaşları sicim sicim aktı.
Anlını, yanaklarını çenesini öptüm "ağlama hoseok, lütfen ağlama" "gitmeliyim, hiç var olmamış gibi" gözlerini öptüm " gitmiyceksin" konuşmasına izin vermeden dudaklarını öptüm.
Şaşkınca kaldı, alt dudağını çekiştirerek öptüm, karşılık verdiğinde daha sıkı öptüm, kollarını boynuma sardığında beline sıkıca sarıldım, geri çekildiğimizde gözlerimi açtım, o ise hala gözleri kapalı duruyordu, anlını öptüm "yanımda kal, sana ihtiyacım var" kafasını salladı.
Sarılarak öylece durduk, küçük olan vücudu iyice erimiş, küçülmüştü.
////
Kendini açlık ile cezalandırmak... dünyanın en büyük acısı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope : huzur
FanfictionKarşımda hoseok vardı, kendime baktığımda hala 10 yaşına yeni girmiş Min Yoongi nin bedenindeydim, ağlayarak hoseok'a sıkıca sarıldım, güvende hissediyordum.