Etki

582 46 10
                                    

"Biraz da sağ profil alayım."

Direktifine uyup soluma döndüm. Bugün çekim portreydi. Takı ve bir kaç saç aksesuarı içeriyordu. Çağanın stüdyosundaydım. Birkaç haftadır çekimler çok yoğundu ve hepsi dış mekan olmuştu. Yorgunluğumu anlayınca, çekimi stüdyoda akşam yapma fikri sunup, gündüz dinlenmemi sağlamıştı.

Bu arada iyiydik, Çağanla yani. Her ne kadar yüksek tempolu çalışıyor da olsak bir cümlesi tüm yorgunluğumu üzerimden çekip alıyordu.

Makinesi boynunda asılı dururken yanıma geldiğini farkettim. Hala yaklaştığında avuç içlerine terliyor, heycanıma yenisi ekleniyordu. Saçımı kulağımın arkasına çekti. Küpemi düzeltti. Ben hala soluma dönükken, bir parmağı çenemi tutup, okşadı. Dudağımın kenarına küçük bir öpücük bırakıp hızla geri çekildi.

Kanım kaynarken, bıraktığı etkiyle dudaklarım aralandı. Ve yine deklanşör sesi. Ben de bir etki bırakıyor ve hemen o anı fotoğraflıyordu. Bunu hep yapıyordu. Ve şu an ona kızacak olsam da, o fotoğraflar öyle güzel çıkıyordu ki. Anlatamam.

Kaşlarımı çatıp ona döndüm, taburenin üzerinden. Hafif sesimi yükseltip, biraz tavır ektim.

"Hep bunu yapıyorsun!"

Gülümsedi.

"Ne yapıyorum?"

"Bana bir şey yapıyorsun, sonra öylece kalmışken fotoğrafımı çekiyorsun. "

Makineyi boynundan çıkarıp masaya bıraktı. Yanıma geldi.

"Ney yapıyorum?"

Yine yakınlığının verdiği heyecan damarlarımda gezerken yutkundum.

"Şey işte."

Kısık sesli güldü, hafif bana doğru eğilirken.

"Ney işte?"

Omuz silktim, küçük bir çocuk gibi. Kıkırdayıp cebinden telefonunu çıkardı. Galeriye girip bir fotoğraf açtı. Kendi fotoğrafı. Kaşlarımı çatarak fotoğrafa baktım.

"Bu fotoğrafı ben seni çekerken, Ülkü Yağıza çektirmiş. Şu ifademe bak. Güzelliğin karşısında nasıl tutulduğuma. "

Gözlerimi fotoğraftan, ona çevirdim. Parlak gözleriyle bana bakıyordu. Elaları derinliğine beni hapsederken, bilmem kaçıncı kez yutkundum.

"Senin bende bıraktığın etkiyi, sende bırakıyor muyum diye merak edip yapmıştım bunu geçen haftaki çekimde."

Ben dilim tutulmuş gibi sadece onu dinlerken, derin bir nefes aldım. Çok yakındı ve cümlelerim kafamda birleşmiyordu.

"Sonra bu halin, çok hoşuma gitti. Eh benim de seni öpmek ya da sana dokunmak hoşuma gidiyor."

Dudaklarıma indi bakışları. Kalbim yine çoktan kanat çırpmaya başlamıştı. İstemsizce, dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirdim. Gözlerini kapadı.

"Kuruduysa, bırak. Ben ıslatayım."

Fısıltıysa eş zamanlı, hafifçe çenemi tutup elini oradan boynuma kaydırırken dudaklarını dudaklarıma örttü. Anında dudaklarımı aralayıp ona eşlik ettim.

Bir elim omzundan tutunurken ayağa kalktım, öpüşümü kesmeden. Eli belimi sardı. Kalbim gerçekten yerinden çıkacaktı. Nefesim kesildiğinde durdum. Alnını alnıma yasladı. Keskin solukları dudaklarıma çarparken, gülümsedim.

Eli yanağımı okşadı. Dudaklarını boynuma yönlendirip oraya da bir kaç öpücük dizdi. Nefesim hala düzene girmezken, onun da benden farksız oluşu hoşuma gidiyordu.

"Tuana."

"Hım.."

"Benim ol."

Ellerim boynuna sıkıca dolandı. Beni aşka inandırmıştı. Öldürürcesine yaşatan his, aşktan başka bir şey olamazdı.

"Seninim."

RastlantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin