Siz: uzun arada bahçedeki merdivenlerin tırabzanlarına yaslanmış öylece elindeki gazozu içerken gördüm onu, tek başınaydı, ben de yanına gittimSiz: ama konuşmaya başladığım sırada hesaba katmadığım bir şey oldu, nedensizce heyecan yaptım ve bu da kelimleri çok kesik kesik söylememe sebep oldu
Siz: sürekli kekeledim
Siz: öyle bir andı ki eğer bana olan bakışlarında ufak bir olumsuzluk, acıma ya da iğreti görseydim tüm ilişkiyi kesip atacağım hatta ilerisinde nefret bile edebileceğim bir konumdaydım
Siz: ama o, o kadar dikkatli o kadar sabırla cümlelerimi bitirmemi bekledi ki... her ağzımı açıp konuştuğumda gözleri itinayla gözlerimde bekledi, gerçekten istediği için bunu yaptığını açıkça gördüm irislerinde
Siz: her bir anlattığım şeye yorum yaptı, karşılık verdi ve hatta benden daha çok o bana soru sordu
Siz: sanki sürekli bana kırmızı ışık yakan o çocuk birden yok oluvermişte normal okul arkadaşı formatına geçiş yapmıştı
Siz: heyecanım azaldıkça daha az kekeler oldum, kelimeler daha düzgün çıkmaya başladı ağzımdan
Siz: zaten ne kadar yavaş konuşursam o kadar az kekeliyorum, o yüzden sakin olduğum müddetçe çok da bir problem olmuyor
Siz: otomattan bir tane de bana gazoz aldı, sonra basamaklara oturduk. o kadar yakın oturduğumuz için gözlerine bakmak bazen nefesimi kesikleştirdi, bu yüzden daha çok boynuna, alnına, saçlarına bakarak konuştum
Siz: bir ara sessizlik oldu aramızda ve o an gözlerimi sevmiyor musun diye sordu çekintisizce
Siz: inanabiliyor musun, o bakmaktan kendimi alamadığım gözlerini sevmediğimi düşünerek sordu bu sorusunu
Siz: hâlâ kızıyorum kendime, o kadar çok kaçırmışım ki gözlerimi ona bunu düşündürecek konuma getirtmiştim
Siz: gözlerine baktıkça heyecanlanıyorum, heyecan yaptıkça da kekeliyorum, o yüzden dedim ben de ona, sanki ne diyeceğini bilemedi, sustu o da
Siz: sonrasında başka konulara girdik, biraz garip muhabbetler döndü aramızda, en son üzümü mikrodalgaya koyarsa patlayacağını söylüyordum
Siz: o sırada basamakların arkasından beş altı çocuk çıkıp gülmeye başladılar, hepsi Yavuz'la tanışıyormuş, ikisi onun o gereksiz arkadaşıydı ama diğerlerini hiç tanımıyordum ve gelip bizim gibi basamaklara oturduklarında yemin ederim o kadar çok gerildim ki
Siz: daha Yavuz onlara bir şey söyleyemeden bizim bir alt basamağımıza oturan çocuk bana dönüp neden gidip kendine peltek bir erkek arkadaş edinmiyorsun diye sordu dalgayla
Siz: tek başıma olsam, böyle bir ortamın içinde olmasam gerçekten o kadar umrumda olmazdı ki
Siz: ama o an gururumun nasıl kırıldığını anlatamam, eğer parmaklarımı avucuma saplamasam gözlerimin dolmasına mani olamazdım
Siz: sessizlik oldu bir iki saniye, bu sırada içlerinden birinin kıkırtısını bile duydum
Siz: beklemediğim şey ise Yavuz'un bir anda yerinden kalkıp onu ayağıyla omzundan itmesiydi, çocuğun basamaklardan düşen bedeni hâlâ gözümde canlı
Siz: düştüğü üç beş basamak olduğu için bir şey olmadan sersemce ayağa kalktı ama Yavuz yanına gidip yakasından tuttuğunda öyle bir duvara attı ki çocuğu
Siz: sırtının duvara çarpıp acıyla tıslaması sanki Yavuz'u bir miktar tatmin etmiş gibi dudağına ufak, hiç de hoş olmayan bir sırıtış bıraktı
Siz: aklıma geliyor şimdi o an ki yüz ifadesi, asla hayalini bile edemezdim onu o ifadeyle. sanki bahsetmekten uzak olduğu o 'eski' Yavuz karşımda gibiydi, bilmiyorum...
Siz: çocuğun kulağına bir şeyler söyledi, bu her neyse ikisini daha da gergin bir hale soktu
Siz: o sırada benim gibi basamaklarda olan arkadaşlarından biri aşağı inip aralarına girdi, ayırdı onları ama ben ne yapacağımı bilemez gibi sadece bakakaldım olanlara
Siz: istemsizce adımlarım basamaklardan inip ona ulaştığında Yavuz çocuktan geri çekilmiş, sanki benim yanına gitmemi bekliyormuş gibi bakışlarını kısa süreliğine üzerime değirmişti, yanına gittiğimde ise beni hafifçe omzumdan itekleyip binaya yöneltti
Siz: aramızda hiçbir konuşma olmadan içeri girdik
Siz: bakmadı bana hiç, ben de zaten ne şoktan çıkabilmiştim ne de konuşacak hal bulabilmiştim
Siz: en son sınıfın önüne geldiğimizde kusura bakma diye mırıldandı ve direkt kendi sırasına geçti
Siz: o andan sonra gün boyu aramızda ne bir konuşma ne de bir bakışma gerçekleşti zaten
Siz: kendime ancak geliyorum
Siz: eve ilk geldiğimde tutamadım kendimi ağladım dakikalarca
Siz: ne kadar reddetmek istesem de ağır geldi bugün olanlar, hem niye sadece bebekler ağlasın ki zaten, değil mi?
Siz: ama iyi ki
Siz: iyi ki Yavuz öyle bir tepki verdi
Siz: şimdiye kadar hep kendi kendimi savunsam da o an gerçekten hiçbir karşılık veremeyecek kadar vurulmuşa dönmüştüm. böyle bir zamanda başkası tarafından karşının anlayacağı dilde savunulmak... hem de bu, sevdiğin erkek tarafındansa... değerli hissediyorsun sonuna kadar
Siz: bunu unutmayacağım Yavuz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biri Seni Sevsin İstedim ║ 𝘁𝗲𝘅𝘁𝗶𝗻𝗴
Humor𝗔: biri seni sevsin istedim 𝗔: o kişi de ben olayım dedim