- VII -

24 4 16
                                    

Atlas'tan;

Gözlerimi açmaya çalıştığımda başaramamış, aksine daha fazla ağırlık hissetmiştim üstlerinde. Çok yorgun hissediyordum kendimi. Kendimi zorlayıp gözlerimi açtım. Neden bu kadar soğuktu?

Etrafıma baktığımda koltukta yattığımı anladım. Sena taşımıştı beni buraya büyük ihtimal. Uyku öyle tatlı geliyordu ki gözlerimi tekrar kapattım. Biri saçlarımı geri tarayıp alnımdan öptü.

"İyi olacaksın, ben bakacağım sana." dedi ve elini yüzüme getirdi. Sena olduğunu hemen anlamıştım. Kısık gözlerle ona baktım. Endişeli görünüyordu.

"N-Ne oldu bana?" diye sordum kısıkça. "Hasta oldun biraz, tabii olursun terli terli soğuk su içersen. Ama rahat ol ben iyileştireceğim seni." dedi göz kırparak.

Yorgunca gülümsedim. Elimi kaldırıp güçsüz bir şekilde yanağımdaki elinin üzerine koydum. "Benimle olacaksın değil mi? Gitmeyeceksin değil mi?" diye sordum.

Gülümseyerek başını sallarken çömeldiği yerden kalkıp çalan kapıya bakmak için gitti. Başım felaket ağrıyordu. Üzerine bir de üşüyordum. Lanet olsun hasta oldum.

Kemal "Hani nerede o? Nerede benim kocam?" diyerek içeri girdiğinde gözlerimi devirdim, sersem herif. Yanıma gelip hızla oturdu ve elimi tuttu.

"Neyin var? Nasıl hissediyorsun kendini? Yoksa küçük Atlas mı zorluk çıkardı-" diye konuştuğunda Mert kafasına vurdu.

"Yengenin yanında düzgün konuş aptal. Kalk lan adamın yanından da, zaten zor gözünü açıyor." dedi Mert ve beni Kemal'den kurtardı. Ona teşekkür eden gözlerle baktım. Mustafa da önüme çömelip endişeyle baktı bana.

"Dün zorladın kendini, soğukta da yürüyüp soğuk su içince böyle oldun. Millet sana bir şey olacak diye ayılıp bayılıyor sen kendine dikkat etmiyorsun."

Tekrar kendimi zorlayarak konuştum. "Özür dilerim, sizi endişelendirmeyi istemedim."
"Sorun değil, hasta olman normal. Bu aralar herkes hasta oluyor. Bu arada beyler siz ona baksanız ben de birkaç işim var onları halletsem?" diye sordu Sena.

Mert öne çıkıp başını salladı ve "Rahat ol yenge, çok iyi bakacağız ona." dedi.
Sena ona teşekkür edip yanıma geldi ve tekrar alnımdan öptü. Çok güzel hissettiriyordu bu.

Gittiğinde Mert de karşıya oturup başını yumruk yaptığı eline yasladı ve konuştu. "Beş dakika dinleneceğim ben de, bir yaramazlık yapmayın." dediğinde ikisi de başını salladı ama Kemal sırıtıyordu gizliden. Kesin bir şey olacaktı.

• • •

"Ben onu istiyorum bana onu verin." diye tekrar konuştum. Beni uyandıran Kemal Sena'nın beni bırakıp gittiğini söylemişti ve ben de bunu duyduğum andan beri ağlıyordum. "Bırakmasın beni lütfen, ben onsuz yapamam." dedim Mert'e dolu gözlerimle bakarken. Ağladığım için başımın ağrısı artmış, üzerine bir de gözlerim acımaya başlamıştı.

Mert Kemal'e bağırmayı bırakıp göğsüne yatırdığı başımı okşamaya devam etti. "Öyle bir şey yok, seni hiç bırakmaz ki o." dedi gözyaşlarımı ilgiyle silerek. "Özür dilerim, onu öylece bırakmamalıydım. Seninle uğraştığı için tekrar özür dilerim." dediğinde ona daha fazla sarıldım.

"İyi ki varsın Mert. Sensiz ne yapardım hiç bilmiyorum." dedim ve daha yeni bitmiş olan ağlamam tekrar başladı. Mustafa arkasında Sena ile geldiğinde Mert yanımdan kalktı. Sena yanıma oturduğunda hızla ona sarıldım güçsüzce.

"Lütfen bırakma beni, lütfen bırakma." dedim hıçkırarak. Eli saçlarımı okşamaya başladı beni rahatlatırcasına. "Terden sırılsıklam olmuş bu adam. Ne diye uğraşıyorsunuz ha? Görmüyor musunuz zaten zor gözünü açıyor." diye sinirle konuştuğunda Mustafa çekingen bir şekilde cevap verdi Sena'ya.

"Gerçekten Kemal durmadı yenge, Mert zaten uyuyordu. Ben de Atlas'ı izliyordum. Kemal Atlas'ı kaldırıp senin onu bıraktığını söyledi ve sonuç bu." diye açıkladı durumu. Sena yüzümü ellerinin arasına alıp gözyaşlarımı sildi nazikçe. Ardından yüzümü okşamaya başladı. Bir yandan da Kemal'e kızıyordu.

"Ya adamla uğraşmanın ne gereği vardı ha? Eğer bir daha onunla uğraşırsan seni deşerim." dedi ona. Sert olan bakışları bana bakınca yumuşadı.

Gözlerimi kapatıp kendimi ona bıraktım. Bana iyi gelen tek şey onun dokunuşlarıydı. Ellerini benden çektiğinde gözlerimi tekrar açtım. Kalkmıştı ve gidiyordu. Elimi ona doğru uzatarak "Gitme n'olursun, bırakma beni." dedim telaşla.

Mustafa bir yere gitmediğini, üzerim için kıyafet getirmeye gittiğini söyleyince rahat bir nefes verdim. Mert yanıma oturup başımı kucağına koydu.

Kemal "Atlas, bak böyle devam edersen başka bir şey olduğunu anlayacak. Ayrıca ne zaman söyleyeceksin ona ha?" diye sorduğunda nefesimi tuttum. Konuşmayı unutmuş gibi hissediyordum.

"Böyle yaptıkça sen de zarar görüyorsun fark edemiyor musun? Başka şekilde öğrendiğinde onun için daha yıkıcı olmaz mı kardeşim? Bir şey söylesene!" dedi Kemal sinirle.

"Üzerine gitme istersen şimdi. Kendinde değil zaten, biraz daha toparladığında tekrar konuşuruz bu konuyu." dedi Mert. Mustafa da Kemal'e katılarak konuştu.

"Şimdi demezse ne zaman diyecek ha? Zaten erteleyip duruyor. En başından öğrenmeli ki ikisi için de daha az can acıtıcı olsun."
"Ya görmüyor musunuz zor kafasını ayakta tutuyor, üzerine gidip durmanız onu daha mı iyi yapacak! Ayrıca size ne adamın kendi hayatı. İstediği zaman söyler. Sena öğrenince onu bırakıp gidecek bir kız değil!" dedi Mert tutamadığı siniriyle.

Daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapattım, sonrası karanlık. Son duyduğum Sena'nın neyi öğreneceğini sormasıydı.

Devam Edecek...
————————————————————
R. F.

𝙍𝙤𝙘𝙠 𝙉 𝙇𝙞𝙩𝙚𝙧𝙖𝙩𝙪𝙧𝙚 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin