- XXXV -

12 2 11
                                    

Atlas'tan;

Gözlerimi araladım. Etrafıma baktığımda farklı bir yerde olduğumu fark ettim. Canım yanıyordu. Ellerim bağlıydı, kalkamıyordum. Nefeslerim daralıyordu sanki, o adam içeri girdiğinde nefes almak için daha fazla uğraştım. Dokunuşlarını hissediyordum, aklımı kaybetmek üzereydim.

Nefessiz kalmış gibi derin bir nefes aldım elim göğsüme gittiğinde. "Atlasım nefes al, lütfen nefes al." diyen Atakan'ı gördüm. Orada değildim, evdeydim. Rüyaydı. Gerçek değildi, kurtulmuştum. Gözlerim hızla doldu ve gözyaşlarım aktı.

"Geçti, iyisin artık." diyen Atakan abime sinirle baktım. Ayağa kalkıp ondan uzaklaştım. "İyi miyim? İyi miyim! Sence oradan iyi gibi mi duruyorum! Hiçbiriniz anlamıyorsunuz beni! Öldüm ben, mahvettiler beni görmüyor musunuz!" diye bağırdım gözyaşlarım durmak bilmezken.

"Görüyoruz, izin ver de yardım edelim sana hayatım. İzin ver iyileştirelim seni." dedi Sena. "Sena..." diye fısıldayabildim. Canım yanıyordu ve ben sadece onun hayaline tutunmuştum iki ay boyunca. "Atlasım..." dediğinde dudaklarım titredi ve sesli ağlamaya başladım.

"Sena..." diye fısıldadım tekrar ve bana sarıldı anında. "Buradayım her şeyim. Buradayım." dediğinde gözyaşlarım arttı. Sarıldım ona bıraktığımda gideceğini sanarak. İkimiz de yere çöktük. Hıçkırıklarımız birbirine karışıyordu. "Sena..." dedim tekrar çıkmayan sesimle.

"Efendim bebeğim?" dedi boğuk bir sesle. "Gerçeksin değil mi?" diye sordum. Onu hafifçe kendimden uzaklaştırdım ve titreyen ellerim yüzünü kavradı. "Hayal değilsin değil mi? Gerçeksin, aklımda duran bir hayal değilsin değil mi?" diye sordum titreyen sesimle.

Gülümsedi. Yaptığı aklıma geldiğinde yutkundum. Oyun oynuyordu bana o. İlaçların etkisi yüzünden Sena olarak görüyordum onu. Yüzümdeki dehşete düşmüş ifadeyle ellerim yüzünden kayıp kucağıma düştü. "Benim gerçekten, Sena. Seninim ben, o değilim. En sevdiğin kitabın İnsanlığımı Yitirirken olduğunu sadece ben biliyorum. O şerefsiz bunu bilemez ki." dediğinde Sena olduğunu anladım.

Gözyaşlarım tekrar yanaklarımdan süzülmeye başladı. "Yaşadığın şeyler ağır, elbette beni o sanabilirsin. Sorun değil ki hayatım." dedi ve kollarının arasına aldı beni. Güçsüzce ben de ona kollarımı doladım. "Özür dilerim seni o sandığım için." dedim.

"Olsun bebeğim, iyi değilsin. Böyle davranman bizi üzmez, yaşadığın acıyı çıkarıp atmak senin için de iyi olacaktır." dedi yumuşak bir sesle. Kokusu beni rahatlatarak uykumu getiriyordu. "Sen olmasaydın çoktan aklımı kaybetmiştim. Senin hayalin katlanmama yardım etti. Hayal bile olsan çok güzeldin." dedim uykulu bir sesle.

"Hayatım, uyumak üzeresin. Kalk bir duş al öyle uyursun. Ter içindesin. Rahatlarsın da hem, hadi kalk." dedi kalkıp beni de kaldırarak. Başımı sallayıp yanından ayrıldım.

Sena'dan;

"Nereye gitti?" diye sordu Atakan tekrar yanıma gelerek. Ben geldiğimde bizi yalnız bırakmak için gitmişti. Rüzgâr da gelerek aynı şeyi sordu.

"Duş almaya gönderdim, terlemişti." dedim. "O hâli gözümün önünden gitmiyor, keşke acısını çekip alabilsem." dedi Rüzgâr ve dayanamayıp ellerini yüzüne kapatarak ağlamaya başladı. Atakan da ona katılarak gözyaşlarını bıraktı.

"Toparlanın lütfen. Sizi böyle görürse ona acıdığınızı düşünecek. Lütfen toparlanın." dedim ama beni dinlemediler. Gözyaşlarım peş peşe akarken "Yalvarıyorum, toparlayın kendinizi. Onun için yapın bunu lütfen."

Beyazıt yanımıza gelerek "Ağlamanın sırası değil. Üçünüzün de kalbini kırarım. Kendinize gelin, ölmüş gibi ağlamayı kesin. O hâlâ yaşıyor, sadece toparlanması zor bir dönemde. Ağlamayı kesin, hemen şimdi." dedi sert bir şekilde.

İlk Rüzgâr toparlanarak gözlerini sildi. Sonra ben, sonra da Atakan toparlandı. Çok haklıydı, ağlamak ona yardım edecek bir şey değildi. Onu toparlayabilmek için kendimiz güçlü olmalıydık. O esnada Atlas gelip yerine yattı. "Saçlarını da kuruladın aferin sana." dedi Atakan gülümseyerek.

"Dinlenecek misin tekrar?" diye sordu Rüzgâr yanına oturarak. Atlas ise hiçbirine bir tepki vermemişti. "Büyük ihtimal yine uyur." dedi Atakan. "Bir saat kadar uyudu. Dinlenmesi toparlanmasına da yararlı olur."

"Yanımda kalır mısın?" diye sordu Atlas bana bakarak. Başımı salladım. "Elbette kalırım. Herkes senin için burada zaten. Birlikte iyi olacağız." dedim önünde dizlerimin üzerine oturduğumda.

Ellerinden birini uzatıp elime geçirdi ve kısık gözleriyle bana baktı. Çok sevimliydi bu hâli. Boştaki elimle saçlarını okşadım. Yavaşça gözleri kapandı ve nefesleri derinleşti. "Çok güzelsin uyurken. Mükemmelliğinden hiçbir şey kaybetmedin ki. Hep çok muhteşemdin." diye mırıldandım.

Onu çok seviyordum, emindim. Ben yanındayken huzurlu ifadesi, elimi tuttuğu için rahatlamış olması, gözlerinin bana baktığındaki ışıltısı... Ah, kalbim tekliyordu en küçük hareketiyle.

Kısa bir süre geçti. Uykum geldiği için başımı tutamayıp ellerimizin üzerine yasladım. Derin nefesleri rahatlatıyordu beni. "Güzelim?" diye sordu uykulu bir sesle. Hızla başımı kaldırıp "Uyandırdım mı seni? Özür dilerim." dedim ama o önüme gelen saçlarımı arkaya doğru taradı eliyle.

"Seni göreceksem uyku önemsiz." dedi. Nefesimi tuttum. Bakışları çok dikkatliydi. Ezberlemek ister gibi mavilerimi inceliyordu elaları.Gülümsedi kalbimi tekleten bir şekilde ve "Nefes al güzelim." dedi. Sonra ifadesi ciddileşerek "Nefes almazsan öperim seni." dedi boştaki eliyle destek alıp dirseğinin üzerine doğrulurken.

"Alırsan da öperim." dediğinde büyülenmiş gibi bakıyordum ona hâlâ. Kendimi toparladım ve "Bu senin suçun, beni erit-" diye yarım kaldı cümlem. Sıcak dudakları benimkilerin üzerine kapanmıştı. Yavaşça karşılık verdim öpüşüne.

En başından beri elimi tutan eli şimdi daha sıkı tutuyordu. Başını yana yatırırken dili dilimle buluştu. Aklımı kaybetmeme sebep olacaktı az daha bu hareketi. Boştaki elimi yanağına çıkardım ve dizlerimin üzerinde yükselerek onu eski yerine geri yatırdım öperken.

Artık her şey birbirine karışmıştı. Dili dilimi bir an olsun bırakmıyordu. Yine de çok nazikti öperken. Damağımı okşadı ve yavaşça geri çekildi. Ah, etraf karanlık mıydı yoksa ben gözlerimi mi kapalı tutuyordum hâlâ?

Gözlerimi açtım yavaşça. Fakat pişman oldum anında. Herkesin gözü bizim üzerimizdeydi.

Devam Edecek...
————————————————————
R. F.

𝙍𝙤𝙘𝙠 𝙉 𝙇𝙞𝙩𝙚𝙧𝙖𝙩𝙪𝙧𝙚 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin