- VIII -

18 4 5
                                    

Sena'dan;

Üçüne anlamayan gözlerle bakarken Atlas'ın kötüleştiğini gördüm. Hızla yanına gittim ve elini tuttum. "Atlas, Atlas aç gözünü hadi. Uyan hadi. Bırakma beni sensiz." dedim endişeyle.

"Sena, onu-"
"Sırası değil Kemal Efe." dedi Mert kesin bir dille. Kemal göz devirerek karşılık verdi ona. Tekrar Atlas'a döndüm ve yanağından öptüm. Şimdilik öğreneceğim şeyi ikinci plana attım. İyileşecekti, benim sevdiğim adam bunu atlatırdı.

• • •

Atlas birkaç gün içinde iyileşmiş ve tekrar akşam konserlerine başlamıştı. Onu sevdiğimi söyleyecektim ona bugün uygun bir zamanda. Acaba hangi okula gidiyordu? Formasını giyse bile üzerine başka bir şey giyerek formasını kapatıyordu.

Okuldan içeri girdim ve merdivenleri çıkmaya başladım. Tüm on ikinci sınıflar ilk kattayken neden sözel sınıfı son katta olurdu ki? Söylene söylene merdivenleri çıktım ve günaydın diyerek sınıftan içeri girdim.

İkbal beni görünce gülümsedi. Ben de ona gülümseyerek arkasına oturdum. İyi kızdı ama pek yakın değildik.Hoş, sınıfta kimseyle yakın değildim. Kısa bir süre sonra öğretmen gelip denemeleri dağıttığında heyecan yapmadan rahatça çözüp bitirdim.

Sınav bitince denememi rulo yapıp elime aldım ve sınıftan çıktım. Yan sınıftan da bir çocuğun çıktığını gördüm. Atlas'a çok benziyordu ama sadece arkasını görmüştüm. Yan sınıf dil sınıfıydı ve o da sözel gibi en üst kata koyulmuştu.

Yaw bu herif arkadan neden çok havalı görünüyordu yaw? Bir kızın ona seslenmesiyle yürümeyi bıraktı ve elini cebine koyup kıza baktı.

"Atlas ne zamandır hastaydın iyi misin şimdi?" diye sorduğunda kaşlarımı çattım. Atlas mı demişti o? "Seni ilgilendirdiğini sanmıyorum." dedi o da. Atlas'ın sesine de çok benziyordu. Kesin oydu. Yürüyüp koluna dokundum. Gerçekten de oydu.

"Atlas sen bizim okulda mıydın?" diye sordum. O da ifadesiz bir şekilde "Evet burada okuyorum." diyerek karşılık verdi. Kız ise bize baktı, sonrasında ise gülmeye başladı. "Atlas neden elini omzundan itmedin? Siz ikiniz yoksa beraber misiniz?" diye sordu geri geri yürürken gülerek.

Atlas ifadesizce ona baktı ardından yanına gelen Mert'e baktı. Mert de bizim gibi önüne gelene bir şeyler diyen kıza bakıyordu. "Ne yapıyor bu ya?" diye sordu. Lan, Mert de mi onunla aynı sınıftaydı?

"Mert sen de mi?" diye sorarken buldum kendimi. Gülümseyerek başını salladı. "Sadece ben değil, Mustafa ve Kemal de burada. Sayısal okuyor onlar tabii." dedi.

"Her neyse gidelim hadi." dedi Atlas ifadesini bozmadan yürürken. Herkes ona ve yanındaki bana bakıyordu. Biri gelip Atlas'a güldü alayla. "Ben aşık olmam diyen Atlas Atakul'un yanındaki çıtır da kim böyle?" dedi.

Atlas bir şey demeden yanından geçti. Okuldan çıktığımızda Mert'e sarıldı ve "Sen diğerleriyle takıl ben biraz dinleneyim pek uyumadım gece." dedi. Mert başını salladı ve gitmeden önce bana da el salladı. Ben de ona salladım ve Atlas'a baktım yürürken.

Çok ciddi duruyordu, ifadesiz yüzü daha yakışıklı yapıyordu onu. Birden bana bakıp gülümsedi. "İncele incele bitiremedin." dedi gülerek. "Ezberliyorum seni işte, özlemin çok zarar vermesin diye." diyerek karşılık verdim ona.

Parlak elalarını görünce güldüm. Eriyordu bana. Yeşillik alandaki bir ağacın altına oturup beni de oturttu ve başını kucağıma koydu. Düz bir şekilde aynı okulda okuduğumuzu söylemesi beni biraz üzmüştü.

O yüzden elimi saçlarına atmadım. Bana soran gözlerle bakarken omuz silktim. Doğrulup bana bakmaya devam etti. "Neden böyle davranıyorsun?" diye sorduğunda ciddi olup olmadığını merak ettim. "Biliyorsun nedenini, anlamamazlıktan gelme." dedim ona ben de.

"Nasıl davranmamı bekliyorsun okulda? Sürekli neşeli mi olayım? Enerjik enerjik herkesle mi takılayım ha?"
"Sadece bana ifadesiz davranmasan da olurdu Atlas."
"Yorgun hissediyorum kendimi, daha sonra tartışabilir miyiz bunu?" dediğinde sinirle başımı salladım.

O da ifadesizce bakıp tekrar kucağıma yattı. Okulda herkes peşinden koşuyor fakat o bir şey bile demiyordu. Dese bile ifadesizce konuşuyordu. Bana bile böyle davranıyordu. Birden onu tekrar doğrultarak sordum.

"Neden o kızın yanında bana öyle davrandın?"
"Ya sen buna neden bu kadar takıldın ha?"
"Çünkü seni seviyorum! Elalarına bakarken içimde bir şeyler hareketleniyor, bana dokunduğunda heyecandan nefesim kesiliyor! Lanet olası herif seviyorum seni işte!"

Öylece bakarken kollarının arasına aldı beni. Gözlerimdeki yaşları bıraktım dayanamayıp. Sarılışı sıkılaştı ve eli saçlarımı okşamaya başladı.

"Özür dilerim, seni üzmek istemedim. Başkalarının yanındayken duygularımı göstermiyorum. O lanet sana normal davransaydım da anlayacaktı. Seni korumak için yapıyordum. Çünkü okulda herkesin seni tanıması berbat bir şey." dediğinde başımı göğsünden kaldırıp akan gözyaşını sildim.

Herkesin onu tanıması canını yakıyordu. Canının yandığını kimseye göstermiyordu benden başka. Gereksiz yere takılmıştım davranışına. Gözyaşlarını silen elimi tutup avuç içime bir öpücük bıraktı. Gülümseyerek tekrar göğsüne bıraktım başımı.

O da cebinden çıkardığı sigarasını yaktı. Boştaki elini ellerimin arasına aldım ve parmağımla üzerindeki çizgileri takip ettim. Her şeyi çok güzeldi, gerçek olamayacak kadar güzel.

Birden "Ne yapıyorsun?" diye sorduğunda "Kalbini dinliyorum." dedim gülümseyerek. O da gülerek "Bak sen, ne diyor?" diye sordu.
Bir elimi kaldırdım ve başımı biraz geri çekerek elimi kalbine koydum.

"Yalnız olduğunu."

Devam Edecek...
————————————————————
R. F.

𝙍𝙤𝙘𝙠 𝙉 𝙇𝙞𝙩𝙚𝙧𝙖𝙩𝙪𝙧𝙚 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin