Taövbe bismillah noluyo ya
Odanın önünde durduğumda kapıyı iki kere tıklattım. "Gir!" Komutuyla içeriye girip masanın önünde hazırola geçtim. "Beni çağırmışsınız komutanım?" Kafasını sallayıp elindeki dosyaları masanın üstüne bıraktı. "Evet otur şöyle." Eliyle karşısındaki sandalyeyi gösterdi. "Yok komutanım,böyle iyi." Gözlerini gözlerime çevirip "Otur Akar." dedi.
"Emredersiniz komutanım."
Gösterdiği yere oturup suratına çevirdim bakışlarımı. Dikkatle gözlerime bakarken kaşlarım çatıldı.
"Gözlerin ela mı yeşil mi?"
Şaşkınlıkla çatılan kaşlarım havalandığında "Ne?" Dedim. Kendiside yeni farketmiş olmalı ki afalladı. Gülme isteğimi bastırıp "Yeşil." Dedim.
"He. İyiymiş."
İkimizde sustuğunda atmosfer garip bir hal almıştı. Boğazımı temizleyip "Komutanım iki saatliğine dışarı çıkabilir miyim?" dedim.
"Neden?"
"Biriyle buluşmam gerekiyor da."
Kaşlarını çattı.
"Kimle."
"Arkadaşımla."
Daha çok kaşlarını çattı.
"O buraya gelsin."
"Neden?"
"İşte."
"İşte?"
Kafa salladı. Ayağa kalkıp "Başka bişey yoksa gidiyim mi komutanım?" Dedim. Kafa salladı. "Gidiyorum?" Yeniden kafa salladı. Odadan çıktığım anda kapıyı kapatıp telefonumu elime aldım. Duruyu arayıp uzun koridoru yürümeye başladım.
Çalıyor...
Aradığınız kişiye suanda ulaşılamı-
Tekrar aradım.
Çalıyor...
Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamı-
"Hay aradığım kişinin amına."
Rehbere girip Arası aradım.
Çalıyor...
Aradığınız kişiye şua-
"LAN ARADIĞIK KİŞİLERİ SİKİ-"
"Komutanım?"
"Ne?"
Arkamı döndüğümde Duru ve Aras bana bakıyordu. Durunun elindeki pastayla kaşlarım çatıldı. Arkalarındaki Tim ve yüzbaşı sırıtarak bana bakıyordu. Kaşlarım çatıldı. Noluyo lan?
Kaşlarım çatıldığında "Noluyo lan?" dedim. Herkesin kaşları çatıldı.
Duru "Yine unuttun demi lan?" dedi. Kafamda çakan şimşeklerle gülümseyerek Duruya yaklaştım.
"Teşekkür ederim güzelim ne gerek vardı?" Gülümseyerek suratıma baktığında yanağından makas alıp pastayı üfledim.
"Tut bakalım." Pastayı Arasa verip elini cebine soktu.
"Al bakalım." Cebinden çıkardığı kutuyu elime tutuşturdu.
Kutuyu açıp içinden çıkan üzerinde siyah yuvarlak küçük taşı olan kolyeyi çıkarttım. "Çok güzel." Diyip geri yerine koyarak kutuyu cebime soktum. Köse bana yaklaşıp büyük kutuyu bana uzattı. Kaşlarım çatıldı. "Bomba filan mı koydunuz?" Köse güldü. "Timdekilerle birlikte aldık." Kulağıma doğru yaklaştı. "Yüzbaşı haricinde. Sana bir süprizi var sanırım. Daha önce tanışmadığına emin misin?" Kaşlarım daha çok çatıldı. "Seni vururum Köse."
