Uzun zaman bölğm yazmaycam dedikten sonra uzun bölümün ortama girişi
KANDKANDJAKNDKANDKAKDNA
HEPSİ SİZİN İÇİN
—-
Hızlı adımlarla terliklerimi giyip yan dairenin kapısını çaldım. Bir yandan zile basarken bir yandan da kapıya vuruyordum. AÇIN KAPIYI ALACAKLI GELDİ!!!!Duru uyku mahrumu gözlerle kapıyı açınca anında ittirip içeri girdim. Koridorun ortasında oyun oynayan Aksa ve Belinay'ın saçlarını okşayıp zıplaya zıplaya mutfağa gittim. Yemeği usul usul karıştıran Fatma ablanın dibinde bitip yanağına sulu sulu öpücük kondurdum.
"Valide hanım seni bekler sultanım."
Elindeki tahta kaşığı bırakıp yemeğin altını kapattı. Ellerini yanaklarıma koyduğunda sıcak elleriyle derin bir iç çektim. Şayet Ocak aynın soğukluğu vardı üzerimde. Yanaklarımı yavaş yavaş okşayıp "Geliyorum hemen kuzummmm." Dedi. Kafa salladığımda geri çekilip kapıda bize tip bir bakış atan Duruya baktım.
Dilimi uzatıp gözlerimi kıstığımda oda sinirli sinirli kaşlarını çattı.
"Beni bu kadar sevmiyorsun anne." Dedi. Fatma abla hemen ona dönüp kollarını açtı. Duru hızla gidip sarıldığında saçlarına küçük bir öpücük kondurup "Sen benim ilk göz ağrımsın bitanem olur mu öyle şey?" Dedi.
Duygusal anlarını bozup "Kızını kaçırabilir miyim Sultanım?" Dediğimde Durudan ayrılmıştı. Sorgular bir biçimde kaşını kaldırıp "Nereye?" Dedi.
"Öyle çarşıya inicektik geçen bahsettiğim kıyafetten gelmiş onu alıcaz. " yardım et der gibi duruya baktığımda anında annesinin koluna girip bizim eve doğru yürütmeye başladı. Bende çocukları toparladığımda evden çalıp bizim eve girdik. Balkonda tavla oynayan babama ve Fatih abiye bakıp anında Fatih abinin yanına kuruldum.
Babam tavladaki bakışlarını bana çevirip gülerek" dökül bakalım." Dediğinde. "Şimdi babam," diyerek cümleye başladığımda beni durdurup elini cüzdanına sokarak bir miktar benim için verdi tam gidecekken tekrar durdurup "Bunu da Duru kızıma ver." Dediğinde Fatih abi araya girerek "Yav Orhan yapma şunu çocukların hepsi dibinde bitiyor sonra." Dedi. Babam umursamazca omuz silkip zarı attı. "Sen sus hele oyna oyna." Babama ve Fatih abının yanağına bir öpücük kondurup dolabımdan otlanan durunun başında bittim.
"Gelmişler mi?"
Heyecanla kafamı salladım. Duru o kıyafeti atıp başka bir kıyafet alıp onuda beğenmeyince kafasına sapalağı indirip "Napıyon lan?" Dedim. Vurduğum yeri okşayarak "Bulamıyorum! Nerde o?!" Yeni aldığım İspanyol paça pantolonu soruyordu. Elimi nah yapıp dolaptan siyah dizlerimin biraz üstünde biten elbisemi aldım. Sırt dekoltesi yüzünden almıştım bu elbiseyi. Hafif gerdanı açıkta bırakıyordu.
Duru beğenmiş gibi kafasını sallayıp beyaz elbisemi eline aldı. Dizlerinin biraz altında biten elbisenin derin bir yırtmacı vardı. Bende ona kafamı salladığımda hızlıca üzerimizi değiştirdik. Diz kapaklarıma kadar gelen uzun botlarımı bir yandan çekiştirip bir yandan da yerde yuvarlanıyordum. Duru beyaz spor ayakkabılarının bağcıklarını bağlayıp botun altından ittirmeye başladı. Bot şak diye ayağıma girince özgürlüğüne kavuşan bacağım yüzünden takla attım.
"Ölme ölme." Diye teselli verip makyaj masasına oturan kızla göz devirdim. Makyajımı sabah yaptığım için ihtiyaç duymuyordum. Kıvırcık saçlarımın bozulan yerlerine kremle şekil verip bir kaç fıs parfüm sıktım.
Duru da işini bitirdiğinde odadan çıktık. Temelimiz babalıklara yakalanmamaktı ama Fatih abinin "Afra?" Diyen sesiyle adımladım yere çivilendi.