3.5

36.6K 1.4K 72
                                    

Selam, tatlı ayçiçekleri!🌻╰☆╮
╰☆╮Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

Medya: Gökhan Türkmen - İnadına Aşk.

Keyifli Okumalar.

Bora, beni tutuyordu.
Bora'nın elleri belimdeydi.
Bora'nın gözleri, gözlerimdeydi.
Bora'nın şaşkın bakışları yüzümün her zerresinde dolaşıyordu.

Bora. beni. tutuyordu. hem de. belimden.

Sanki yeni idrak etmişim gibi, amber rengi gözlerim, şoktan irileşirken ellerim tutunacak bir yer arayışına girmişti.

Ellerimi Bora'nın kolunun üstüne koyup, kendimi geri çekerken bakışlarımı da kaçırmıştım.

"Ben, özür dilerim." Karşımda mahcup bir şekilde duran çocuğa, yavaşça kafamı sallarken mırıldanmıştım. "Sorun değil."

"İyi misin?" Bora'nın sesini duymamla, bakışlarımı ona çevirmiştim. Gözlerindeki endişe miydi yoksa ben mi kuruyordum bilmiyordum.

Boğazımı temizleyip, "İyiyim, teşekkür ederim. Tutmasan düşecektim." Deyip, yüzümü buruşturdum.

Tebessüm ederken, gözlerim dudaklarında takılı kalmıştı.

Bakışlarımı dudaklarından çekmeme sebep olan sese döndüğümde, gerçekten pişman olduğunu sesinden anlamıştım.

"İyi misin? Amacım seni ittirmek değildi gerçekten!"

"Sorun değil, iyiyim." Deyip, tebessüm etmiştim.

Çocuk yanıma gelip kitabı elime tutuşturmuştu. "Tamam. İlk sen oku."
Deyince gözlerimden kalpler fışkırdığına emindim.

"Ay teşekkür ederim." Kıkırdayarak konuştuğumda, çocukta gülüp "Rica ederim." Deyince bakışlarım Bora'ya takılmıştı. Çocuğa ters ters bakıyordu.

Ona baktığımı fark etmiş gibi gözlerini gözlerime kitlemişti.

"Ne kitabı o?" Bora'nın konuşmasına şaşırıp, şaşkın bakışlarımı ona çevirip cevap vermiştim. "Hayvan Çiftliği"

Bora, küçük bir tebessüm ederken, "Okumuştum ben, çok güzel bir kitap." Demişti.

"Ya... Ben hiçbir yerde bulamıyordum. Burada görünce de işte, şu an bu durumdayız."

"Anladım. Çok güzel bir kitaptır, sana birçok şey kazandıracağına eminim."

Gülümseyip bakışlarımı Bora'nın güzel gözlerine çıkarırken, kafamı sallamıştım.

"İlgimi çeken şey de konusu zaten, umarım severim."

Bora yavaşça kafasını sallayınca bakışlarımı çocuğa çevirdiğimde çoktan gittiğini gördüm.

"Aa! ne zaman gitti bu çocuk?" Derken, bakışlarım rafların arasında dolaştı.

"Tanışmıyor musunuz?" Bora'nın sorusuyla başımı sağa sola sallayıp, "Yok burada tartıştık sadece." Diye mırıldandım.

"Gıcık bir tipe benziyordu zaten..." Diye mırıldanırken, neden öyle dediğine anlam verememiştim.

"Yani bilmiyorum, iyi bir çocuk gibi duruyordu." Dudaklarımı büzerek konuşurken, Bora hızlıca bana dönüp,
"İyi mi? İyi olsa hiçbir kadınla tartışmaz." Demişti.

Sessiz kaldım. Bora'nın bakışları, saçlarımda geziniyordu. Stresten yutkunurken, ya anladıysa diye düşünmeden edememiştim.

Titrek bir nefes verip konuşacakken, Bora'nın cümlesi kalbimi yerinden çıkaracak derecede attırmaya başlamıştı.

Elini bana uzatırken, "Biz tanışamadık. Bora, ben." Uzattığı ele bakakalırken, kalbim haddinden fazla atıyordu. Ellerim terlemeye başlarken, eteğimin üstüne sürdüm.

Titreyen ellerimi sabit tutmaya çalışarak uzattığı elini sıktım.

Bora'nın eli elimdeydi.
Bora'nın eli avuç içime değiyordu.

"Ecmel Mila." Kısık bir sesle konuşurken, gülümsemişti. Elimi Bora'nın elinden çekerken, bakışları elime kaymıştı.

"Güzel isim. Anlamı ne?" Derken, şu an Bora ile sohbet ettiğim gerçeğini aşamamıştım.

"Ecmel'in anlamı: Çok güzel demek. Mila'nın anlamı da: Kibar, nazik, sevimli. Anlamına geliyor."

Bora, yavaşça kafasını sallarken, cevap vermişti. "İsimlerinin anlamını taşıyorsun." Deyip, dişlerini göstererek gülmüştü.

Bora, bana iltifat etmişti.

Bora'nın bana ilk iltifatı değildi.
Ama yüz yüzeyken ettiği ilk iltifattı.

Yanaklarımın kıpkırmızı kesildiğine emindim. Dudaklarımı birbirine bastırırken Bora'nın bakışları yanaklarıma düşmüştü.
Ve, sırıtmıştı.

"Teşekkür ederim." Deyip, gülümsedim.
Aynı şekilde tekrardan bana karşılık vermişti.

"Şey, benim gitmem lazım." Daha fazla burada kalırsam, dayanamayacaktım.

Bora, kafasını sallarken, "Sonra görüşürüz Ecmel Mila." Deyip, gülümsemişti.

İsmimi ilk kez söylüyordu.
Sonra görüşürüz demişti. Sonra bir daha mı görüşecektik yani?

Heyecandan dudaklarım titrerken, bakışlarımı siyah harelerine çıkardım. "Sonra görüşürüz, Bora." İlk kez gözlerine bakarak ismini söylemiştim.

Arkamı dönüp hızlı bir şekilde rafların arasından sıyrılıp, masaya koyduğum eşyalarımı elime alıp, ışık hızıyla kütüphaneden çıkmıştım.

Adımlarım duraklarken, elimi kalbime koyma gereği duymuştum.

Çok hızlı atıyordu, haddinden fazla hızlı atıyordu. Heyecan ve stresten kaynaklı olduğunu düşündüğüm el titremelerim durmuyordu.

Bora ile ben. Artık tanışıyorduk.
Ve, artık bunun ardı arkası kesilmeyecekti.


Bölüm sonu! 🥹💖Bizz tanistik sonunda!! 😝
Bölüm hakkında olan fikirlerinizi yorumlarda paylaşırsanız çok sevinirim.
Oy vermeyi ve beni takip etmeyi lütfen unutmayın! 🤍🫶🏻
-
İnstagram: yarencalbogaa 🫧

Canhıraş | Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin