Midra bu sabah Lavin Akademi sınavına yalnızca bir ayı kaldığını bilerek uyanmıştı. Zaman azalıyordu ve zamanın bu kadar hızlı geçmesi Midra'yı deli ediyordu.
Midra daha fazla yatakta beklemedi ve hızla yataktan kalktı. Hızla kısa bir duşa girdi. Üzerine siyah ince kazağını ve siyah pantolonunu giydi. Saçlarını tepeden topladı ve yerde duran kemanını aldı. Kapıdan dışarı çıkmak üzereyken gözleri komodinin üzerinde duran kitaba takıldı. Keşke diye mırıldandı. Dimitri'yi dinleyip kitabı hiç almasaydım dedi içinden.
Daha fazla düşünmeden dışarı çıktı ve hızla merdivenlerden aşağıya indi. Telefonundan saati kontrol etti. Saat daha sekizdi rahat bir şekilde Dimitri'nin yanına uğrayıp kitapla ilgili sorular sorabilirim diye düşündü. Midra bu kez yolda müzik dinlemedi sadece sessizlik duymak istediği için kendini düşünceleri ile baş başa bırakarak kitapçı dükkanına yürümeye başladı.
Midra yolda yürürken Ateh'i düşünüyordu keşke farklı olsaydı diye mırıldandı keşke farklı bir zamanda tanışmış olsaydık diye düşündü ama bu imkansızdı. Bazen zaman insanı vururdu daha doğrusu zamanla çektiğin acının dineceğini düşünmek insanı vururdu. Oysa acı zamanla geçmezdi zaman sadece gözlerinizdeki o parıldamayı alırdı. Acıyı unutmanın bedeli buydu işte heyecanını tamamen celladına verip öylece celladının onu öldürüşünü izlemek... Midra bu düşünceyle gözlerinin dolduğunu hissetti . Nerede hata yapıyorum diye düşündü ya da çok mu kötü biriydi Midra yoksa başarmak için ödediği bedel insanoğlundan tamamen soğumak mı olmuştu.
Duyduğu korna sesiyle Midra durdu ve şaşkın bakışları ile sağ tarafında olan arabaya bakakaldı bir kaç saniye yine daldım diye düşündü, bir gün bu dalmanın bedelini canın ile ödeyeceksin diye geçirdi Midra içinden.
''Pardon. '' dedi Midra ve hızla karşıya geçip solunda ki kitapçıya girdi.
Dimitri kitap raflarını temizlemekle meşguldü.
''Dimitri.'' dedi Midra. Dimitri hızla arkasını döndü ve Midra'ya gülümseyerek elindeki bezi kenara koydu.
''Gelsene Midra Günaydın.'' dedi Dimitri.
''Çok zamanını almayacağım. Sadece kitaptaki her sayfada tek bir cümle ya da iki cümle olmasını anlayamadım neden öyle ve neden ben hatırlamak istediğim şeyi yazmak zorundayım.'' dedi Midra bıkmış sesi ile.
Dimitri gülümsedi üzerindeki kırmızı kazağını düzeltti.
''Gözlerin kan çanağına dönmüş bir kahve ister misin?'' dedi Dimitri.
''Sorum ne olacak?'' dedi Midra.
''Kahve içmen soruna engel değil.'' dedi Dimitri.
''Peki o halde.'' dedi Midra.
''Hemen geliyorum.'' dedi Dimitri ve koşarak içeri gitti.
Midra'nın bakışları bir kez daha etrafa kaydı. Burası gerçekten harikaydı keşke burada pratik yapabilsem diye düşündü ama zaten sınavına bir ay kalmıştı. Zaman kulaklarında şarkı gibi akıp gidiyordu Midra'nın tik tak tik tak..
Bu sefer Midra'nın bakışları cam vitrinin içinde duran küçük viyolaya takıldı. Aklına Ateh geldi Midra'nın. Ateh o kadar harika Viyola çalıyordu ki Midra onu her seferinde ağzı açık izliyordu.
''Kahveler.'' dedi Dimitri elindeki beyaz kupayı Midra'ya uzatırken. Midra eline kahveyi aldı ve biraz kokladıktan sonra içmeye başladı. Kafein gerçekten ona çok iyi gelmişti
''Sorum?'' dedi Midra Dimitri'nin keskin hatlı yüzüne bakarak.
Dimitri sağ eli ile siyah yeni çıkan sakallarını biraz kaşıdı ve konuşmaya başladı.
''Midra unutmak hatırlamanın ortaya çıkarttığı bir yanılgıdan ibaret değil midir?'' dedi Dimitri Midra bir kez daha Dimitri'nin sözleri ile donup kaldığını hissetti.
''Hayır... Hatırlamak, sadece unutabilmenin son evresidir.'' dedi Midra. Bu cevapla Dimitri'nin yüzünde yarım bir sırıtış belirdi.
''Daha anlamamışsın Midra. Unutabilmenin tek yolu her şeyi tüm şeffaflığı ile hatırlayıp iyi ve kötü tüm şeyleri içinde bir kez daha yaşamak ve en sonunda..'' dedi Dimitri bakışları kapıya kaydı.
''Ve en sonunda ne?'' dedi Midra merakla.
''Unuttuğunu sanmak...'' dedi Dimitri.
''Nasıl yani?'' dedi Midra artık bu bilmeceli sorulardan bıktığını hissetti.
''Pratik yapman lazım git artık.'' dedi Dimitri gözlerini kaçırarak.
Midra Dimitri'ye son bir kez daha bakıp hızla dükkandan çıktı ve stüdyoya doğru yürümeye başladı.
Tuhaf dedi Midra insanların acı çekmeyi seçmesi gerçekten çok tuhaf. Ne zaman acının o sınırını aşacağım diye düşündü Midra o artık tamamen hatırlamak ve unutmak kelimesini hafızasından çıkartmak istiyordu.
.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN ÇANAĞI
General Fiction2023 BAHAR FESTİVALİ KAZANANI ''Söylesene Midra. İnsan unutmanın ve hatırlamanın sınırına ulaşabilir mi?'' dedi adam. Midra gelen soru ile şoka uğradığını hissetti. Bir kaç saniye ne diyeceğini düşündü. ''Hatırlamak, basit bir şarkı sözüyken unutma...