Midra saatlerce keman pratiği yapmış sonunda kollarının ağrısına dayanamayıp keman çalmayı bırakmıştı. Zamanın nasıl geçtiğini her yaptığı pratikte asla anlayamıyordu. Başlıyordu, bir süre sonra kemanı tutmaktan omuzları ağrıyordu ama bir anda ağrı ve pratik için ayırdığı zaman bitiyordu.
Heyecanla terastan inerek açık gri stüdyo odalarına doğru yöneldi. Kimsenin olmadığını fark edince şaşırdı. Nasıl yani dedi içinden bu saatlerde burası hep dolu olurdu diye mırıldandı.
''Midra, Midra.'' dedi bayan Evol. Midra bayan Evol'un sesi ile irkildiğini hissetti Midra'nın ayağı neredeyse koridordaki kırmızı halıya takılacaktı. Hızla kendini toplamaya çalıştı Midra keman kutusunu sıkı sıkı tuttu. Midra'nın bayan Evol'den irkilmesinin tek sebebi bayan Evol'un buranın müdürü olmasıydı. Aralarının çok iyi olmaması Midra'yı geriyordu.
''Efendim.'' dedi Midra gülümseyerek.
''Saat dokuza geliyor neden hala buradasın biliyorsun stüdyo saat sekizde kapanıyor.'' dedi bayan Evol bıkmış sesiyle.
''Nasıl yani? Saat yedi buçuk değil mi?'' dedi Midra ardından hızla telefonuna baktı ve saatin dokuz olduğunu görünce şoka uğradığını hissetti.
''Dikkat et Midra ve telefonunun saatini düzelt seçmelere çok az kaldı odaklan.'' dedi bayan Evol. Midra utançla kafasını salladı.
''Özür dilerim bir daha olmayacak.'' dedi Midra. Bayan Evol kafasını sağa sola doğru salladı. Gözlüğünü çıkardı ve gözlerini ovaladı.
''Hadi geç olmadan eve git.'' dedi bayan Evol.
''İyi geceler.'' dedi Midra hızla çıkışa yöneldi ve evine doğru yürümeye başladı.
Midra'nın yürürken yapmayı en sevdiği şey müzik dinlemekti. Midra müzik çalarının kulaklıklarını tekrar kulağına taktı ve en sevdiği şarkılardan birini açıp seke seke şarkıyı mırıldanarak yürümeye başladı.
Karanlık yollar ardında bi kalp
Yürür mü sana doğru
Sever mi tekrar seni?
Sevemez, sevemez, sevemez.
Midra şarkının son dörtlüğünde bağırıyordu. Neden bilmiyordu ama bu kısmı çok seviyordu. Şarkıyı bir kaç kez başa sarıp dinledi ve zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan apartmanın önüne geldiğini fark etti. Hızla merdivenlerden beşinci kata çıktı, anahtarıyla evinin kapısını açtı. Onu karşılayan kedisini biraz sevdi ve kedisine biraz mama verdi. Kemanını hızla masanın üzerine koyup kitabını yatağının üzerine bırakıp hızla banyoya yöneldi. Ellerini ve yüzünü yıkadı, üstünü çıkarıp rahat bir şeyler giydi.
Midra acıktığını fark etti. Buzdolabını açtı ve kendine bir bardak sütle galeta çıkarttı onları da hızla yanına alıp yatağına oturdu ve kitabın ilk sayfasını açmadan önce kitabın sayfalarını karıştırdı. Kitabın çok kısa olduğunu fark ettiğinde bir kez daha şaşırdı Midra. Bu kadar kısa bir kitabı okumak ne kadar zor olabilir ki diye düşündü.
Kitap yalnızca otuz üç sayfaydı bazı sayfaları bomboş bazı sayfalarında ise bir iki paragraf vardı. Bazı sayfalardaysa büyük büyük resimler vardı. Midra daha fazla beklemeden kitabı heyecanla açtı.
Birinci Part
HATIRLAMA SANATI
Hatırlamanın sınırına ulaşmak iyi ve kötü hatıralara ulaşmaktan ibarettir. Kötü hatıraları unutabilmek bir ödülken, kötü hatıraların iyi anıları girdabına alıp yok ettiğini fark etmek, insanoğlu için tehlikelidir, hatta belki de en tehlikelisidir.
Midra içinden defalarca bu iki cümleyi okudu. Kitabın böyle başlayacağını düşünmemişti üstüne üstlük ilk sayfada sadece iki cümlenin olacağını ise hiç düşünmemişti.
Sayfanın üzerinde duran parmak uçlarının yandığını hissetti Midra. Hatırlamaya çalıştı geçmişini ama asla hatırlamak istemedi. Hatırlamak istememesinin sebebi basitti ne zaman aklına yaşadıkları gelse Midra kırgın hissederdi. Bu yüzden geçmişi düşünmek istemiyordu.
Midra kendisinin insanlarda biraz hatırı olsaydı insanlarda onu anlarlardı diye düşünürdü hep. Sonra onu ailesinin bile anlayamadığını fark etti o hep keman çalmak isterken babası Midra'nın başarılı bir akademisyen olacağını söylerdi ve Midra baskılara dayanamayıp en sonunda evden kaçıp kurtulmuştu baskılardan. Sadece annesi vardı hayatında Midra'nın.
Göz yaşlarının yanaklarını değil de içini yaktığını hissedince bu tanıdık hisle irkildi ve elleri ile yanaklarından akan yaşları sildi ve bakışları diğer sayfada olan resme kaydı Midra'nın.
Hatırlamak rengarenk bir kelimeyken iyi anılar içinde gri renk taşıyabilirdi hatta o gri renk siyaha dönebildi ama bazen kötü anılar içinde beyaz renk taşıyıp enerjisi ile sonsuza kadar beyaz rengi kendisine bağlayabilirdi.
Midra bir kaç saniye resme ve yazıya anlamsızca baktı. Resmin altında yazan yazıyı anlamak için bir kaç kez okudu ve yazının ne anlama geldiğini anladığında donduğunu hissetti.
Yazı Midra'nın aklına bir anısını getirmişti. Midra'nın keman hocası Midra'ya psikolojik baskı uygulamıştı ve ona yapamayacağını söyleyip durmuştu. Bir pratik çıkışı heyecanla hocasının yanına gitmiş ve ondan olumlu bir kaç söz beklemişti ama Midra'nın duyduğu tek şey olumsuz bir kaç cümleydi. Yapamazsın Midra, olmuyor Midra sözleri hala Midra'nın kulağında yankılanıyordu.
O gün Midra daha fazla dayanamayıp keman hocasını bırakmıştı. Onu çok sevdiği için katlandığı acıları düşündükçe kendine kızıyordu keşke daha erken fark etseydim diyordu hep kendince.
Midra keman çalmaya yaşıtlarına göre çok geç başlamıştı ama denemekten vazgeçmemişti. Sürekli derslerde en iyi performansı vermeye çalışıyordu ama hocası ona derslerde gereken önemi hiç bir zaman vermemişti. Hocası yüzünden yeni arayışlara dalmış ve o arayışlarda boğulmuştu Midra.
Sütünden bir yudum aldı ve gözlerini biraz ovaladıktan sonra heyecanla diğer sayfayı çevirdi Midra. Sayfanın boş olduğunu görünce şaşırdı Midra hızla bakışlarını sayfanın üzerinde yazılı olan tek cümleye çevirdi.
Hatırlamak istediğiniz şeyi iyi ve kötü anıları ile yazın. Midra cümleyi anlamak için bir kaç kez okudu ve cümlenin anlamsız olduğuna karar verdi. Cümle kesinlikle anlamsızdı insan nasıl yazarak unutabilir ki diye düşündü.
Yine de yandaki komodinin üzerinden kalemini aldı ve ne yazacağını düşünmeye başladı. Midra'nın hatırlamak istediği çok şey vardı ama o şeyleri henüz iyi ve kötü taraflarından ayırt edemiyordu. Basit ama yapması zor bir işlemdi bu iyi ve kötü tarafları ayırt etmek.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN ÇANAĞI
General Fiction2023 BAHAR FESTİVALİ KAZANANI ''Söylesene Midra. İnsan unutmanın ve hatırlamanın sınırına ulaşabilir mi?'' dedi adam. Midra gelen soru ile şoka uğradığını hissetti. Bir kaç saniye ne diyeceğini düşündü. ''Hatırlamak, basit bir şarkı sözüyken unutma...