☆1☆

305 15 20
                                    

Bugün herkeste bir telaş var.
Evdekiler ikide bir birbirlerine sen bir şey unuttunmu,bunu aldınmı yada birşey alalım diye evde bir koşuşturma...
Benim bu telaşı yaşamam gerekirken onlar yapıyorlar benim yerime.
Masaya geçip oturdum. Başımı iki elimin arasına alıp sadece onlara bakıyorum...
        Ben EZRA SAMARPİT. 24 yaşındayım.
Üniversiteyi bitirdim ve şuan İstanbulda bir iş teklifi aldım.
İstanbula gitmek için ailemle birlikte  gidiceğiz.
Ama çok heyecanlılar,hele dedem hem üzgün hemde mutlu,dedemi en son üniversiteye giderken böyle görmüştüm.
      Korna sesi geldi.
Pencereden bakınca araba evin önüne bizi almaya gelmişti bile.
Hep birlikte evden çıkarken ben son bir kez dönüp eve baktım.
Gözlerim doldu biran,kendimi toparlayıp kapıyı kapattım.
Arabaya doğru ilerlerken Ayşe teyze "bizi görmeden nasılda saklanarak gidiyorlar görüyormusun Ahmet" deyince biz valizleri yere bıraktık,
annem "aaa âşk olsun Ayşe hiç öyle bir şey olurmu" deyince ben hemen araya girdim;
Seni gormeden gidermiyim tontiş teyzem. Ayşe teyzeye Ahmet amca bizim komşularımızdır.
Ayşe teyze bana sarıldı ve öptü ve bende ellerinden öptüm herkes vedalaşırken Ayşe teyze yerdeki sürahiyi alınca sordum "ne yapıcaksın teyze bu suyu ,biz su alırız gerek yokki" dedim.
Herkeste bir kahkaha ben şaşırmış bir şekilde Ayşe teyzeye bakarken Ayşe teyze sen üniversiteye giderken ben burada değildim bunu yapmadım şimdi burdayım ve bu suyu döküceğim çünkü sen sağsağlim yerine varman için canım kızım tamam mı?
Tamam anladım teyze deyip sıkı sıkı yine sarıldık .
Servisçi başını pencereden çıkartıp hadi sarılmanız bittiyse geliyormusunuz geç kalıyoruz , dedi.
Bizde aceleyle valizleri arabaya koyup yola koyulduk.
Pencereyi açıp el salladım Ayşe teyzeye.      Ayşe teyze suyu dökerken fotoğrafını ve videosunu çektim.
Ve koltuğa oturup uzun uzun yola ve ara sokaklara bakarken gözlerim doldu.
Dedem bunu görünce elimden tuttu ve dedeme sarıldım.
Beş dakika geçmeden çarşıya vardık bile.       Hemen arabadan inerek valizlerimizi alıp otobüse koyduk.
  Otobüste kalkmak üzereydi.
  Annem ve babam yan yana geçip oturdular bende dedemin yanına geçip oturdum.
  Otobüs hareket etmeye başlar başlamaz dedem uyuya kaldı.
  Annemlere bakınca onlarda hararetli bir şekilde sohbet ediyorlerdı. Bende telefonumu çıkarıp Fikri Karayelin "YOL" şarkısını açıp yol boyu dinledim.
Yol hem uzun hemde yorucuydu.
İstanbula varmak üzereydik.       Telefonumun saatine bakınca Lara aradı;
Ben sizi otogarda bekliyorum.
Tamam bizde yarım saat sonra ordayız canım deyip telefonu kapattım.
         Lara benim üniversite zamanında beni hiç yanlız bırakmayan çok sadık bir arkadaşımdır.
Etrafa bakarken dedem "hadi oyalanmayalım inelim Ezra geldik" dedi.
Otobüsten inerken Lara'yı görünce koşarak sarıldım.
Gülerek el ele tutup birbirimize bakarken "ne kadarda özlemişim Lara'yı" dedim içimden.
Annem yanımıza geldi Lara'ya sarıldı uzun uzun sarılıp öpüştükten sonra Lara babama ve dedeme yaklaşıp onlarada selam verdi.
Babamlarda selam verdikten sonra Lara hadi oyalanmayın arabaya binip eve gidelim "çok yorgun görünüyorsunuz" dedi.
Çantalrımızı alıp arabaya koyduk.
Bizde arabaya bindik Lara arabayı hem sürüyor hemde konuşuyorduk.
Lara :Ezra iş yerin hem eve hemde buraya yakındır, dedi.
Tamam çok sağol Lara yarın hallederiz, şuan çok yorgunum.
Beş, on dakika da eve vardık.
Benle babam valizleri aldık, dedemde annemle birlikte eve doğru gitti.
Lara kapıyı açtı eliyle buyrun yeni evinize "hoşgeldiniz" dedi ve hep birlikte eve girdik.
Valizleri kapının yanına bıraktık.
Salona doğru yol aldık.
Lara kaşlarıyla ailemi gösterdi;
Ne kadarda sessiz ve şaşkınlar, ben:
Hadi siz oturun biz bir çay yapalım,dedim.
Dedem :
Bi yorgunluk çayına hayır demem, dedi.
Ben tamam ozaman dedim.
Lara'yla beraber mutfağa gittik.
Lara suyu açtı, bana;
Sen şu çekmeceden şeker çıkar, bardaklarda üst rafta ,dedi.
Tamam buldum, bir tepsi alıp şeker ve bardakları koydum.
O sırada Lara;
Ezra sana bir şey söylemem gerekiyor.
Babanlar burda biraz yaklaş dedi:
Seni şu saplantılı âşığın yine gelmiş.
Dün beni gördü,seni sordu bende Ezra burada değil, dedim.
   Lara babamlar Bura'ğı görmemeliler zaten diken üstündeler yoksa asla köye dönmezler.
Ailem zaten benim için endişeleniyorlar, bide bu çıktı yaa birden dedem ;
Hadi kızlar çayı getirin, dedi.
Ben tamam getiriyoruz diye dedeme seslendim.
Lara, sakın babamların yanında bahsetme
    Lara; Neyi?
Benim İtalya'ya gittiğimide bilmiyorlar.
Lara: Nee, kızım bak öğrenirlerse başın belaya girer.
Ya sen söylemesen onlar bilmezler.
Lara: Tamam söylemem canım sen endişelenme, hadi çayları götürelim deden kızmasın bize.
Yok daha neler dedem asla kızmaz diyip gülüştük.
Çayları alıp salona geçtik.
Hepimiz masaya geçip hep birlikte çaylarımızı içtik.
Lara: Ben artık gideyim işe çok geç kaldım, deyip masadan kalktı. 
Ben seni geçireyim.
Lara: Tekrardan hepiniz "hoşgeldiniz" deyip kapıya doğru yol aldık.

Kapıyı açtığım anda Burak kapıdaydı, hiçbirşey diyemeden öyle  kalakaldım...
☆☆☆☆☆

EZRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin