☆20☆

90 2 0
                                    

 

      Mira.
Efendim tatlım.
Belki hayat yanlış anlayınca güzeldir.
Öylemi diyorsunuz hanım efendi.
Tabi biraz öz güvenli ol kendini azıcık cesaretlendirsen her şey yoluna girecek.
Anlıyorum seni ama Alinin karşısın da kendimi biraz garip hissediyorum.
Korkuyorsun o zaman sen.
Evet ona nasıl söyleyeceğimden korkuyorum vereceği cevaptan ya da tepkilerinden korkuyorum Ezra.
Ona onu sevdiğini söyle sen söyle Mira.
Beni seviyor ama arkaş ya da dost olarak seviyor.
Nerden biliyorsun söyledin mi?
İlk erkeğin söylemesi önemli değil mi?
Ne saçmalıyorsun sen Mira yaaa bunu da kim çıkarmış.
Bunun erkeği kadını mı olurmuş yazılı bir kural gibi bunu kim çıkardı. Mira seviyorsan git ve karşısına çık her şeyi anlat ya da sonsuza kadar susarsın.
Güçlü ol Mira sen bu değilsin.
Ezra demesi kolay sanki sen de her seferinde de cesaret veriyorsun iki de bir.
Eee daha iyi değil mi cesaretli ol diye yapıyorum.
Tabi piskolog hanım randevunuz bitti mi?
Mira!
Yaa ben sadece sana yardımcı olmaya çalışıyorum.
Ben de diyorum ki gitt pat  söyle  demiyorum. Biraz birlikte vakit geçirin sonra ne söylemek istediğini söylersin.
İyide biz ne zaman buluşsak iş konuşuyoruz.
Off Mira iş konuşmayın tatlım biraz nasıl desem yaa sen yaparsın bence ben sana güveniyorum pekte açıklayıcı bir cümle olmadı.
Olsun anladım ben Ezra.
Mira bu konuşmamızdan sonra düşünceli bir şekilde koltuğa geçip öylece oturdu.
Miraya bakarken odanın sesizliğinden uyuya kaldım.
Uyandığımda sabaha karşıydı.
Mira da oturduğu koltukta uyuyordu.
Kendimi biraz dik oturmak için uğraşırken biraz ses çıktığı için Mira aniden uyanıp telaşla yanıma koşar adımlarla geldi.
İyimisin Ezra bir şeye ihtiyacın varmı?
Yok yok sadece biraz doğrulmak istedim o kadar.
Bir şey istersen ben burdayım.
Tatlım bir şey istemiyorum.
Zaten bugün eve gidicez.
Doktor gelsin gideriz.
Bu ne heyecan.
Burası sıkıcı Mira ev yine güzel hem evde çizimde yaparım.
Aaa orda dur bakalım çizim yok sen bir iyileş sonra daha kolun iyileşmeden işe gelmek ya da çizim yok.
Beni duydun itiraz istemiyorum.
Ama Mira.
Aması yok, yok dediysem yok.
Bir iyileş ondan sonra yaparsın bu neyin acelesi hem biraz daha yatacaksın canım.
Off Mira yaa yeter yatığım yatmaktan canım sıkılıyor yatınca artık duvarlara bakmaktan kendi kendime duvardaki renkleri sayıyorum.
Tamam arada bir seni parka götürecem ama orda oturacaz kalmak yok.
Dudağını büzme Ezra sen iyileşene kadar ben sana bakıcam.
Yoksa anneni ararım.
Aaa orda dur canım ne kalkması hem ben yatmayı seviyorum.
İkimiz de aynı anda güldük.
Mirayla sohbet ederken nihayet doktor geldi.
Bütün tahlillere baktıktan sonra bana bakarak kendinizi çok yormak yok.
Yarım saat sonra çıkarsınız.
Niye yarım saat sonra?
Çünkü serumunuz hala bitmedi de o yüzden  deyip çıktı doktor.
Mira da orda kahkaha atıp duruyordu.
Utançtan başımı eğip öylece bekledim serumun bitmesini.
Serum bitikten sonra Mira ve Aliyle birlikte  eve doğru yola çıktık.
Çok şükür hastaneden kurtuldum.
Eve geldiğimiz de Mira koluma girerek benimle birlikte eve doğru gittik.
Ali ise arabada ki eşyaları alıp peşimizden geliyordu.
Canımın acıdığını Miraya göstermemek için elimden geleni yapıyordum.
Zaten benim için çok üzülüyor bide canımın yandığını görse daha çok üzülür ben buna dayanamam.
Eve geçtik salonda benim için bir yatak yapmıştı.
Herkes gelmişti Evrem, Lara, Burak, Alp, Çiçek ve Lezgin hepsi evdeydi.
Nerde kaldınız deyip atıldı Lara.
Mira eliyle engel olup biraz sabredin bayan dedektif Ezra hala yaralı yarasına bir şey olsun istemesin.
Lara mahçup bir şekilde tabi Ezra iyi olsun ondan sonra sarılırım dedi.
Ahh siz beni öldüreceksiniz kurşun bir şey yapmadı ama siz beni ayrı sinir ediyorsunuz.
Herkes aynı anda kahkahalarla gülerlerken bende onları aldırmadan yatağa uzandım.
Hepsi aynı anda karşıma geçip oturdular.
Evet niye öyle bakıyorsunuz.
Hep bir ağızdan bir şeye ihtiyacın varmı.
Yok siz bakmaya devam ederseniz ben burda sinir krizi geçirecem böyle bakmayın yaa ben iyim siz endişelenmeyin çok iyim sadece biraz uyumak istiyorum.
Çünkü ilaçlardan dolayı hep uykum geliyor.
Çok teşekür ederim iyiki varsınız.
Biz de sana canım iyiki sende yanımızdasın.
Bizim de zaten işimiz var işe gitmemiz lazım senin iyi olduğunu gördük.
Yine gelicez hoşçakal.
Herkes gidince Mira yanıma gelip oturarak elimden tutup bana bakıp duruyordu.
Mira iyim ben gerçekten uykum var artık kendinide üzüp durma sen böyle yapıyorsun ben üzülüyorum.
Sen artık işine bak.
Tamam öyle diyorsan sen iyi bakalım biz mutfaktayız.
Mira ve Ali üzgün değiliz deseler bile bu yüzlerinden beli ediyordu.
Üzgün bir şekilde mutfağa geçtiler.
Bende uyudum.
Aradan geçen beli bir zaman sonra uyandığımda Ali  pencerenin önünde öylece dışarıya bakıyordu.
Gözlerim Mirayı aradı ama Mira yoktu.
Yataktan kalkmaya çalıştım ama koluma giren ağrıyla kalkamadım.
Ali beni görünce koşar adımlarla yanıma gelip sağ kolumdan tutup beni yataktan doğrultu.
İyimisin?
İyim  başımlada onayladım.
Mira nerde?
Mira şirkete gitti.
Aslında işler birikmişti o yüzden Mira gitti ben de senin yanında kaldım.
Hmm anladım senin de kalmana gerek yoktu.
Ben tek kalırdım.
Ezra?
Efendim Ali.
Sen beni affetin ama ben kendimi bir türlü  affedemiyorum sana haksızlık ettim.
Miradan vazgeçerim sandım ama olmadı.
Lütfen Ali artık bu konuyu açmasan ben yoruldum sana anlatmaktan ben affetim seni ne zaman anlayacaksın sana söylüyorum ama sen yine bozuk plak gibi her gün tekrar ediyorsun.
Şu saçmalığı bırakıp artık Mirayla ilgilen biraz.
Korkuyorum beni bir arkadaş gibi seviyorsa ne olucak peki.
Çıldırıcam Ali sen bu soruları bir kenara bırak artık lütfen biraz cesaretli ol artık.
Peki bir sorum daha olucak.
Tabi söyle ama yine kendini suçlu hissetiğini söyleme lütfen.
Hayır senle ilgili.
Ben mi?
Evet sen neden silahın önüne atladın.
Ne nededin sen!
Söyledim işte neden silahın önüne atladın.
Ben silahın önüne atlamadım sende gördün  Mira şok geçiriyordu.
Kendin de değildi zaten ben de Mirayı yere atarsam kendine gelir diye yaptım.
Canın tetiğe basacağını hiç zanetmemiştim bile.
Bılöf yapıyor sandım.
Hem sen bunu nerden çıkardın.
Yalan söylüyorsun silahın önüne atladın sen.
Nee?
Ezra sen bilerekmi atladın.
Aliyle birlikte şok içinde kapıya baka kaldık.
Mira kapıdaydı.
Gözleri dolmuş halde koşarak yanıma geldi.
Ezra gözlerimin içine bak doğruyu söyle sen silahın önüne bilerek mi atladın?
Mira sana da Aliyede söylüyorum ben atlamadım.
Can bizi korkutuyor sandım.
Canın tetiğe basacağından hiç tahmin bile etmedim bizi korkutuyor sadece sanmıştım. Seni yere düşürürsem kendine gel diye yaptım zaten seni çekmeme rağmen hiç bir tepki vermiyordun.
Seni yere itersem kendine gel diye yaptım.
Şimdi anladın mı?
Anlamıyorum sen eğer yalan söylüyorsan ya da beni kandırıyorsan.
Yaa niye anlamıyorsunuz.
Ali de zaten şaşkın şaşkın bize bakıyordu.
Galiba Miranın her şeyi duyduğunu sandı.
Ali telaştan, yüzü soldu.
İkisini telaşlandırmamak için ses tonumuda heycanlı çıkmasın diye çok zorlandım yoksa bu iki deli bana inanmayacaklar.
Onları inandırmak çok zor oldu.
Mira ve Ali biraz daha ısrarlarından sonra inandılar.
Bu olaylardan iki ay sonra artık iyileşmiştim.
İşe gidiyordum.
Mira ve Alide artık birbirlerine açılmışlardı.
İki yakın aşık artık birbirlerinden artık haberdarlardı.

  *İnsan soğuya nasıl alıştıysa sevgiyede alışılır*...
 
 

☆☆☆☆☆

EZRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin