3- Uyku

26.1K 1.6K 266
                                        

09.07.2023

Yatakta bir o tarafa bir bu tarafa dönüyordum. Yine aynı sorun. Uyku.

Bazen pat diye uyuya kalırken bazen günlerce uyuyamıyordum.

Sıkıntılı bir nefes vererek ayağa kalktım. Eşofmanımı düzelttim ve odadan çıktım. Sabaha doğruydu ve hava hafif hafif aydınlanmak üzereydi. Emir uyumuş olmalıydı. Sigara paketimden son sigaramı aldım ve ucunu tutuşturdum. Çakmağı geri yerine koyarak evde içmemek için dışarı çıktım.

Apartmanın önündeki merdivenlere bacaklarımı açarak oturdum ve son  sigaramdan derin bir nefes çektim. Gözlerimi kapatarak dumanı dışarı üfledim.

Sokağı süzdüm yavaşça, kimse yoktu sadece loş bir hava ve kuş sesleri vardı.
Beynim tamamen boşaldı. Rahatlamış hissediyordum.

Sigaramdan sert bir duman daha aldım.
Yavaşça burnumdan ve ağzımdan dışarı üfledim. Bu aralar bana iyi gelen tek şey sigaraydı. Ama o da bitmişti.

Sigaram bitince izmaritini ayağımın dibine düşürdüm ve üzerine basarak ezdim. Çok değil birkaç dakika sonra
sokağın başından adım sesleri geldi. Gözlerimi açarak o tarafa baktım. Fatih'ti.

Telefonuna bakarak buraya geliyordu. Olduğum yerde dikleştim çünkü biraz fazla yayılmıştım.

Beni ilk görünce kaşlarını çattı ardından  gülümsedi. Beni hızla süzdü ve yanıma oturdu. Sorgulamadım.

"Uyku mu tutmadı?" Diye sordu yeni aldığı sigaranın jelatinini açarken. "Evet..." dedim onun yavaş hareketlerini izlerken.

"Senide mi uyku tutmadı?" Diye ben sordum bu sefer. Dişlerini göstererek güldü. "Sigaram bitmişti, almaya çıktım." Bir tane sigara yakarak dolgun dudaklarının arasına koydu. Gazı neredeyse bitmiş olan çakmağın ucunu zorlukla tutuşturdu ve derin bir nefes alarak iyice yayıldı.

Paketi bana doğru uzattı. "Al." Dedi sokağı izlerken. Bir ona, bir uzattığı sigaraya baktım. Alsam bir sorun olmazdı bence. "Eyvallah." Dedim ve bana uzattığı paketten bir dal aldım. Dudaklarımın arasına koydum ve elimle cebimi yokladım. Çakmak getirmemiştim ki.

"Çakmağını verir misin?"

Elimi Fatih'e doğru uzattım. Çakmağını elime koydu. Birkaç kere denedim ama yanmadı bir türlü. Gazı bitmişti. "Gazı mı bitmiş?" Dedi Fatih.

"Maalesef." Dediğimde Fatih bir elini enseme koydu. Hızla onun yüzüne döndüm.

Fatih bir eli ensemdeyken yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Ne oluyor amına koyayım?!

Dudaklarının arasındaki sigarayı, benim dudaklarımdaki sigaranın ucuna değdirdi. Ucu yavaş yavaş kırmızıya boyanırken gözlerim büyüdü ve öylece donakaldım.

Fatih sert bakışları bir an olsun gözlerimden çekmiyordu.
Birkaç saniye sonra sigara tutuşunca geri çekildi.

Geri çekilince biraz daha yayıldı oturduğu yere ve sigarasından sert bir nefes çekerken yanakları içine çöktü.  Bende hemen kendime geldim zaten. Tanımadığı birine bu kadar yaklaşması şaşırtmıştı. Ya da ani hareketi. 

"Kaç yaşındasın?" Dedi gözleri yüzümü turlarken. "22... sen?"

"26" anladım der gibi başımı salladım. "Okumuyor musun?" Dediğinde aklıma belli belirsiz anılarım geldi. Güzel olanların yanına kötü olanlar. Lisede ettiğim sayısız kavgalar, akademik başarısızlığım, ailevi sorunlarım derken sinir tüm bedenime yayıldı.

"Yok..." dedim sadece.

"Ayaklarını titretiyorsun." Bakışlarımı yerden kaldırıp yüzüne baktım. "Ne?" Bacağıma baktığımda fark ettim, cidden titretiyormuşum. Hızla durdurmak için elimi üzerine bastırdım ama olmadı bir küfür mırıldandım.

"Farkında olmadan oluyor." Dedim kendimi toparlayarak. Bir şey demedi. Sigarasını bitirdikten sonra ayağının dibine atarak ezdi.
Ardından telefonunu çıkarttı ve biraz uğraştı. Birden gülmeyen başlayınca anlamaz gözlerle ona baktım. Telefon ekranını bana doğru tuttu ve videoyu baştan oynattı.

Saçma sapan komik bir video gösterdi.

Bende onunla birlikte sesli güldüm. Gülerken eliyle omuzuma vurup durdu hayvan.

"Neyse ben kaçar. Gidip birkaç saat daha uyuyayım. Sende git yat." Dedi ve eliyle saçlarımı iki yana karıştırarak apartmanın içine girdi. Öylece arkasından baktım.

Garip bir adamdı.

■ ■ ■

"Orospu çocuğu." Diyerek duvara sert bir yumruk attım. Emir beni belimden tutarak durdurmaya çalıştı. "Deniz önce bir sakin ol."

"Nasıl sakin olayım ha? Nasıl sakin olayım?!." Şuan etrafımda ki her şeyi parçalamak istiyordum ama bunlar benim eşyalarım değildi. Bende kendi parçalıyordum işte.

Gözümden tekrardan yaşlar akmaya başladı. Her seferinde bu oluyordu ağlamak istemiyordum ama öylece akıyordu yaşlar.

Tekrardan duvara vurdum. Emir beni tekrar kendine doğru çektiğinde farkında olmadan onu ittim. Sertçe yere çakıldı. "Ağhh." Acıyla tısladığında duraksadım.

Ona baktığımda yere düşürmüştü. Bu hayatta yanımda olan tek kişiyede zarar veriyordum. O da gidebilirdi, o da benden soğuyabilirdi. Böyle yapmamalıydım. Hemen Emir'e doğru döndüm. "Özür dilerim..." dedim hâlâ ağlarken. Ellerimi ne yalacağımı bilemeyerek havada tutuyordum. Ellerimde bedenim gibi titriyordu.

"Tamam sorun yok." Dedi şortunu kıvırıp dizine bakarken. Hafiften morarmıştı.

"Özür dilerim..."  Ayaklandım ve koşar adımlarla banyoya  girdim, ellerime baktığımda duvara yumruk attığım için yaralanmıştı.

Ellerimi büyük bir öfkeyle yıkadım ve aynı şeyi yüzüme de uyguladım. Yüzüme vuran soğukluk biraz daha iyi hissettirmişti.

Bir elimi lavabo mermerine koyarken diğer elimi alnıma koydum. Derin nefesler aldım ve verdim.

Daha buraya geleli üç gün olmamışken babam arayıp bana hesap soruyordu, üstüne üstlük küfürde etmişti Emir'le kaldığım için. Sadece eşcinsel diye kimseye zararı olmayan Emir'i resmen vatan haini ilan etmişti.

Aynada kendi yansıma baktım. Saçlarım dağılmış, gözlerim kan çanağı gibi olmuş, dudaklarım aralanmıştı. Aralık dudaklarımı ve gözlerimi kapattım.

Beş dakika kadar sonra kapı tıklatıldı ve yavaşça açıldı. Gözlerimi açarak aynadan içeri gelen kişiye baktım. Emir elinde bir kremle yanıma geldi.

"Sakinleştin mi?" Dediğinde yutkundum ve başımı salladım yavaşça. Elleriyle elimi tuttu, kremi biraz kanattığım yerlere sıktı. Ani gelen soğukla irkildim. Parmak uçlarıyla yaydı. Onun yüzünde normal bir ifade vardı. Dudaklarında hafif bir gülümsemeyle kremi yaralanmış ellerime yayıyordu.

İşi bitince elimi bıraktı.

"Sen olmasan ne yapardım bilmiyorum..." sessiz bir tonda mırıldandım. Kısık gülme sesi geldi.

"Sanırım bende..."
Burnumu çektiğimde gülerek bana bakıyordu.

"Seni ittiğim için özür dilerim..." dedim gözlerimi kaçırarak. Elini omuzuma koydu. "Sorun değil." Bende zorlukla gülümsedim.

Kendimi berbat hissediyordum. Öz babam beni arayıp sanki çok umurundaymışım gibi hesap soruyor ve yanımda olan tek kişiye hiçbir suçu yokken küfürler ediyordu...

Birlikte banyodan çıktık. Emir her zamanki gibi eğlenmeye gidecekti. Bütün gün boş boş geziyordu. Sürekli benide çağırsada ben gitmiyordum. Zaten iş aramaya gidecektim.

"Ben çıkıyorum." Dedi ayakkabasını giymeye çalışarak yerinde zıplarken.

"Tamam dikkat et." Dediğimde güldü ve evden çıktı. Çıkmadan önce bana öpücük atmayıda ihmal etmemişti.

O gider gitmez bende kendi odama ilerledim. Hızla üzerimdeki tişörtü değiştirdim. Telefonumu ve anahtarımı alarak evden çıktım.

Hemen bir iş bulmalıydım.

YENİ MAHALLE -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin