17.07.2023
Emir kendi esprisine kahkahalarla gülerken ben de ona eşlik ettim. Sabahki olaydan sonra Emir'le dışarı yemeğe çıkmıştık. O sabahki halinden eser yoktu. Tabii moralinin düzelmesi bana da iyi gelmişti.
Hem uzun zamandır öfke patlaması yaşamıyordum. Belki Bekir'i dövmem bana da iyi gelmişti. Tabii birkaç hasar almıştım ama alışık olduğum için sorun yoktu.
Emir omuzuma attığı elini daha da sıklaştırırken uzun sokağa girmiştik. Buradan bile belli olan kalabalık masa dikkatimi çekti. Bizim apartmanın biraz uzağında ki geniş alana uzun bir masa kurulmuş mahallenin gençleri bira içiyordu. Emir'le biz yanlarına yaklaşınca birkaç kişi bize döndü.
Fatih ve Yavuz da vardı.
"İyi akşamlar." Dedi Emir apartman kapısına yönelirken. Bazıları cevap vermeden önüne dönerken bazılarıysa aynı şekilde cevap vermişti.
Gözlerim Fatih'e kaydı. O da bana bakıyordu. Sabah pansuman işini hallettikten sonra bir anda kaçıp gitmişti ve sonrasında hiç görmemiştim onu.
"Pişt!" Fatih'in sesiyle apartmandan içeri geçecekken duraksadım. "Nereye oğlum gelsenize." Dedi eliyle masayı gösterirken.
Masadakilere göz gezdirdim. Bazıları açık açık bize garip bakışlar atarken, bazıları Fatih gibi sevecen bakıyordu. Emir'e döndüm.
"Sen git. Şimdi ben gelirsem sorun çıkar." Dedi sonlara doğru gözüyle Yavuz'u gösterirken. Yavuz düz bir ifadeyle önüne bakıyordu.
Bu dediği beni sinirlendirmişti. Eğer yorgunum gibisinden bir şey derse sorun çıkartmazdım ama sadece salak bir homofobik için niye kendini üzüyordu ki?
Onu bileğinden kavrayıp konuşmasına izin vermeden Fatih'in yanında ki boş sandalyelere yöneldim. Ben Fatih'in yanına otururken o da benim yanıma oturdu.
Gençlerden biri önümüze iki bira koydu. Kafamı teşekkür eder gibi salladım. Gülümseyerek karşılık verdi.
"Siz nereden?" Dedi Fatih ne ara yaktığını bilmediğim sigarasından bir duman çekip yanaklarını içine çökertirken.
"İkimizde yemek yapmayı bilmediğimizden dışarıda yedik." Dediğimde güldü.
Mahalleliden kıvırcık saçlı bir genç "İsmin neydi abi?" Benden biraz küçük duruyordu.
"Deniz." Dediğimde gözlerime baktı.
"Cidden deniz gibi güzel gözlerin var. Buradan bile parlıyor resmen." Dediğinde gülümsedim ona. Fatih'in sırıtarak bana baktığını biliyordum ama özellikle kafamı çevirmedim.
"Siz birlikte mi kalıyorsunuz?" Dedi sakallı biri. Kötü niyetle değilde sorgular gibi söylemişti.
Yeni geldiğimiz için gözler ikimizin üzerindeydi tabii.
"Evet." Benim yerime Emir cevapladı.
"Abi sen şeydin değil mi?" Dedi sarışın bir genç yumuşak sesiyle. Bu çocuğu daha önce sokakta çok görmüştüm. Sürekli mahalleliye yardım ediyor, çocukları eğlendirmek için onlarla top oynuyordu. Ayrıca kahvehanenin çırağıydı.
Emir güldü. "Evet şeydim." Şu an herkesin gözü Emir'deydi. O hiçbir çekinme belirtisi göstermeden birasını içiyordu. Daha önce de demiştim, yöneliminden utanmıyor, özgürce yaşıyordu. Kimi zaman hakaretler duyuyordu, dışlanıyordu ama bunları umursamıyordu.
"Ama günah değil mi abi? Korkmuyor musun?" Dedi çocuk utangaç bir şekilde. Emir ona baktı. Derin bir nefes alıp omuz silkti.
"Günah, korkuyorum. Ama yapabileceğim bir şey yok. Allah beni de böyle sınamış, neyse cezamız çekeceğiz." Dedi. Yavuz'a baktığımda gözlerini kısmış Emir'i dinliyordu. O pek konuşmuyordu. Fatih'le aynı masada oturmalarına da şaşırmıştım.
"Deniz neyin oluyor?" Bu sefer soran Yavuz'du. Geldiğimizden beri daha yeni sesini duymuştum. Herkesin gözleri ona dönmüştü. Emir her zaman Yavuz'un ona olan garip nefretinden bahsederdi. Mahallelide aralarında ki durumu bildiğinden ben gibi şaşırmışlardı.
Emir bakışlarını ona çevirdi. O da gözlerini kıstı. Cevap vermeden arkasına yaslandı. Sorusunu duymazlıktan gelirken birasından bir yudum aldı.
Bu sırada Fatih beni dürttü dirseğiyle. "Ne var?" Sesime karşı gözlerini devirdi.
"Desene kardeşim gibi." Omuz silktim. Kardeşime zorbalık yapan biriyle sohbet etmek zorunda değildim. Fatih bu hareketim hoşuna gitmiş gibi keyifle güldü.
"Kardeşim..." Emir isteksiz bir şekilde önüne bakarak konuştu. Eğer Yavuz'un sorusuna cevap vermezse mahalleli bizi sevgili sanabilirlerdi. Ki bu başımıza iş açardı.
Yavuz bir şey demeden önüne döndü. Daha sonra yanında ki arkadaşlarının sohbetine katıldı. İlk geldiğimizdeki sessizliği kaybolmuştu.
"Geçmiş olsun bu arada." Dedi kıvırcık saçlı olan bana. Sabahki kavgadan kalan izler hâlâ yüzümdeydi.
"Eyvallah." Dedim.
"Niye kavga etmiştiniz o çocukla?" Dedi benden büyük duran abi Bekir'i kastederek.
"Eski bir sorun var da aramızda." Diye kestirip attım. Adam başını salladı sadece.
Ardından aklıma gelen şeyle yanımda hem arkadaşlarıyla konuşup hem de telefonundan okey oynayan adama çevirdim. Az önce bana yaptığı gibi dirseğimle onu dürttüm. Her zaman ki gülümsemesiyle döndü bana. "Hı?"
"Sabah niye kaçtın?" Dediğimde duraksadı. Gözlerini kaçırdı. Tekrar dürttüm onu. Çenesini kaşırken bakışları yüzümde gezdi.
"Eee... bu bir sır." Kaşlarımı çattım.
"Ne sırrı?" Dedim. 'Bilmiyorum' gibisinden dudaklarını büzüp omuz silkti.
"Belki bir gün öğrenirsin." Dedi fısıltı gibi. Ne saçmaladığını hiçbir şekilde anlamamıştım.
"Yine salak salak konuşmaya başladın." Dedim gözlerimi devirip. Güldü. Bir şey demedi.
"Emir sen ne iş yapıyorsun? Sürekli evdesin?" Dedi kalın sesli biri. Gözler tekrardan Emir'e döndü. Sanırım kimsenin onunla samimiyeti olmadığından onun hakkında bir şey bilmiyorlardı. Şimdi bir anda Emir tüm sorularını usulca cevaplayınca ilgilerini çekmişti.
"Pederden kalma daire, dükkanlar var. Onların alım verim işini hallediyorum. E onları internetten halledilince ben de evde tıkılıp kalıyorum."
Kalın kaşlarını kaldırdı çocuk. "Emlakçı gibi." Dediğinde Emir sırıttı. "Bir nevi."
"O işin parası çok iyi. Bir zamanlar ben de yapmıştım." Dedi benden büyük duran abi.
"Offf." Fatih'in kocaman oflamasıyla herkes ona baktı. Fatih sandalyesinde dikleşti. "Sarı! Aslanım koş kahveden iskambil kağıtlarını getirde birkaç el atalım." Sarışın çocuk hemen ayağa kalkıp kahvehaneye doğru adımladı.
Beklemediğim bir şekilde gece çok eğlenceli geçmişti. Homofobik mahalleli Fatih'ten korktuğu için Emir'e karşı sesini çıkarmamıştı. Zaten tanıyıp doğru düzgün biri olduğunu görünce iyi davranmışlardı.
Geç saate kadar kağıt oynadık. Herkes Emir'e meydan okudu ve yenildiler. Kağıt oyunlarında aşırı iyiydi. Bir tek Yavuz ona meydan okumamıştı. Emir'de zaten onunla oynamak istemiyordu.
Beni en çok sevindiren nokta, Emir'in mutlu olmasıydı. Belki ilk defa mahalleliyle, dışlanmadan, hakarete uğramadan, hasta muamelesi görmeden, insan gibi muhabbet etmişti. Belli etmemeye çalışsada bu durumun hoşuna gitmesi onu sevindirdiği aşikardı. Bu beni mutlu etmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ MAHALLE -BXB
LosoweMahallenin abisi olan Fatih ve mahalleye taşındığı ilk gün kavgaya karışan sinir hastası Deniz'in hikayesi... [BU BİR EŞCİNSEL KURGU VE DENİZ ERKEK!]