"Öp Beni"

524 30 42
                                    

Şu an aramız bozuk olsa da zamanında desteğini esirgemeyen, kapağı benim için hazırlayan kız kardeşim Simaya teşekkürlerimi iletiyorum.

Ne olursa olsun yanımda duran, her kendimden vazgeçtiğimde beni ayağı kaldıran güzel insana da teşekkür etmek istiyorum. Teşekkür ederim Cemre.

-

"Anne vallahi ders çalışacağız!"

kaç dakikadır Annemi Deha ile ders çalışacağım diye ikna etmeye çalışıyordum. Yok, kadın yaptıklarımızdan sonra bana inanmıyordu. Deha ile yaklaşık 9 senedir arkadaştık. Bir gün bile aramız bozulmamış, aramıza kimseyi sokmamıştık. Zaten birbirimizle tanıştıktan sonra başka kimseyle arkadaş olma gereği duymamıştık. Deha benim için kendi öz abimden farksızdı. Tek fark ay olarak büyük oluşum... Bu konuda çok dalga geçerim ama ne yapalım?

Annem "Sus kız, ben sizin ciğerinizi bilirim."

Tam ağzımı açacağım sırada annem hızlıca sözümü kesti.

"Çocukların topunu kaçırmak ne kızım! 19 yaşındaki birine yakışıyor mu? "

Dediğiyle yanağımın içini dişledim. Dediği doğru olabilir ama olay tam olarak öyle gelişmedi. Çocuklar sürekli Dehanın kafasına topu atıp durunca Deha da toplarını alıp kaçtı. Öyle koşmuşlardı ki, tüm mahalle ayaklanıp bizi izledi. Eh tabi bu da annemin kulağına gitti.

"Tüm suç o vel- çocuklarda, bizimle alakası yoktu."

Annem dediklerimde derin nefes verdi. O da küçüklükten beri bizim yaptığımız şeylerden bıkmış duruyordu. "Ne istiyorsun sen şimdi?" Annemin dediğiyle genişce gülümsedim. Ne kadar kızsa da beni de Dehayı da çok seviyordu.

"2 saat ders çalışıp geleceğim."

Annem inanmayan gözlerle baksa da başka çaresinin olmadığını belli edercesine yan yan baktı.

"Akşama Deha da gelsin, en sevdiği tatlıdan yaptım oğluma."

Hızlıca annemin boynuna sarıldım. Annem rahatsızca homurdandığında yanağına sulu bir öpücük bırakarak, hızlıca dış kapıya gittim. Pantolonumun arka cebine elimi götürdüğümde elimin değdiği telefonumla gülümsedim. Deha bana uzun süredir oynadığı oyunu öğretecekti. Artık dışarıda boş boş dolanmaktan ikimiz de sıkılmıştık. Doğrusunu söylemek gerekirse çocuklarla uğraşmaktan sıkılmıştık. Mahalleye yeni küçük bir kız taşındığından berri çocuklarla uğraşmaktan zevk alamıyorduk. Yeşil gözleriyle sürekli bizi "Sizi abime söylerim." diye tehdit ediyordu.

Kapıdan çıktığımda binadaki sessizlik dikkatimi çekmişti. Genellikle komşular sürekli sanki soğuk değilmiş gibi bina aralığında oturur, milleti çekiştirirdi. Bazen sohbetleri güzel gelse de abartıyorlardı. Sanki insanların ne giydiği ya da hangi dine inandıkları onların problemleri gibi davranıyorlardı. Terliklerimi giyip merdivenlerden üst kata çıktım.

Dehaların kapısına geldiğimde hemen zile bastım. Ailesi başka şehire akrabalarını ziyarete gitmişlerdi, bu yüzden de ev bize kalmıştı. Annem dehanın tek kalmasına izin vermeyip her gün bizim eve çağırıyordu. Deha evde tek kalmanın rahatlığıyla genellikle gecenin bir yarısı gelir, uyuyup sabah kahvaltıdan sonra eve kaçardı. Bazen de dışarı çıkardık.

Kapı açıldığında elinde telefonla oyun oynayan ve millete laf eden bir Deha beklemiyordum.

"Ya ben seninle aynı takımdayım, yaptığına bak!"

terliklerimi çıkartıp içeri girdim. Deha göz ucuyla bile bana bakmazken, olduğu yerde kilitlenmiş sadece oyunla ilgileniyordu.

"Deha ben geldim bana da öğret şunu."

HACKER'MIŞ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin