Satır aralarında hiç yorumlarınızı göremiyorum çok ayıp.
Yatağın karşısından yüzüme vuran koca güneş ile gözlerimi araladım. Kuş gibi hafif ve huzurluydum. Baran'ın da yatağını baya sahiplenmiştim. Yatakta kıvrılıp üstümdeki pikeyi attım.
Hayır! Hayır!
Bu olamaz.
“Bebeğim!”
Yataktaki kanın şiddeti kadar arttı ağlamam. İçerden yarı uykulu bir şekilde Baran geldi. Ne olduğunu anlayıp sarıldı bana.
Tek yaptığım sinir krizi geçirip, Baran'ı hırpalamakdı.
Dakikalar sonra sakinlemiştim. İkimizde yere çömelmiş birbirimize sarılmıştık. Baran kalkıp duş suyunu hazırladı. Elimden tutup beni duşa kadar bıraktı. Kafamı salladım gerisini ben hallederim anlamında.
Üstümü çıkarıp kendimi suyun altına bıraktım. Yere çömelip oturdum. Yataktaki o kanı ilk regl oluşumda görmüştüm, ardından Azad'ın benliğimi aldığı gece, şimdide bebeğimi kaybettim gün.
Bununla daha çok ağlamaya başladım. Herşeyimi aldı benden. Herşeyimi...
.
.
.Duştan çıktığımda Baran'ın kıyafetlerinden giydim. Kirlilerimide çöpe attım. Artık hiçbir şey görmek istemiyorum. Anısı olan hiçbir şeyi bulundurmak istemiyorum.
“İyi misin?” dedi Baran kapının eşiğinden bana bakarak.
“Olucam”
“Hadi gel birşeyler hazırladım”
“İştahım yok”
“Birkaç saat sonra uçağımız var. Aç aç olmaz hadi”
Onaylayıp yerimden kalktım. Sandalyeye oturup yemeye başladım.
Dün Baran bilet almıştı bize. Antep'e geri dönmeyeceğimiz için abisi işleri İstanbul'a vermiş. Bizde oraya gideceğiz. Artık ordaki işlerin başında durucak.
“Gitmeden sana birşeyler alalım, gidince kendin alışveriş yaparsın zaten”
“Tamam” dedim ve son lokmamı yutmakta zorlandım.
“Baran neden bu kadar iyisin” dedim yutkunarak.
“Nasıl yani” dedi gülümseyip.
Her gülümsediğinde gamzeleri çukurlaşıyordu. Gülmek ona baya yakışıyor. Bayadır beraberiz ve ben bunu yeni fark ediyorum. Aptal Dilan.
“Dilan?”
“Aa, şey dalmışım” dedim ve elimdeki çatalı bıraktım. “Demek istiyorumki kimse bana bu kadar iyi davranmadı seninle çok bir yakınlığımız yok ama bana çok iyisin”
“Bende bilmiyorum, sana neden bu kadar iyi olduğumu” dedi ve tabağını alıp mutfağa götürdü.
Neydi bu şimdi!?
Azad'ın Ağzından
İki araba ilerliyorduk yolda. Kaç gündür uyumadığımdan arkaya geçip gözlerimi kapatıyordum dinlenmek için. Gözümü her kapattığımda Dilan'ın gözleri beliriyordu karşımda.
Siktir.
Birkaç saat önce Dilan'ın telefondaki sinyalden Ankara'da olduğunu öğrenmişti bizim çocuklar. Haber gelince hemen yola çıktım. Aklıma gelince koltuğu daha çok sıktım. Ne bok işi vardı bu kızın orada. Kiminleydi? Tek miydi? Nerde kalıyordu? Kaçtığından beri neler yaptı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İS
Genç Kurgu"Çok iyi büyütmüşler seni belli kızım ama sen söyle ev, araba, toprak, altın. Mehirsiz kız aldık dedirtmeyiz biz" dedi Hasan Ağa. "Babam ne derse o. O ne isterse bana uygundur" dedim. "Sana soruyoruz Dilan. Ne istersen sen söyliceksin, alamayacağım...