9. Bölüm (Bulunma)
Bölüm şarkısı; Gripin - Nasılım biliyor musun?
İyi okumalar...
Yazar'ın anlatımından
İnsanın hayatı su misaliydi kısa ve hızlı şekilde gelip geçiyordu. Kim bilir dakikalar içinde kaç kişi doğuyor, kaç kişi ölüyordu?
Kendini katil gibi gösteren genç çocuk genç kızı uzandığı yerde birkaç dakika boyunca izledi. Kızın kardeşine ne söyleyeceğini bilemedi, cebinde çalan telefonun sesini duyunca deri eldivenini çıkartarak arayana bakıp derin bir nefes verdi. Kızın yanından uzaklaşarak aramayı cevapladı.
"Buyur kardeşim" diye ilk konuştu. "Kardeşim biliyor musun ablamın kıyafetlerini bulmuşlar ortadan kaybolan birkaç kişiyi filan bulmuşlar ablamın yaşadığını söylemişler bulunması yakın" Karşı taraftan konuşan arkadaşı İlker'i dinledi. Diğer depoda duran insanlar bulunduysa Ilgın'ı da bulmaları yakındı.
"Sen ablanı seviyor musun ki o kadar, kızla anlaşamıyorsun bile" diye çıkıştı. Dostu İlker ile Ilgın'ın anlaşamadığını biliyordu.
"Oğlum size anlatamadığım şey her ne kadar ablam ile anlaşamasam da, yeri geldiğinde ona gereksiz gibi davrandıysam da o benim ablam aynı kana, aynı cana sahibiz" Genç bu tarafa doğru gelen topluluğu fark etti. onlara çaktırmadan normal şekilde uzaklaşmaya başladı.
"İlker kardeşim benim işim var sonra konuşsak olur mu?"
"Olur kardeşim görüşürüz" telefon kapanınca gen çocuk telefonu cebine atıp deri eldivenini tekrar eline takıp o alandan uzaklaştı.
"Sayın Başsavcım burada bir kadın bedeni var" Başsavcı Akın Aksoy kaşlarını çatarak Ali komiserin yanına ilerledi. Komiserin baktığı yere bakınca gerçekten de bir kadın bedeni olduğunu fark etti.
"Yaşıyor mu bir kontrol et, İhsan sende şu diğer olayın suçlularını arabaya koy Hataya geri dönün aslanım" polislerden aldığı elinde sıkıca kavradığı telsizi konuşmak için çenesinin hizasında kaldırdı.
"Başsavcım nabzı yavaşlıyor" Akın titreyen elleri ile telsizi aktif hale getirip acil ambulans istedi. Fakat buraya ambulansın çabuk gelemeyeceğini orada ki herkes gayet iyi biliyordu. Akın Savcı içinden gelen dürtüye dayanamayarak zayıflıktan yüzü çökmüş ve bazı yerleri morarmaya durmuş kızı kucağına alıp hızlı adımlarla arabasına ilerledi.
Akın Savcı içinde ki sıkıntı ile resmen yere göğe sığamıyordu. Sevdiği kız ortada yoktu baktığı dava yüzünden iki hafta görevinden uzaklaştırmışlardı, ailesi ile ilgili sorunlar üst üste gelmişti ve kızı araması için izin bile çıkmamıştı. Esra'dan öğrendiği kadarı ile İlker, annesi ve babası Ilgın'a öldü gözüyle bakıyorlarmış.
Akın birkaç saat önce öğrendiği bilgi ile daha değişik duygulara esir olmuştu. Sevdiği kızın kıyafetleri bulunmuştu. Yakın olduğu için Akın Savcı teslim almıştı kıyafetleri ve kendi tişörtü çıkınca dumura uğramıştı tişörtü burnuna götürünce kızın kokusu burnuna dolmuştu ve o an Akın Savcı bulunduğu yeri umursamadan oturduğu yere çökerek sarsılarak ağlamıştı tüm koridoru hıçkırıkları ile inlemişti.
"Neredesin be Külkedisi" kucağında ki genç kızı Ali'nin açtığı kapıdan uzanarak rahat bir şekilde yatırdı kapıyı hızlıca kapatarak şoför koltuğuna geçti. Ali komiser arabaya geçerek şoför koltuğunun yanında ki koltuğa yerleşti Akın Savcı arabayı çalıştırırken hastanede olan tanıdıklarına haber veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Münhasır
ChickLitMünhasır bir kimse ya da bir şey için ayrılmış olan demek. Hissediyorum ki o da benim için ayrılmıştı her şey bir rüya gibi umarım bu rüya'dan hiç uyanmam