Münhasır bir kimse ya da bir şey için ayrılmış olan demek. Hissediyorum ki o da benim için ayrılmıştı her şey bir rüya gibi umarım bu rüya'dan hiç uyanmam
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İnanamayarak şok içerisinde karşımda ki adama baktım. Kendini tutmam buraya kadardı. Merdivenleri atlayarak dikkatli ama koşar adımlarla yanına ulaştım.
Hareket dahi etmeden ona gelişimi seyretti.
Kucağında ki kediye dikkat ederek kollarımı boynuna doladım. Tek kolunu sırtıma koyup çenesini omzuma bastırdı.
"Geldin" dedim inanamayarak hala o kadar şaşkındım ki
"Geldim" dedi hasret kaldığım o sese ait dudaklar. "Ama sen bir yere gidiyorsun galiba"
Ondan ayrılarak yüzüne baktım. Onu o kadar özlemişim ki! kollarım ona sarılmayı, burnum onun kokusunu solumayı, gözlerim onu görmeyi, kulaklarım sesini duymayı ve en önemlisi bedenim onun varlığını hissetmeyi özlemişti.
Bu etik değildi.
Hemde hiç etik değildi.
"Güzelim bir sorun mu var?"
"Yapma, yapma bunu yapma" diye mırıldandım yaş süzülen gözlerimi gözlerinden çekerek onu geçmeye çalıştım.
Kolumdan tutarak gitmeme engel oldu.
"Ilgın" deme onu adımı sevmeyen ben sırf o daha fazla söylesin diye elimden ne gelirse yaparım.
"Gitmem lazım benim" kolumu çektim ve ondan uzaklaşmaya başladım.
"Yine aynısını yapıyorsun önceden kaçtın şimdi de kaçıyorsun başkası mutlu olsun diye kendine zehir ediyorsun hayatı buna mecbur değilsin Ilgın" sert ses tonunda söyledikleri ile olduğum yere saplanıp kaldım.
"Sen ne-" derken kucağında duran kediye baktı ses tonu yüzünden korkmuş ve titremeye başlamıştı. Bir şey olmadığını hissettirmek için pamuk gibi olan gri tüylerini sevdi. Sonra bakışlarını bana çevirdi.
Bakışlarından hangi anlamı çıkartmam gerekiyordu bilemiyordum? Öfke vardı, korku vardı, panik vardı ve daha göremediğim binlerce duygu barındırıyordu o güzel yüzü.
"Ben ne mi diyorum aramızda olan onca şeyden sonra hiçbir şey yaşamamışız gibi gram sevgi hissetmediğin, varlığına tahammül edemediğin birisi ile sözlenmeni anlayamıyorum. Altında illa ki başka bir neden var ve bu bariz olarak belli? İlla her şeyi tüm çıplaklığı ile anlat demiyorum ama bir şey söyle artık bana! Dayanamıyorum çünkü ben"
Akın'ın söyledikleri ile gözlerine baktım bir Savcı olarak hele ki Başsavcı olarak olanları sezmesini beklemiyordum. Tamam eninde sonunda anlayacaktı ama kendiliğinden anlamasını beklemiyordum.
Yavrum hani adam koskoca Başsavcı illa ki terslik olduğunu anlayacaktı.
"Tamam anlatacağım ama lütfen beni buradan götürür müsün?"
